Tak - Şak

Tak - Şak

Milli Kahramanlar programı vesilesiyle Sakarya’dayız. 1999 yılında olan Sakarya depremi hala gözlerimin önünde. Yıkılmış binalar; inim inim inleyen yaralılar; enkaz altında kalmış insanlar hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Arkasından yıllarca süren mağduriyetler… İşte bugün ülkemizde daha yüksek şiddette bir deprem yaşanıyor. Öyle bir deprem ki, çadır kuracak bir yer bile bulunamayacak bir deprem.

Milletimizin uyandırılması gerek. Bunlar el birliği yapmışlar. Yandaş basın yayını, devletin imkânlarıyla iktidarı elinde bulunduranlar tarihi bir yanlışın içindeler. Türk milleti bir bütündür. İçindeki bütün etnik unsurlar milletimizin zenginliğidir. O gün bugün biz, Araplar, Kürtler, Türkler ve diğer unsurlar etle tırnak gibi bütünleştik. Terörle milleti ayırmaya çalıştılar. 25 yıldan beri devam eden PKK terörüne rağmen siz hiçbir Türk’le Kürt’ün, Arap’ın, Laz’ın, Çerkez’in kavga ettiğini, ortaklığını bozduğunu, evliliğini sona erdirdiğini gördünüz mü, duydunuz mu? Milletin birliğini bozamadılar, başaramadılar. Terörle yapamadıklarını barış adı altında yapmaya çalışıyorlar. PKK’yı millete hazmettirmeye çalışıyorlar. ‘Biz eğildik ey millet siz de eğilin teslim olun’ diyorlar. Akil adamlar diye ikna ekipleri kurdular. Bir ay doldu, akil insanlar elleri boş boş dolaşıyorlar, halktan da sürekli tepki alıyorlar. Evdeki hesap çarşıya uymadı, akil insanlar hükümetin gerçek yüzünü göstermiş oldular.

Terörle müzakere dediler. Bırakın müzakereyi bu tam bir teslimiyet haline geldi. Apo, emrediyor hükümet uyguluyor. BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan "“Akil İnsanlar komisyonu, daha çok bizim talebimiz olan bir komisyondu. Hükümet bizim önerimizi kabul ederek bu komisyonu kurdu. Akil insanlar komisyonunda çok değerli insanlarımız, akademisyenlerimiz, yazarlarımız ve kadınlarımız var"” diyor. Bülent Arınç çözüm sürecini bakın nasıl özetliyor. “"Akıllı siyaset Öcalan’'dan istifade eder, ondan istifade etmemek bence akılsızlıktır" diyor.

Apo’yu kabul etmeyenler, terörün baskısı altında diz çökmeyenler akılsız oluyorlar. İşte AKP'’nin geldiği nokta budur. AKP'’nin akıl anlayışı da budur. İsterseniz resmin büyük karesine bakalım. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik Irak'’a Erbil’'e gidiyor, sanatçı Şivan Perver ile görüşüyor. Perver, Bakan’a "Kürdistan’a hoş geldiniz" diyor. Evet sonuç bu işte Irak’ın kuzeyi Kürdistan. PKK burada görevini bitirdi; şimdi sıra Suriye’'de. Şimdide Suriye’'nin kuzeyinde Kürdistan kuruyorlar. Barış süreci, anayasa çalışmaları, başkanlık sistemi ve federasyon derken Türkiye'’nin güneydoğusunda da Kürdistan kuruyorlar. Büyük İsrail’e doğru adım adım gidiyorlar. Çözüm İtiraz edenlere diyorlar ki, sizin çözümünüz nedir? Zaten anayasa önünde milletin bütün fertleri eşit haklara sahiptir. Uygulamada olan hatalar, fırsat eşitliği vermemeleridir. Bu suç ise tamamen iktidarların günahıdır. Bugün yapılması gereken yeni bir anayasa değildir, terörün isteklerini tak-şak yerine getirmek hiç değildir. Yapılması gereken milletin altına yatak üstüne yorgan olmaktır. Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile vatandaşlık maaşı vermektir. Rusya, Sayın Baş’ı parlamentosu Duma’'ya davet etti, MEM'’i sahibinin ağzından dinledi ve onu ayakta alkışladı. Neticede Putin MEM’i uygulayacağını ifade etti. Bugün yapılması gereken milletimize iş aş temin etmektir. Bunun yolu ise Sayın Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibine yetki vermektir.