23 Nisan'da Sınıfta Kalanlar

23 Nisan'da Sınıfta Kalanlar

TBMM'nin 93. Açılış Yıldönümü münasebetiyle TBMM'deyiz.  AKP, CHP, MHP, BDP adına yapılan konuşmaları dinledik. Konuşmalar cumhurbaşkanı, yabancı misyon şefleri, üst düzey bürokrat ve kuvvet komutanlarının huzurunda yapıldı aynı zamanda canlı olarak da yayınlandı. Konuşmalar partilerin halka verdiği mesaj şeklinde idi.

AKP

Erdoğan konuşmasında, sözde barış sürecine vurgu yaparak çocuklardan hareketle daha fazla çocuğun babasının şehit düşmesini engelleyebiliriz mesajını verdi. Ancak her zaman olduğu gibi terör örgütünün neye karşılık silah bırakacağını ifade etmedi.

CHP

Konuşma süresi normalde 10 dakika. Konuşmacıların hepsi bu süreyi aştılar. Kılıçdaroğlu ise sadece 7 dakika konuşmayı tercih etti. Kolay değil, parti içi karışıklığın olduğu şu süreçte yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal. O da konuşmamayı etliye sütlüye dokunmamayı tercih etti. Daha çok tutuklu milletvekillerini gündem etti. Konuşmasının sonuna ise 23 Nisan'ı gönüllerden silmek mümkün değildir. Kimsenin de buna cesareti yoktur.  Tıpkı Cumhuriyet ve T.C. gibi diyerek sloganik ifadeler sıkıştırdı.

MHP

Sayın Bahçeli daha çok Osmanlı tarihinden bahsetmeyi tercih etti. Günümüzden örnekler vermekten kaçındı.  90 yıl sonra milli birliğimiz heba edilmesin demeyi tercih etti. Meseleyi yüzeysel olarak geçiştirdi, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali konuştu.  Konuşması müşahhas olabilirdi, vatandaşta bir farkındalık oluşturabilirdi, varsa çözümlerini ortaya koyabilirdi. Halkımızın da bayram münasebetiyle ekrana kilitlendiği bu konuşmayı heba etti.

BDP

Partisi adına konuşan Kışanak yeni bir yüzle çıktı halkın önüne. Hedefleri açıktan belli olduğu için ne yapacaklarını iyi biliyorlar. Konuşmasında ülkemizde yaşanan bütün sorunları anayasada kurucu unsur olarak çoğul değil de tekil muhatap olmasına bağladı. Yani anayasada kurucu unsurun sadece Türk olmasını bütün sorunların kaynağı olarak anlattı.

Mağdurların ve ezilmişlerin sözcüsü gibi görünmek istedi. Anlaşılan BDP’nin şimdiden sonraki politikası, halka şirin görünmek için mağdur edebiyatı yapacaklar. Bir bakıma akil adamların işini kolaylaştırmak istiyorlar. Halkın PKK’yı hazmetme kapasitesini arttırmak istiyorlar.

Bütün bu konuşmalar ne anlama geliyor?

Bir kere AKP ile BDP aynı yolda yürüyorlar. CHP ve MHP ise yarım ağızla muhalefet yapıyorlar. İçinden geçtiğimiz şu kritik günlerde böylesi bir muhalefet çözüm getirmeyeceği gibi ülkenin bölünme sürecini de hızlandıracaktır.

Gelelim BDP’nin dediklerine.

Bir kere ülkemizde etnik ve dini ayrım yapılmaksınız anayasa önünde herkes eşit haklara sahiptir. Yeteneksiz siyasilerin ve taraflı davranan idarecilerin hatası devlete mal edilemez.

İkincisi PKK’ya tanınan imtiyaz diğer ayrılıkçı güçlere de cesaret verecektir. 23 Nisan tarihli gazetelere baktığınızda Ermenilerin bile ayaklanmaya başladıklarını hak talep ettiklerini göreceksiniz.

Sözde ermeni soykırımında Türk, Kürt, Çerkes hâsılı bütün Müslüman unsurlar suçlanıyor. Sadece ermeni değil Süryanilerin soykırıma tabi tutulduğu da söyleniyor. Sözde barış sürecinde sadece Kürt değil, bütün unsurlara haklarının verilmesi gerektiği söyleniyor. Yetmedi, Ermeni topluluklarının Anadolu’da yaşadıkları iddia edilen 2300 köy ve kasabanın isminin yer aldığı bir panonun Sultanahmet’te sergileneceği ifade ediliyor.

Ülkemizin durumu batan geminin mallarının paylaşım kavgası gibi cereyan ediyor.

Görüldüğü gibi verilen kavga milletin faydası için değil. Herkesin kafasının arkasında farklı hesaplar var.

Milletimiz birlikte yaşamaktan rahatsız değil, bilakis Türk milletini meydana getiren unsurlar et ve kemik gibi birbirine kaynamış durumdalar. Milletimize faydalı olmak isteyenler onlara iş ve aş temin etsinler. El aleme muhtaç etmeden evine ekmek götürecek, çoluk çocuğunun nafakasını temin edecek bir imkan sağlasınlar. Siyasilerin tuzu kuru olduğu için hiç de böyle bir gündemleri yok. Gündemleri olsa da, çözümleri yok.

Tekrar hatırlatmakta fayda var.

Rusya parlamentosu Duma da Sn. Prof. Dr. Haydar Baş beyin konuşması iyi analiz edilmelidir. Rusya'nın resmi davetiyle giden ve Milli Ekonomi Modelini bizzat Rus parlamenter, ilim ve siyaset adamlarına anlatan Sayın Baş ayakta alkışlanmıştır. Devlet başkanı Putin MEM’ i uygulayacaklarını ifade etmiştir.

Anlaşılan o ki mevcut siyasiler hangi partiden olursa olsun teşhisten de çözümden de uzak durumdadır.

Çözüm mü istiyoruz,

Çocukların istismar edilmemesi için,
Çocuklarımızın babalarının ölmemesi için,
Anaların gözyaşlarının dinmesi için,
Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Arabıyla Türk Milleti çatısı altında onurlu yaşam için çözümün adresi Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli ve Bağımsız Türkiye Partisi’dir.

Son söz: Son pişmanlık fayda vermez.