30 Mart Muhasebesi

30 Mart Muhasebesi

‘Tape’ ile yatıp ‘tape’ ile kalkıyoruz. Herkes birbirinin hatasını arıyor, toplum geriliyor; ötekileştiriliyor. Yaşananlara daha yukardan bakalım. Taraf olma endişesinden uzaklaşalım; yaşananlar iç karartıcı.

Şahıslar geçicidir, partiler geçicidir; kalıcı olan vatandır, millettir.

Devlet ve millet bir çözülme sürecinden geçiyor.

Bu çatı yıkılırsa hepimizin başına yıkılır; değerlerimize düşman olan coğrafyamızda gözü olanlar var.

Seçimlerden önce bu muhasebe yapılmalıdır.

Son günlere damgasını vuran Tayyip Erdoğan - Fethullah Gülen kavgasını irdeleyelim.

Yıl 1998

Haydar hoca, Gülen’e mektup gönderir. Papazlarla oturup kalktığını, İslam’ın esaslarına uygun davranmadığını, yaptıklarının kendisine, sevenlerine ve milletimize zarar vereceğini ifade eder.

Gülen dinlemez, Vatikan’a gider ve papanın elini eteğini öperler. Üstelik “papalık misyonu”nu yaymak için talepte bulunurlar.

Yıl 2002

Trabzon meydanında yapılan mitingdeki konuşmasında Haydar hoca, AKP’ye hitaben “Bunlar karanlıklardan daha karanlık, bunların boyunlarında haç var” der.

Geçtiğimiz yıllar içinde Fethullah Gülen kadrosu ile birlikte Vatikan’ın talimatlarını birebir uygularlar. Milletimiz dini ve milli olarak gücünü kaybeder, ölçüleri sarsılır.

Yıl 2005

İstanbul’da uluslararası Milli Ekonomi Modeli (MEM)kongresi düzenlenir. Dünya kamuoyuna deklare edilir. Rusya başta olmak üzere model kısım kısım uygulanmaya başlar. Rusya2013 de Haydar hoca'yı meclisi Duma’ya davet eder. Ardından MEM in kurallarını kanun haline getirmeye başlar. Neticede dünyanın lider ülkesi konumuna gelir. Artık dünya dengelerinde söz sahibi olmuştur Rusya.

Haydar hoca her fırsatta Gülen’e de Erdoğan’a da el uzatır. Tutun elimden der vazgeçin yanlışlarınızdan siz bu millete aitsiniz der. Der ama, onlar sürünmeyi ve süründürmeyi tercih ederler.

Ukrayna’da, Rusya’nın elini kolunu bağlamaya dönük ‘genişletilmiş bahar harekatı’ batı tarafından gerçekleştirilir. Ancak Rusya’nın cevabı gecikmez. Kırım ve Sivastopol halkının da tercihleri ile bölge güvenliği sağlanmış olur. Yoksa o bölgeler de Ortadoğu da olduğu gibi kan gölüne dönecekti. 

Batı boş durmadı her zaman yaptıkları gibi ambargo ile Rusya’yı tehdit ettiler.

Rusya’nın cevabı ne oldu biliyor musunuz?

2006’daki Mortgage krizi yaşanırken Ali Viktor Minin,Haydar hocayı ziyarete gelmiş ve bu konu görüşülmüştür.

Yer Gaziantep Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu’nun evidir. Ben de şahitlerden birisiyim. Akşam vaktinden sahur vaktine kadar ki, o zaman ramazan ayı idi,müzakere devam etti. Rus ekibi en son Haydar hocanın dediği noktaya geldi. Çöken ABD değildi, çöken ABD’nin ekonomi sistemi idi, yani kapitalizm çöküyordu. Dünyanın dört bir tarafındaki devletler ve milletler ABD dolarını kullandığı müddetçe,ABDkâğıdı karşılığı dünyanın haracını kesmeye devam edecekti.

Haydar hoca çözümü de söyledi. Dedi ki “ABD’nin sömürüsüne son vermenin yolu onun dolarını devre dışı bırakmaktır. Bu da devletlerin ithalat ve ihracatlarını kendi milli paraları ile yapmaları ile mümkündür”

Rusya bu görüşmeden sonra Çin’le yaptığı ticaret anlaşmasında bu kuralı uyguladı.

Şimdi de ABD ile kafa kafaya geldiği Kırım krizinde ABD’ye karşı hamlesini yaptı.

Ne ile yaptı biliyor musunuz?

Haydar hocadan öğrendiklerini devreye koyarak.

Ticaretten doların tamamen çıkarılmasına karar verdi.

Döviz rezervlerinde bulunan meblağın batılı para birimlerinden olanlarının satışı ve rezervlerde Asya para birimlerine geçiş kararı aldı.

Avrupa’nın enerji kaynakları konusunda Rusya’ya ihtiyacı var. Rusya’nın enerji musluklarını kapatması batının sanayisinin durması ve soğuktan donması anlamına geliyor.

Türkiye ise sazan misali her konuda ABD’nin yanında görünüp var mı ikimize yan bakan modunda devam ediyor.

Yaşadıklarımız karşısında artık görülmüştür ki, sazan siyaseti ile, kuyruk siyaseti, kopya siyaseti ile, güdümlü siyaset ile bilgi, iletişim ve enformasyonun pik yaptığı çağda ayakta kalmak mümkün değildir.

Bu millete bir baba gerek. Milletin babası önde görünenlerin hiçbirisi değildir. Sadece iyisine değil kötüsüne de sahip çıkacak onu da kamuoyu menfaatine kazandıracak bir lidere ihtiyaç vardır.

O da görülmüştür ki Haydar Baş hocadır.

Milletimiz 30 Mart seçimlerinde olsun önümüzdeki genel seçimlerde olsun partilere oy vermiş gibi görülsede kendi kurtuluşuna oy verecek veya vermeyecektir.

Bu böyle bilinmelidir.