AKP, Milliyetçi ve Alevileri de İstismar Etmek İstiyor

AKP, Milliyetçi ve Alevileri de İstismar Etmek İstiyor

Erdoğan, halk direnişiyle başa çıkmak için tartışma zeminini dini sahaya çekmeye çalışmaktadır. Gezi parkı direnenleri millet değil, dinle herhangi bir ilgileri yok, hatta dine karşı bir duruşları varmış gibi algı oluşturmaya çalışıyor.

Tayyip Erdoğan’ın Samsun mitinginde söyledikleri yenilir yutulur cinsten değildir. "Biz metanetle, itidalle, duayla direniriz. Onlar milyonlarca tweet atsınlar bizim tek bir besmelemiz yeter",  "Onlar yakıp yıksınlar, bizim tek bir 'La Havle'miz bütün tuzağı bozar", "Onlar camilere ayakkabıyla girsinler, başörtülü kızlarımıza dil uzatsınlar. Bizim milletimizin bir kez "Ya Allah, Ya Fettah" demesi yeter" Bu ifadeler Sayın Erdoğan’a aittir.

Erdoğan da bilmektedir ki, tweet atanlar da besmele çekerler, kandil gecesi ortaya koydukları İslami tavır herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. Onlar da bu milletin bir parçasıdır. Direniş toplumun bütün kesimlerine yayılmıştır. Bunları din içi din dışı şeklinde guruplara ayırmak son derece yanlıştır. ‘Onlar yakıp yıksınlar’ diyen başbakana sormak gerekir. Bunların toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanmaları ile yakmanın yıkmanın ne ilgisi olabilir. Aktivistlerin attıkları tweetler dine karşı değildir, AKP iktidarına karşı atılan tweetlerdir. Önce çevreciler bu eylemleri yapıyor, biz onlardan daha çevreciyiz diyen başbakan, meseleyi örtbas edemeyince şimdi de din istismarı yapıp toplumda dini ayrımcılık yapmaktadır.

Ellerinde karanfillerle anayasal haklarını kullanmak üzere Taksim'de toplananlara polislerin savaşa gidiyor gibi ALLAH ALLAH diye saldırması ayrıştırma sürecinin ne kadar tehlikeli noktalara sürüklendiğini göstermektedir.

Erdoğan sahayı boş bulmuş olacak ki, istismar politikasını arttırarak devam ettiriyor. Yaptığı Erzurum miting konuşmasında pencere ve balkonlara ‘üç hilalli bayraklar’ da asmalarını isteyerek MHP tabanına mesaj göndermiştir. Buradan çıkan mana şudur, ha AKP ha MHP yok birbirimizden farkımız demek istemektedir.

Yıllardan beri ülkemizde Alevi -Sünni kesim arasında düşmanlık tohumları ekilmektedir. Her iki kesimde oy deposu olarak görülmüş ve siyasi partiler arasında paylaşılmıştır.  Çözüm adına projesi olmayan siyasi partiler sırf tarafgirlik mantığı ile uzun yıllar bu kesimleri istismar etmiştir. Hükümetin yapmayı planladığı üçüncü köprüye Alevileri katleden Yavuz Sultan Selim’in isminin verilecek olması ateşe körükle gitmektir.Bölgemizdeki iç savaşların devam etmesi için ayrılıklar körüklenmektedir. Bu isimden vazgeçeceklerine laf kalabalığı yapmayı tercih etmeleri, bu kararın kimler tarafından verildiğini de düşündürtmektedir.

11 yıllık iktidarları döneminde Alevileri görmezden gelen AKP istismarlarına devam ediyor. Bağımsız Türkiye Partisi,Prof. Dr. Haydar Baş beyin Alevi yurttaşlarımıza dönük projelerini parti programına almıştır. Cem evlerinin ibadethane statüsüne alınmasından tutunda,Ehl-i Beyt üniversitesi kuracağına dair BTP’ninprojeleri, AKP tarafından aşırılmaya çalışılıyor. Prof. Dr. Haydar Baş beyin Aleviler konusundaki ilmi ve sosyal çalışmaları olmasaydı, AKP Alevilerin yüzüne bile bakacak değildi. Peki, ne oldu da AKP Alevilere el uzatmaya kalkıyor. Bu siyasi kaygılarla yapılan oy avcılığıdır. AKP son gelişen olaylarla ciddi anlamda oy kaybına uğramıştır. Bir taraftan MHP’nin tabanına el atan AKP diğer taraftan Alevilerin oylarına göz dikmiştir.

Ancak konuştuğum alevi kanaat önderleri Erdoğan’ın avucunu yalayacağını ifade ediyorlar. Alevilerin çektikleri çilelerin çok köklü olduğunu bu tür oyunlara karınlarının tok olduğunu ifade ediyorlar. Milliyetçi taban da, Alevi kesimler AKP’ninoltasındaki yeme takılmayacaklardır.