Allah bu millete bir daha Sivas kongresini yaptırmasın

Allah bu millete bir daha Sivas kongresini yaptırmasın

4-11 Eylül tarihleri Sivas kongresinin 104. yıldönümü, gururluyuz. O yıllar I. Dünya savaşından yeni çıkmışız, topraklarımız işgal edilmiş ve millet esaret altında. Düşünebiliyor musunuz, 3 kıtada at koşturmuş, hükümranlık sürmüş bir imparatorlukta neredeyse Anadolu'da bir avuç toprağa sıkışmış esarete mahkûm edilmiş bir millet söz konusu idi. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkması, Amasya genelgesi ardından Erzurum kongresi ve kongreler döneminin sonu olan Sivas kongresi gerçekleşiyor. İstanbul hükümeti olsun, işgal güçleri olsun özellikle Sivas kongresi yapılmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar, ancak güçleri yetmiyor. Çünkü karşılarında Mustafa Kemal Atatürk’ün çelikten iradesi ve gözü pek bir duruşu var. 

Sivas kongresi çok önemli. 

İşgalden sonra millet yaşadıkları bölgeyi, canlarını ve namuslarını korumak için öbek öbek Kuvayı milliye ve Müdafai hukuk olarak teşkilatlanıyor. Ancak bunların yerel olması ayrı ayrı olmaları bir risk. Çünkü kolayca bertaraf edilebilirler. İşte Sivas’ta ulusal çapta bir temsil ile bütün bu güçler bir araya getiriliyor. Birçok karar alınıyor. Ancak işin özü işgal altındaki topraklarımız ve bağımsızlığımızın kazanılması. Bunun için “Ya İstiklal ya Ölüm” sözü veriliyor. 

Böylece milli mücadele de başlatılmış oluyor. Sivas kongresi olsun, tarihimizdeki diğer önemli günler olsun bunların çok iyi bilinmesi lazım. Gençlerimize, öğrencilerimize öğretilmesi lazım. Bir millet dostunu ve düşmanını iyi tanımalıdır. Bir millet kendisini ayakta tutacak dinamiklerini iyi bilmelidir. Suyun uyuduğunu ama düşmanın uyumadığını unutmamalıdır. Batı, batının emperyalist kodları hiçbir hayalinden ve de topraklarımızdan vazgeçmiş değil. Batı ne Şark projesinden vazgeçmiş ne büyük ortadoğu projesinden (BOP), ne de dinler arası diyalog düşüncesinden vazgeçmiş değildir. Dönemin koşullarına göre taktiğini yenileyip aynı stratejiye devam etmektedir. 

Batı hiç düşüncesinden vazgeçmez. Batı aynı batı. Burada bütün mesele bizim güçlü olmamızdır. Biz güçlü olduğumuz takdirde biz batıyla anlaşabiliriz, konuşabiliriz, iş birliği yapabiliriz. Çünkü bizde insaniyet var, bizde hakkaniyet var. Biz de yaratılanı Yaratandan ötürü sevmek var. Onu kazanmak için yardımcı olmak var. Batıda maalesef bu yok. Bakın geçmişteki yaşananlara; Balkan savaşlarına, I. Dünya savaşına, ülkemizin işgaline… 

Kalemim yazmıyor, kadınlarımızın, kızlarımızın topraklarımızın nelere maruz kaldığına bakar mısınız? Bütün buna rağmen batılı hala bu topraklara sahip olma hayali kuruyor. Rahmetli Prof. Dr. Ata Selçuk hocamızdan dinlemiştim. İngiltere’de bilimsel çalışmalar yaptığı dönemde İngiliz hocası- siz bizim atalarımızı Çanakkale'de öldürdünüz der. Ata hocamızın cevabı çok anlamlıdır. Der ki sizin atalarınızın bizim topraklarımızda ne işi vardı? -

Kavga tam da bu. Sivas kongresi ile yakılan meşale 104 yıldan beri yanıyor kıyamete kadar da yanacaktır. Bu vesile ile Mustafa Kemal Atatürk'ü ve mücadele arkadaşlarını rahmetle alıyorum. 

Bir hakkı daha teslim etmeliyiz. İşte güneş gibi parlayan Atatürk’ümüzü millete yanlış tanıtan, arasını açmaya çalışan işgalcilerin iğfal ettiği zihniyete karşı etkili bir çıkış yapan Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı da anmalıyız. Bize Atatürk'ün bayrak olduğunu, sancak olduğunu, vatan ve millet olduğunu ve de birleştirici harç olduğunu O öğretmiştir. Hocamızın “Hoş Geldin Atatürk” eseri mutlaka okunmalıdır. Bu eser okunduğu zaman Mustafa Kemal Atatürk'ü daha iyi tanıyacağız. Atatürk’ün Ehl-i beyt neslinden olduğunu, temiz pak bir aileden geldiğini, Allah'ın bu milletin gönderdiği bir kurtarıcı olduğunu, bir lütuf olduğunu görürsünüz.  Bu vatan bize kolay bırakılmadı. 

Biz de ülkemizi çocuklarımıza, torunlarımıza gelecek nesillere nasıl teslim edeceğiz? Burada BTP genel başkanı Hüseyin Baş beyin yaptığı muhasebe gibi hedef koymalıyız. Yarın ahirette Atatürk ile Haydar hocamızla buluştuğumuzda alnımız açık yüzümüz ak bir şekilde “biz elimizden geleni yaptık” diyebilelim.

Not: Filenin Sultanlarını tebrik ediyorum, 2023 Avrupa Voleybol Şampiyonu oldular. Avrupa'nın göbeğinde Türk bayrağının göndere çekilmesi ve İstiklal marşımızın olunması çok çok güzeldi, gururlandık. Sultanların başarılarının devamını diliyorum. Yetmedi, bütün spor camiasının ve ülkemizi temsil eden bütün kadroların üstün başarılarını bekliyoruz.