Asgari ücretin 5 bin tl olması anayasal bir haktır

Asgari ücretin 5 bin tl olması anayasal bir haktır

Genel seçimlere sayılı günler kaldı. Siyasiler daha çok ekonomi ile ilgili konuları gündem ediyor. Vatandaşın içine düştüğü fakr-u zaruret bunu zorunlu kılıyor. Seçim münasebetiyle vaktimizin çoğunu halkla iç içe geçirdiğimiz şu günlerde insanların çok ama çok mağdur olduğuna şahit oluyoruz.

Bugünlerde yaşadıklarımız bizim için sürpriz değil, yıllardan beri BTP genel başkanı sayın Haydar Baş bugünleri görmüş kamuoyu ile paylaşmıştı. Sadece sorunları gündem etmemiş aynı zamanda çözümlerini de halka kendisine ait olan “Milli Ekonomi Modeli” (MEM) ile arz etmişti.

Rusya başta olmak üzere, BRICS devletlerinde uygulanmaya başlayan MEM, artık ülkemizde de rağbet görüyor. Prof. Dr. Haydar Baş bey asgari ücreti 5000 tl olarak açıkladıktan sonra diğer partiler de ardı arkasına asgari ücret açıklaması yaptılar;  CHP 1500, HDP 1800, MHP 1400 lira rakamını verdiler.

Bakın seçmen nezdinde en çok konuşulan konu asgari ücret mevzuudur. Vatandaş bu konuya kilitlenmiş olmalı ki başta cumhurbaşkanı ve başbakan ve hükümet üyeleri sürekli asgari ücreti gündem ederek ‘veremezler’ deyip duruyor. AKP hükümetinin 949,07 tl olan asgari ücreti artırmayacağı anlaşılıyor.

Anayasamızda Türkiye Cumhuriyetinin nitelikleri sayılırken, madde 2 de ülkemizin sosyal bir hukuk devleti olduğu yazılır.

Sosyal devlet ne anlama gelmektedir. Asgari ücret konusunu anlamak için bu önemlidir.

Anayasa mahkemesi, sosyal devleti  "…  çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan…" devlet olarak açıklıyor.

Günümüz koşullarında 949 lira asgari ücretle insanca yaşam mümkün değildir.

Günümüzdeki kapitalist uygulamalar ile AKP örneğinde gördüğümüz gibi işsizlik önlenememiş, milli gelir adaletli bir biçimde dağıtılmamıştır.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), 2015 Nisan ayı için yaptığı hesaplamada dört kişilik ailenin açlık sınırının bin 334 liraya, yoksulluk sınırının ise 4 bin 344 liraya yükseldiğini açıklamıştır.

Sonuç olarak ne AKP ne de CHP, MHP, HDP geçim için gereken asgari ücreti veremez, sosyal devleti gerçekleştiremezler. Dolayısıyla vatandaşlar sorumluluk sahibi her bir partiye hukuk önünde hesap sormalıdır.

Gelelim BTP’ye. Haydar hoca diyor ki; devlet bizzat millete aittir. Devletin imkânlarını, milletimiz için devreye koyacağız ve sosyal devleti gerçekleştireceğiz diyor.

Bakın bir örnek verelim. Esnaf bir kişi kazancı ile ailesinin geçimini temin eder. Sağlık harcamalarını, mutfak masraflarını, eğitim harcamalarını temin eder. Veya dükkan sahibi çoluk çocuğunu ihmal eder, kazancını el aleme yedirir. Devlet de bunun gibidir; kaynakları ile vatandaşının geçimini ve hayatının idamesini sağlar veya kazancını yabancıya yedirir ve vatandaşını mağdur eder.

Bugüne kadar ülkemizin kaynakları hep yabancılara peşkeş çekilmiştir. 3 katrilyon doları aşan maden zenginliklerimiz hep yabancılara fayda sağlamıştır. Örnek verecek olursak, Rio Tinto, Normandy, El Dorado Gold, Anatolia Minerals, HP Madencilik, Knauf, Cominco, Yamas, Tüprag, Geomar, Omya, Koza Grubu ve Çalık Grubu millete ait olan madenleri çıkararak kendi adına kullanmış; milletimize varlık içinde yokluk yaşatılmıştır.

Haydar hoca anayasamızın 46. ve 47. maddelerinin verdiği hakla, ben madenleri devletleştireceğim ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini sosyal devlet, Türk Milletini insanca yaşayan bir millet haline getireceğim, diyor.

Prof. Dr. Haydar Baş’a kulak verelim, “Bağımsız Türkiye Partisine Oyunu Ver Hakkına Sahip Çık”