Ata’mızı yeniden keşfetmenin haklı gururu

Ata’mızı yeniden keşfetmenin haklı gururu

10 Kasım günü akıl ve his dünyamızın cuşa geldiği bir gündür. Atatürk'ün Hakk'a yürümesi ile hatta daha yaşıyorken onun aleyhindeki söylemleri hepimiz biliriz. Daha sonraki siyasi iktidarların Atatürk'e karşı yürüttükleri aleyhte kampanya işin cabası. Yetmedi güya dindar görünen zevatın Atatürk hakkındaki, ipe sapa gelmez iddialarına rağmen Atatürk unutturulamadı. Ne hazindir ki bizzat milletin ve devletin kendisi olan Mustafa Kemal Atatürk'e karşı düşmanlık yapılmıştır. Bu ise milleti ve devleti birbirinden ayrıştırmak demekti.

Atatürk, yıllar boyu okulda farklı anlatıldı, sokakta farklı, evde ise daha farklı anlatıldı. Öyle olunca Türk milletinin fikir ve gönül dünyası karmakarışık oldu. Algı yönetimi deyip geçmemek gerekir, bilimsel gerçekliktir, aynen su bardağındaki kaşığın kırılmış görülmesi gibi nice doğrular eğri olarak gösterilir. İşte gerçekler böylece manipüle edildi.

Yıllar, sürekli bir arayış içerisinde geçti. Çile bitmiş olacak ki, 2017, 10 Kasım günü Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın 'Hoş Geldin Atatürk' eserini kamuoyu ile paylaşması, bütün oynanan oyunları ters yüz etmiştir. Uzun yıllardan beri yapılan algı yönetimini kaldırıp atmıştır. Atatürk'ü tanımış olmanın onu sevmiş olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Yediden yetmişe Türk milleti adeta Ata'mızın tecellisine mazhar olmakta, aradan geçen 82 yıla rağmen bu duyguyu doya doya yaşamaktadır. Kurucumuz, kurtarıcımız, önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümü adeta sonsuzluğa açılan bir kapı olmuştur. Kendi ifadesi ile "Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir" demektedir.

Haydar Baş hocamızın ifadesi ile 'Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk tam bağımsızlıktır, Atatürk birleştirici harçtır'. Bakın, Atatürk ise kendini nasıl tarif ediyor: “İki Mustafa Kemal var. Biri ben, fert olan, fani olan Mustafa Kemal. İkinci Mustafa Kemal'den ise ancak "Biz" diye bahsedebilirim. Yani sizler, çalışan köylü, uyanık, münevver, milliyetperver vatandaşlar... İşte o Mustafa Kemal ölmez” Atamız ölüm gerçeği ile içiçe yaşamaktadır, konunun tabiatına hakimdir. "Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır" sözü vazifesini gerçekleştirmiş bir liderin rahatlığını içermektedir. Atatürk, Osmanlı'nın enkazları üzerinde bağımsızlık savaşı vermiştir. Tam bağımsız, milli egemenliğin hakim olduğu milli bir devlet kurmuştur.

O tarihlerde Mustafa Kemal Atatürk istese padişah olur, istese kral olabilirdi. Bu konuda, "Ben istese idim derhâl askerî bir diktatörlük kurardım ve memleketi öyle idâreye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için modern bir devlet kurayım" demiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Büyük ölülere matem gerekmez fikirlerine bağlılık gerekir” sözüyle hüznümüze istikamet veriyor. Atam İzindeyiz.