Başların kuma gömüldüğü seçim atmosferi

Başların kuma gömüldüğü seçim atmosferi

Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine sayılı günler kaldı. Bu seçimin sonucu ne olursa olsun ülkemiz tarihinde ciddi kırılma noktalarının olduğu bir seçim olacaktır. Bunu sadece ülkemiz koşullarına bakarak söylemiyorum aynı zamanda dünyadaki gelişmelere bakarak söylüyorum. Dünyanın küçük bir köy haline geldiği günümüzde, ipi elinde tutanlar, direksiyonu da kontrol ediyorlar. Demem o ki, kendimizi kabul etsek de etmesek de dünyadaki gelişmelerden soyutlayamayız. 

Peki bizim ülkemizde durum nedir?

Mitinglerde söylenenleri dinleyin göreceksiniz, siyasilerin konuşmalarında bu konuda elle tutulur hiçbir çözüm yok. Söylemler adeta sokak kavgasını çağrıştırıyor. Absürt, dikkat dağıtıcı konulara giriliyor. 

Dünyanın gündemine bakıldığında ülkemizin durumu daha net olarak analiz edilebilir. Dünyanın gündeminde yapay zekâ yazılımları ve robotlar var. Bu durum tahminlere göre 7 yıl içerisinde dünya çapında mevcut insan emeğinin yüzde otuzunun yerini alacak.  Yapay zekâ devrimi ile o kadar büyük değişiklik olacak ki!.. Hatırlayın, sanayi devrimi ile Amerika'da ve Avrupa'da çok büyük toplumsal değişim yaşanmıştı. Şu yıllarda yapay zekâ devrimiyle yaşanan sanayi devriminin etkilerinden çok daha büyük sonuçlar ortaya çıkacak. Açıklamalara göre şu 7 sene içerisinde 400 ila 800 milyon kişi işini kaybedecek, iş tanımları, iş kategorileri tamamen değişecek. 

Seçim meydanlarındaki siyasileri dinleyin bakalım böyle bir gündemleri var mı? 

Peki ülkemize biçilen kaftan nedir? Ülkemiz insanına reva görülen akıbet nedir? Buna bakmak lazım. Siyasiler kısır çekişmeler ve kırmızı sazan safsataları ile seçmenin dikkatini farklı noktalara çekmektedir. Eğitim deseniz zaten hak getire. Ülkenin akademik seviyesi her geçen gün düşürülerek insan yönetimi daha çok algıya bağımlı hale getirilmektedir. 

Bilimsel olarak bakmak lazım. Gerçeklikten bakmak lazım. Çözüm odaklı davranmak zorundayız. Çözümün adresini gündem etmek zorundayız. Burada da çözümün adresi Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modelidir (MEM). Bakın açıklayalım. 

Sosyalizm, kapitalizm, serbest piyasa ekonomisi üretim eksenli ekonomi modelleridir. Dolayısıyla meslek kategorileri oluşurken, toplumsal denge oluşurken hep üretim esaslarına göre oluşmuştur. Yani sanayi devrimi bazında oluşan bu yapılanma yapay zekâ devrimi ile tamamen değişecektir. Neticede insanlar işsiz aşsız kalacaktır. Bugün dünyadaki yaşanan ekonomik sorunlar ve ekonomik çalkantılar daha hızlanacaktır. Bunun çözümü ise yeniden yapılanmada üretim eksenli değil de tüketim eksenli bir toplumsal yapılanmaya gitmektir. İşte Milli Ekonomi Modeli tüketim eksenli bir ekonomi modeli olarak Sosyal Devlet ve Milli Devlet yapılanması ile yapay zekâ ve robot devrimi ile bütünleşmiş bir yapı oluşturacaktır. 

Dünyanın bu kritik geçiş döneminden büyüyerek, güçlenerek çıkmak ancak bu şekilde mümkündür. Aksi halde altta kalanın canı çıkacaktır. Bakın ne demek istediğimiz önümüzdeki yıllar çok daha net olarak ortaya çıkacaktır. Bir devletin kaderinden bahsediyorum. Bir milletin geleceğinden, dünyanın dengesinden bahsediyorum. Allah'a hamdolsun, MEM'i ve Sosyal Devlet Milli Devleti parti programı haline getirmiş olan Bağımsız Türkiye Partisi var. Evet, sorun var, çaresi var. O yüzden bu sorunlardan ne kadar hızlı kurtulacağız ne kadar çabuk çare ile buluşacağız, buna da milletimizin iradesi karar verecektir.