Bayramı bayram olarak kutlayabildik mi?

Bayramı bayram olarak kutlayabildik mi?

Bir bayram daha geçirdik. Arife gününden Trabzon Akçaabat'a gittik. Hocamız bayramda, cenazede ve düğünde dostların mutlaka birlikte olması gerektiğini her fırsatta ifade ederdi. 

Kurban bayramı namazını Şehitlik tepesinde kıldık. Prof. Dr. Haydar Baş hocamız bayram günlerinde namazdan sonra bayramlaşma ve ardından kahvaltı ikram ederdi. Bu sene de bu şekilde oldu. Ülkemizin muhtelif yerlerinden gelen dostlarla birlikte olduk. 

Bayram toplumun şekillenmesinde sosyolojik bir realitedir. Halk adeta harman hale gelir, küçükler büyükleri ziyaret eder, aile bağları güçlenir, küskünler barışır, hediye alınır - verilir adeta millet dokusunun sorunlu kısımları tamir edilir. Oysa günümüzde bayramlar tatil olarak kabul ediliyor. Turizmin canlanması, tatil beldelerinin iş yapması için bir fırsat olarak değerlendiriliyor. 

Bu bayramda da vatandaş seyahat halindeydi. Tatil beldeleri kapasitesinin çok üzerinde insan ağırladı. Büyükşehirler adeta boşaldı. Bir arkadaşım tatilde İstanbul güzel olur demişti. Ne demek istediğini bu bayram trafiğin rahatlığı ve otopark sorununun olmaması olarak yaşamış oldum. 

Covid-19 hala salgınına devam ediyor. Hatta 4. dalga her an ilan edilebilir. Yeni varyantlar hastalığın daha uzun yıllar devam edebileceğini gösteriyor. Bayrama girerken ülkemizde 5 bin civarında olan yeni tespit edilen hasta sayısı, bugün itibarıyla 20 bini aşmış durumda. Hastalık demek çok şey demek bir insanı kaybetmek dahil olmak üzere, neredeyse etkilemediği bir saha yok gibi.  

Söz covit’ten açılmışken, hala aşı konusunda direnenler var. Ülkemizde 18 yaş üstü aşı yaptırma hakkı olduğu halde bir doz bile yaptırmayanların sayısı 22 milyondan fazla. Bir başka bilgi ise, zamanı geldiği halde ikinci doz aşısını yaptırmayan 5 milyon kişi var. Oysa ölenlerin, yoğun bakımda yatanların hastalığı ağır geçirenlerin % 95’i aşı olmayanlar. Bir örnek vereyim. İngiltere aşılanması gereken vatandaşlarının % 80'nini aşıladı. Evet, 4. dalga İngiltere’de de konuşuluyor. Ancak mart, nisan aylarında % 02 olan ölüm oranı % 002'ye düşmüş durumda. Yani 10 kat azalma var. Sonuç, aşı hastalığı tam önleyemiyor ancak hastalığın şiddetini azaltıyor. O halde maske, mesafe ve hijyenin yanında mutlaka aşılanmak gerekiyor. 

Bayramda herkes kendince kutlamalar yaptı. Bir tanesi var ki bahsetmeden geçemeyiz. Bir belediye başkanlığı şehir kabristanında imama Kur’an okutup, papaza incilden pasajlar okutup, bir alevi dernek başkanına da dua ettirmiş; pes doğrusu. Yeni bir FETÖ hazırlığı mı yapılıyor. Dinlerarası diyalog çalışmaları ilk başladığında Prof. Dr. Haydar baş hocamız “dini bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüzün teminatıdır” demiş ve bu konuda ayağına demir çarık giyerek, dağ taş memleket memleket dolaşmıştı. Dinleyenler kurtuldular, ama dinlemeyenler 15 Temmuz darbe girişimine sebep oldular. İlgili genel merkezin bu konuda duruşunu net ortaya koyması gerekmektedir.

Nice bayramlara erişmek dua ve niyazıyla selamlar.