Blinken - Fidan görüşmesinde neler konuşuldu

Blinken - Fidan görüşmesinde neler konuşuldu

İsrail'in Gazze'ye olan durdurarak bilmeyen bombardımanı ve kara saldırısı devam ediyor. Maalesef son günlerin değişmez ana gündem maddesi bu. Üzülerek takip ediyoruz, dilimiz döndüğü kadar konuşuyoruz ve kalbimizde buğuz ediyoruz ancak bu kadar yapabiliyoruz. Maalesef İslam alemi şu an son derece durağan, sadece izlemekle yetiniyor. Bu vaziyet hepimizde bir gönül yarası olarak duruyor. Savaşın başladığı günden bugüne korkunç bir katliam söz konusu. Gazze'de bir aydan beri devam eden bu savaşta 10 binden fazla Filistinli öldü, bunların % 65'i kadın ve çocuk. Bu yaşananlar bize Bosna Hersek'te yapılan soykırımı hatırlatıyor. Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra işlenmiş en büyük savaş suçlarının elebaşısı Bosnalı Sırp lider Karadzic'i ile İsrail başbakanı Netanyatu yarışıyor. 

Her zaman olduğu gibi İsrail'in büyük destekçisi şimdi de ABD. Bu konuda başrolde ABD dışişleri bakanı Blinken geliyor. Bu kişi savaş başlar başlamaz İsrail'e gidip Yahudi olduğunu açıklayan ve bu savaşta İsrail'e koşulsuz destek sunan bir isim. Bunu unutmamak gerekir. Blinken bizim ülkemize geldi. ABD tutum ve davranışlarında asker, silah ve mühimmat dahil olmak üzere İsrail’e desteğini çok net olarak veriyor. Oysa ülkemiz Blinken'ı karşılama uğurlamada mesajlarını daha çok sembollerle vermeyi tercih etti. Ulusal yandaş basın yayın mal bulmuş mağribi gibi bu ‘sembol mesaj’lara sarılarak bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor. Görüşme iki buçuk saat kadar sürüyor ve sonunda ortak basın toplantısı düzenlenmiyor. Adeta Kuzu sarması ciğer dolması; bu kadar zaman ne konuşulur. Bu da başarı olarak gösteriliyor. Burada sorulması gereken soru ‘kamuoyundan ne kaçırılıyor’ demektir. Blinken, Türkiye’ye gelmişken çıkıp dünya basınının önünde hükümet olarak tezini ortaya koysana, tarihe not düşsene… bunlar yapılmıyor. Bu zafiyet de bir başarı diye yutturulmaya çalışılıyor. Bizim kültürümüzde güzel bir söz vardır. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz diye. Sonuçta değişen bir şey yok. Bombalamalar, saldırı ve soykırım devam ediyor. Görüşmede neler konuşuldu yakında kokusu ortaya çıkar. 

Gazze'deki Filistinliler evlerini topraklarını terk etmemek için direniyorlar. Orada yaşamayı kendilerine bir dava bilmişler. Bu insanların üzerine atılan bombalar onları hastanede, camide, kamplarda, okullarda, evlerinde bulsa da şehit olmayı tercih ediyorlar. Bütün bunlar olurken İsrail demir kubbe koruması için veri gönderen Malatya Kürecik Radar istasyonunu kapatılmadı, İsrail pilotları Konya ovasında eğitimlerine devam ediyor, Azeri petrolleri hala Türkiye üzerinden İsrail'e gidiyor… Biz savaşalım demiyoruz ama neden yaptırımdan uzak duruluyor. Bunun gerekçeleri niçin kamuoyu ile paylaşılmıyor. 

Konuştuğu zaman mangalda kül bırakmayan iktidarı bu konuda açıklama yapmaya davet ediyoruz.