BOP’un Saatli Bombası: Sünni – Şia çatışması

Haydar Baş hocamız, Şia ve Sünni kaynaklardan
hareket ile rivayet yoluyla Ehl-i Beyt Külliyatı eserlerini kaleme aldı.
Yakında 12 imamın da hayatı tamamlanmış olacak. Ehl-i Beyt
Külliyatı hem Sünni hem Şia dünyası tarafından kabul gördü. Artık her
iki dünyanın ortak olarak kabul ettiği kaynak eserlere sahibiz.

Bilindiği gibi Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında 22 İslam ülkesi ABD tarafından işgal edilmek isteniyor.
Bu süreç şimdilerde Arap ülkelerinde Arap Baharı adıyla tezgâhlanıyor.
Bu proje epeyi mesafe de katetmiş durumda. İşgalin son perdesi ise bir
Sünni - Şia çatışması çıkartmaya yönelik. önce İslam ülkelerinde bu
çatışmayı başlatan ABD, şimdi de İslam ülkelerini Sünni - Şia diye
kamplara ayıracak ve birbiriyle çarpıştıracak. Hedef, Sünni
dünyanın başında Türkiye, Şia dünyasının başında da İran olmak üzere bir
çatışma çıkartmak ve her iki dünyayı devre dışı bırakmak.



Arap baharı adı altında Arap ülkelerinde BOP'un işgal süreci devam
ediyor. Onlarca yıl önceden planlanan Sünni - Şia çatışmasına ramak
kaldı. Irak'ta tezgâha konan bu vahşi plan şimdi de Suriye'de
tezgâhlanmaya çalışılıyor. Şia hilaline karşı Türkiye Sünni blokun başında yalın kılıç çatışmanın içine doğru sürükleniyor. Oyunun yol haritası hazırlanmış adım adım uygulamaya konuyor. Gün geçmesin ki bu süreci hızlandıracak gelişmeler yaşanmasın.

İşte böyle bir zaman diliminde Haydar Baş beyin talimatları ve
gayretleriyle uluslararası Ehl-i Beyt sempozyumu tertiplendi. Bu
sempozyum tarihi bir dönüm noktası olmuştur. Neden mi?

Irak'tan, İran'dan, Suriye'den, Lübnan'dan, ülkemizden ve diğer
İslam ülkelerinden gelen alimlerin Sünni, Şia, Alevi ve Caferi
dünyasından gelen kanaat önderlerinin konuşmaları, yaşadıkları ruh
halleri, yaptıkları tespitler ve döktükleri gözyaşları çok manidardı.
Sanki iki nehirin buluşmasına şahit olmuştuk. Yıllardan beri birbiri
hakkında yanlış bilgi ve önyargı sahibi olan bizler ve ekran başında
nefeslerini tutarak programı takip edenler halden hale girdiler.

Programdan sonra Necef-i Eşref - Irak'dan tekrar Türkiye'ye gelen
Ehl-i Beyt Alimi Sn. Seyyit İzzettin EL-HEKÎM hocamızın külliyatını
Arapçaya çevirmek istediklerini talep ettiler.

Sempozyuma katılan İran İslam Cumhuriyeti Kültür Ataşesi Hallaç
Münferid, Türklerle İranlıların aynı zaman diliminde İmam Rıza eliyle
İslamiyet'i kabul ettiklerini bu anlamda iki kardeş olduklarını ifade
etmişlerdi. Lübnan'dan, Suriye'den ve diğer İslam ülkelerinden gelen
Sünni ve Şia alimleri söylemleriyle her iki tarafın da gönlünü
rahatlattılar. Sünni ve Şia'nın birbirini anlamaya başlaması
aralarında diyalog geliştirmeleri ve Ehl-i Beyt paydasında buluşmaları
İslam alemi üzerinde yapılan menfur emelleri geçersiz kılacaktır.

(Bu makale Ahmet Hamdi Kepekçi'ye ait bir yazı serisidir)