Cambaza mı Bakacağız, Yankesiciye mi

Hükümete yakın çevreler, istismarı yayın politikası haline getiren yandaş medya, sürekli toplum mühendisliği hesapları yaparak, kamuoyunu evet oyu vermeye yönlendiriyor. İşin dozunu daha da arttırarak hayır oyu vermeyi deklare eden parti ve örgütlerden cımbızla isimler çekerek güya oy birliğini bozmaya çalışıyor.
Peki, bütün bu belden aşağı vuruşlar devam ederken milletin duruşu nasıl olacak. Seçmenle konuştuğumuzda seçmenin birinci önceliğinin iş ve aş olduğunu görüyoruz. Vatandaş ciddi bir ekonomik bunalım içerisinde üstüne üstlük yaşanan terör hadiseleri işin tuzu biberi olmuş durumda. Sanayici, esnaf, çiftçi, memur, işçinin bu kadar yıllık AKP iktidarında sorunlarına çözüm bulunamadı. Her geçen gün daha da kötüye gitti. Milli birliğimizi kaybetme noktasına geldik. AKP her türlü kutsalımızı istismar etti. İstismar diyorum, çünkü din diye geldi din en büyük darbeyi bunlar döneminde aldı. Adalet diye geldi, adaletin yerinde yeller esiyor, hatta adalet mekanizması siyasallaştırıldı, oylanacak anayasa paketinin içinde talimatlı bir adalet sistemi kurma çalışmasına gidildi. Kalkınma dedi, ne kadar milli servetimiz ve birikimimiz varsa ya yandaşlarına ya da yabancılara peşkeş çekildi.
Anayasa değişikliğini niçin yapıyorsun, bu değişiklikten kimler fayda görecek, milletin menfaati bunun neresinde. Madem anayasayı değiştireceksin, milletin işi, aşı; birliği beraberliği niçin es geçilmiş. Anayasa milletin bütününün ortak aklıdır, ortak kimliğidir, ortak değeridir. O halde bu anayasa reaksiyoner değil aksiyoner olmalıdır. Anayasa, 12 Eylül askeri anayasası mı olacak, yoksa sivil anayasa mı olacak soruların muhatabı olamaz. Anayasa bir taraf değil, bîtarafdır, yani esas olandır, asıl olandır.
12 Eylüllerin, mağduriyetlerin olmaması için milli birliğin olması lazım, teröre zemin hazırlayan bataklıkların kurutulması lazım, dış güçlerin müdahalesinin ortadan kaldırılması lazım, taşeron politika değil, ulusal bir duruş lazım, asker ile sivilin; devlet ile milletin; millet fertlerinin birbiriyle barışık olması lazım. O halde referandumda verilecek cevap, bu milletin yalanlara karnı tok, AKP'nin yalanlarına, dolanlarına hayır; devletin zayıflatılmasına, milletin sömürülmesine de HAYIR, HAYIR, HAYIR olacaktır.