Cerablus bir tuzak mıdır?

Cerablus bir tuzak mıdır?

Hükümet darbe girişimi sonrası ABD ve batılı devletlere karşı Rusya kartını oynamak istedi.  Ancak çok kısa süre içerisinde yeniden Amerika'yla ortak hareket ile operasyona girişti. Rusya Türkiye'nin bu girişiminden rahatsız olduğunu açıkladı. Bir taraftan Rusya ve İran ile ittifak halinde, Suriye'ye barış getireceğiz derken, daha üzerinden fazla bir zaman geçmeden yeniden, bölgeyi karıştıran Amerika ile birlik olundu. Bu operasyon Rusya ile diplomatik yakınlaşma gerekçesine aykırıdır.

Daha Cerablus’a Türk askerinin gönderildiği ilk günlerde, “bir yaralımız bile yok” diye açıklama yaparlarken, niyetleri belli olmuştu. Her zamanki gibi yine algı yönetimi yapıyorlardı. Şu tezata bakar mısınız, bir taraftan Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz diyecekler, diğer taraftan Cerablus’a ABD ile birlikte plan yapılarak, resmi Şam yönetimine muhalif güçlerle ortak hareket edeceksiniz. Zaten Suriye’yi ABD karıştırmadı mı? ÖSO, devletine karşı elinde silah olan bir güç değil mi?

Devleti idare eden iradenin yapması gereken, dost ve düşman ülke ayrımını yapabilmesidir. Ülkeler kendi politikalarını kırmızı çizgilerini uzun yıllar içerisinde oluştururlar.  Buradaki temel konu, ülkelerin diğer ülkelerle ilişki kurarken, kendi toprakları üzerinde gözü olmadığını bilmesidir. Sağır sultan tarafından bile bilinmektedir ki, ülkemiz toprakları üzerinde ABD ve İsrail’in gözü vardır.

Amerika ve İsrail'in uzun yıllara yayılmış stratejisi, bu topraklarda büyük İsrail devletinin kurulmasına yöneliktir, Amerika stratejik hedefinden vaz geçmeyecektir. Dolayısıyla ülkemizin Amerika ile ortak hareket tuzağına düşmektir. Bu konuda devlet aklıyla ülkenin kırmızıçizgileri ile ve yaşanan tecrübeler ile hareket edilmesi gerekir. ABD ülkemizin kuruluş senedi olan Lozan antlaşmasına bile kabul imzası atmamıştır. Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı tam teslimiyet ve kayıtsız şartsız itaat geçmişte olduğu gibi gelecekte de ülkemizde ciddi sorunlara sebep olacaktır.

ABD'de Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı Trump, "Obama, IŞİD'in kurucusudur" Clinton da "kurucu ortak" açıklamasını yaptı. Aynı zamanda ABD’nin diğer radikal İslami gruplarla, PYD ile YPG ile bağlantıları da bilinmektedir. Dolayısıyla buna rağmen ABD ile ortak operasyon ABD hedeflerine çanak tutmak demektir.

Bugüne kadar yurt dışındaki sıcak çatışmaların dışında kalan ülkemiz, nasıl oldu da ikna edildi bu önemli bir sorudur. ABD’nin ülkemize karşı tavrı ve bölge üzerindeki planları belli iken, yapılan bu girişimin intihardan farkı yoktur. Burada esas olan Türkiye'nin kendi milli menfaatleri doğrultusunda hareket etmesidir; milli menfaatlerimiz ise komşularıyla iyi ilişkileri gerektirir, kendi milli politikasını ortaya koymasını gerektir. Dış politikadaki yap-boz tahtası uygulamaları da ülkemizi iyiden iyiye yalnızlaştıracaktır. BTP Genel Başkanı Sn. Prof. Dr. Haydar Baş beyin kaleme aldıkları "Cerablus batağından çıkılabilir mi?" makalesi tarihi ikazlar içermektedir. Bugüne kadar her dediği çıkan Haydar hocanın ikazları mutlaka dikkate alınmalıdır. Tarihimiz ders alınacak örneklerle doludur. Bu millet bir kez daha “Yemen türküsü” yazmamalıdır. Hatta ülkemizin içinde ve dışında planlanan menfur planlar sonucu daha kötü sonuçlar bile olasıdır.