Cumhuriyet Bayramı’na gölge düşüremezler

Cumhuriyet Bayramı’na gölge düşüremezler

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na yıl dönümüne sayılı saatler kaldı. Halkımızda ciddi bir heyecan var. Şimdiden bayram gününü iple çekiyor. Cumhuriyet denince hatırımıza ilk gelen kurucumuz kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Cumhuriyet, O’nun önderliğinde işgalden kuruluşa, yıkılıştan kuruluşa bir sürecin adıdır. 

Ancak gaflet ve dalalet, hatta hıyanet içinde olabilenlerden dönem dönem çatlak sesler çıkmaktadır. Bazan bunlardan bir tanesi bazan de birden çoğu bir arada olabilir. Biz ümit edelim ki bu sadece gafletten kaynaklanan parazitler olsun.

Sıcak gündem olması açısından ilk defa sayın Ünal’dan başlayalım. Açıklamasında "Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir" sözü gerçekten çok anlamsız, gerçekle hiçbir ilgisi yok. Sadece onun duruşunu ortaya koyuyor. Mahir Ünal siyasetçi ve sosyolog olan bir kişi, yılların adamı sözünün nereye gideceğini iyi bilir. AKP Tanıtım ve Medya'dan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü, 64.Hükümet Kültür ve Turizm Bakanlığı görevlerini yapmıştır. Şimdilerde ise AK Parti Grup Başkanvekilidir. Demek istediğimiz o ki, bu açıklama sıradan bir açıklama değildir. 

Sadece okuma yazman oranlarını karşılaştırırsak konu çok daha iyi anlaşılacaktır. "Osmanlıcadan Türkçeye Okuryazarlığımız” kitabında Osmanlı döneminde okuryazarlığın devlet adamlarının abartmasıyla % 10 olduğunu söylüyor bunun da bunun % 4 kadarını da devlet hizmetindeki, Rum ve Ermeniler ve Arnavut ve Araplar oluşturmaktadır diye yazıyor. Türkler arasında ise bu oranın % 4 hatta % 2 olduğunu belirtiyor. Yani Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizin  hasılı bütün düşünme setlerimizin önünü açmıştır.

Bir kere cumhuriyet olmasaydı bu insanların bu mevki ve makamlara gelmeleri mümkün değildi. Çünkü Osmanlı döneminde saray yönetiminde yer alanlar yani Enderun dediğimiz kesim Türk ve Müslümanlardan değil azınlık devşirmelerden seçilirdi. 

AKP'lilerin bu tarz çıkışları maalesef ilk defa olmuyor. Nitekim bu çıkış bize AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu'nun "600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi" sözünü de hatırlattı. Dönem dönem bu tarz nabız tutma hareketleri yapılıyor maalesef. Bir hatırlatma daha yapalım.  AKP iktidarında kurum tabelalarındaki T.C. ibaresinin kaldırılması da yaşandı maalesef ülkemizde. Müzakereler yürütülen dönemde “Türk”, “Türkiye”, “Atatürk” adları kamu kurum ve kuruluşlarından silinmeye başlanmıştı.  O zaman da Anayasa yok kabul edilerek herhangi bir değişiklik ve yasal bir düzenleme yapılmaksızın yapılmıştı bu değişiklikler. Tarih bu dönemi de her zaman olduğu gibi kayıtlarına geçirmiştir. 

Bütün bunlar yapılırken din ziyadesiyle istismar edilmiştir. Bu oyunu da bozan Prof. Dr. Haydar Baş hocamız olmuştur. “Hoş Geldin Atatürk” eseriyle Atatürk’ün vatan olduğunu, millet, devlet ve birleştirici harç olduğunu ortaya koymuştur. Ve demiştir ki, -Eğer siz bayramlarda Türk bayrağını pencerelerinize asmazsanız yabancı devletlerin askerleri gelir kendi bayraklarını asar- demiştir.

Bayraklarımızı pencerelerimize asma vaktidir.