Devlet Yapboz Tahtası Değildir

Sayın Erdoğan, başkanlık sistemine geçebiliriz dedi ve süreci başlattı. Niçin böyle bir ihtiyaç hissedildi acaba? Daha hızlı karar vermek ve kuvvetle uygulamak için dese de, bu geçerli bir mazeret değil. Çünkü sayın başbakanın böyle bir derdi yok. Çünkü "dediğim dedik çaldığım düdük' modunda hareket etti bu güne kadar.

Oysa başkanlık sistemi uygulanan ülkelerde, istikrarlı bir demokratik yapı oluşturmamıştır. Yürütme gücünü tamamen eline alan başkan bir bakıma kral gibidir ve otoriter rejim söz konusudur.

Başkanlık dönemi boyunca kimse başkana karışamaz. Başkan ne isterse o olur. Bütün yürütmenin başıdır, o. Bırakınız diğer partilerin, kendi partisinde ki görüş ayrılıklarının bile kıymeti yoktur.

İki partili sistemdir bu sistem, diğerlerinin kıymeti harbiyesi yoktur. Bizim ülkemizde ilk iki partiye destek vermeyen %35'lik bir oy vardır. İki partili sisteme geçmek demek vatandaşın % 35'ini yok saymaktır. Bu mantığa göre alternatif çözümler mümkün değildir. Yeni bu kadar devasa bir oran yok kabul edilecek. Bu nasıl bir demokrasi anlayışı, bu nasıl millet egemenliği. Hükümet, hani Arap baharı konusunda halkların bağımsızlığı için mücadele ediyordu. Nasıl bir demokrasi anlayışıdır bu. Bizim ülkemize gelince sayın hükümet demokrasiyi rafa kaldırmanın hesabını yapıyor. T.B.M.M. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, kendini epey kaptırmış olacak ki, CHP'ye hitaben "Bizde de bir sağda bir solda iki merkez parti önde olur. Belki iki dönem sağ bir dönem sol gelebilir. Şimdi hep sağ geliyor." diyebiliyor. Yani diğer partilere yaşam hakkı yok.

Devletleşme sürecini gerçekleştiren milletlerin sayısı sınırlıdır. Prof. Dr. Haydar Baş beyin ifadesi ile etnik yapısı ne olursa olsun bütün vatandaşların ortak paydada toplanmasının adıdır, ulus devlet. Oysa federasyonda ayrılık vardır, bölünme vardır, etnik kökenlerin menfaat çatışması vardır.

Sayın Kuzu, dünyada uygulanmakta olan başkanlık sistemlerinin yumuşak karınlarından bahisle “biz kendimize has bir sistem oluşturacağız” diyor. Pes doğrusu bunlar iyice azıttılar. Milli eğitim sistemi gibi; paranın adının, ambleminin değişmesi gibi; sağlık sistemi gibi ki bu örnekleri arttırabiliriz, devlet yönetimini de yapboz tahtası haline çevirmek istiyorlar.

Başkanlık sistemine niçin ihtiyaç duyuluyor?

Sayın Kuzu, hükümeti güçlendirmek için değil, yerel yönetimleri çok güçlü hale getirmek için sistem değişikliğine gideceklerini söylüyor. AB başta olmak üzere sürekli yapılan bir vurgu var, o da milletimizin 36 etnik parçadan oluştuğu. Uzun zamandan beri etnik bilinç oluşturulmakta bu yapılara otonomi kazandırmaya gayret edilmektedir. 80'li yıllardan beri Kürt kimliği üzerinden yapılan ayrıştırma hareketinin geldiği nokta ortadadır. Bütün bunlar biliniyorken ve de sıcağı sıcağına yaşanıyorken yapılmak istenen nedir?

Yerel yönetimlerin güçlü olması ne anlama gelmektedir?

Kabulünde hükümetin de katkısı olan self determinasyon yasasıyla, halkların kendi geleceklerini belirleme hakkı kabul edilmiştir. Yani referandum yap ve yerel yönetimden sonra devletini kur.

Sözün özü dün gerçekleştirilemeyen Sevr haritası bugün gerçekleştiriliyor.

Devletimizin tasfiye süreci ve ülkemizin bölünmesi için oluşturulan hukuki alt yapının son perdesine geliniyor.

Duymayanlara, görmeyenlere, hissetmeyenlere; duyup ta, görüp te, hissedip te eliyle, diliyle düzeltmeyenlere, kalbiyle buğz etmeyenlere yazıklar olsun.