Dikkat! 2. Dinlerarası Diyalog Dönemi Başladı

Dikkat! 2. Dinlerarası Diyalog Dönemi Başladı

Papa Francis’in Birleşik Arap
Emirlikleri’ne (BAE) bu hafta yaptığı üç günlük ziyaret, dinlerarası diyalogun
ikinci perdesidir. Görevi alan Mısır, BAE ve Suudi Arabistan işin başını
çekmektedir. 15 Temmuzda FETÖ’nün deşifre edilmesi ile bu defa Vatikan rolü
Mısır'da Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyip'e verdiği görülmektedir. 2017’de Mısır’a
“dinler arası diyalog” temalı bu ziyaret, Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika (BOP)
projesinin Kuzey Afrika boyutunun da devreye girmesi anlamına gelmektedir.

Bakın geçmişe kısa bir göz atalım:

Fethullah Gülen ve avenesinin
gayrimüslim din öncüleri ile yakınlıklar kurması ve İslam’ın ölçülerini hiçe
sayması üzerine, Haydar Baş hoca bir mektup kaleme alır (Şubat 1998) Bu mektup
tarihi bir mektuptur. Bu mektup Fethullah Gülen'e bir heyet tarafından
götürüldüğünde henüz Fethullah Gülen Papayı ziyaret etmemişti. Ziyaret
konusunda bir haber de söz konusu değildi.

İşte Haydar hocayı bulunduğu konuma
getiren de bu basireti ve öngörüsüdür. Haydar hocanın bütün ikazlarına rağmen
bir hafta sonra Papa ziyaret edilerek o meşhur mektup Papaya verilir (Şubat
1998) "Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir
parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi
arzu ediyoruz." denir. Her iki mektubu okurlarımız internet üzerinden
okuyabilirler.

Haydar hoca kitaplar kaleme aldı.
Ayağında demir çarık ülkemizi karış karış dolaşarak konferanslar verdi. Haydar
hocanın kadrosu adı duyulmuş kanaat önderlerini dolaştı bilgilendirme yaptı.

Siyasi partiler, basın yayın
kuruluşlarına bilgi ve brifingler verildi.

Yıllar boyu dur durak bilmeden
dinlerarası diyalog çalışmaları adı altında yapılan dini bütünlüğümüzü tahrip
çalışmalarına karşı cansiperane çalışıldı.

Fakat heyhat ki karşı çıkan bir tek
Haydar hoca vardı. Herkes gücün yanındaydı. Diyalogun temsilcileri güçlü
görülüyordu.

Yetmedi benzeri diyalog çalışmaları
Avrupa’da da yapılıyordu. Burada da işin başında milli görüş teşkilatı var idi.
Haydar baş hocamız tarafından bizzat benim de içinde bulunduğum bir grup
Necmettin Erbakan’ı evindeki ofisinde ziyaret etmiş ve kendilerine Avrupa’daki
dinlerarası diyalog çalışmalarının, dini ve milli açıdan devletimiz için büyük
tehlikeler içerdiğini dosya halinde takdim etmiştik. O ise bize Amerika’nın ve
İsrail’in gücünü anlatmıştı; ikrar anlamına gelen sükût etmeyi tercih etmişti.

Haydar hoca yalnız başına iman
mücadelesine, millet ve devletin bağımsızlığı mücadelesine devam etmişti.
Fethullah grubu tam da işi bitirdiklerini zannettikleri en güçlü oldukları
dönemde giriştikleri darbe girişimi sonrası, dinlerarası diyalogun vehameti,
alaniyet kazanmış oldu. 9 Şubat 1998 - 15 Temmuz 2016 arasında tam 18 yıl var.
Haydar hoca tam 18 yıl dinlerarası diyalog ile tek başına mücadele etti, cümle
âlem buna şahittir. 15 Temmuzdan sonra, biz mücadele ettik diyenler samimi
değildir, hele hele Haydar hocayı görmezden gelenler sadece ve sadece deve kuşu
misali başını toprağa gömenlerdir.

Bugün FETÖ’ye karşı samimi duranların
yapması gereken dinlerarası diyalog bataklığını kurutmasıdır. Dinlerarası
diyalogun uygulandığı operasyon bölgesi olarak bütün tecrübeler akademik,
siyasi, dini, sosyal olarak ortaya konmalıdır.

Bakınız Haydar hoca "dini
bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün teminatıdır" tespitiylee öngördüğü gibi hem
dini yapımızı tahrip etmeye çalıştılar hem de ana hedeflerinden birisi olan
vatanımıza göz diktiler. Bütün bu tecrübeler İslam ülkeleri ile
paylaşılmalıdır.

Son cümle Prof. Dr. Haydar Baş hocanın kıymeti herkes tarafından
bilinmelidir. Bakınız başka Haydar hoca yoktur