Din ile Aldatanlara Dikkat!

Din ile Aldatanlara Dikkat!

Geçen gün sahasında dünya çapında bir tıp profesörü ile sohbet ediyoruz. Kendini tanımlarken ‘ben sol kökenliyim ancak asla ateist olmadım’ demesi dikkatimi çekti. Yetmedi ülkemizde oynanan din temelli aldatmaların da farkında olması oldukça sevindirici idi. AKP iktidarının dini gibi görülse de dinimiz İslam’a fersah fersah uzak olduğunu da o söyledi.

Bu Bir !

Şu cümlesi de çok manidardı. ‘Uzun yüzyıllardan beri haçlı batı kendi dinini bizim coğrafyamızda insanımıza yaymaya çalışıyor ancak başarılı olamadılar, bir Hristiyan cemaat oluşturamadılar’ diye ekledi. Her şey çok güzel giderken geldi ve şu cümleyi etti. Bir üniversitenin ilahiyat fakültesinden bir akademisyenin çalışmasını internet üzerinden okuduğunu ifade etti. Aslında bütün dinlerin bir olduğunu ancak ibadet şeklinde ayrılıklar olduğunu okuduğunu söyledi.

O sırada araya girerek, ‘Allah indinde tek dinin İslam olduğunu, Müslüman olmanın şartının Allah’ın birliğine ve peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna iman etmek olduğunu’ söyledim.

Hristiyanlık ve Yahudilikteki Allah inancının tevhit üzere olmadığını onların Allaha oğul isnat ettiklerini ifade ettim. İman ve İslam’ın şartlarından bahsettim. Kuran-ı Kerim ve Hadisi Şeriflerde beyan edildiği gibi, Hristiyanlık ve Yahudiliğin tahrif edilmiş olduğunu ifade ettim. Bütün dinleri aynı gibi gösterenlerin bir işgal projesinde yer aldıklarını, gayelerinin Türk toplumunu ifsat etmek, bozmak ve işgal etmek olduğunu belirttim.

Hoca akıllı bir insan hemen ayet meali söyleyerek kendine geldi. "Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır" deyiverdi. Ayet-i Kerimenin devamında ise şu ikazlar vardı. "... De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır." Sohbetimizin sonunda tekrar görüşmek üzere sözleştik.

Bu İki !

Ertesi günü Nevşehir’deki bir kardeşimizden telefon geliyor. Diyor ki, ‘burada peygamber efendimizi tanıtma, onun hayatını anlatma adı altında bir kampanya yapılıyor.’ Bu organizasyonun içinde bir sivil toplum örgütü ile birlikte il milli eğitim müdürlüğünün de olduğunu öğreniyoruz. “Nevşehir Onu (s.a.v) Okuyor” projesi kapsamında siyasilerden, iş adamlarından, bürokrasiden, sivil toplum örgütlerinden destek alınıyor. Bütün vesileleri devreye konarak on binlerce insana özellikle de dimağı genç yavrularımıza bu kitap okutulacak. Yetmedi bu kitap içinden sorular sorularak dereceye girenlere ödüller verilecek. Yani bu kitabın satır satır okunması isteniyor. Verilen mesajların mutlaka hedefe ulaşması isteniyor.

Düğün değil bayram değil bu hassasiyet nereden çıktı?

AB ve ABD istedi diye Cuma hutbelerinden ‘Allah indinde tek din İslam’dır ayetini kaldıranlar nasıl olurda peygamber efendimizi millete tanıtmak isterler. İşin bam teli burasıdır. Bu açıdan baktığımızda işin aslı anlaşılıyor.

Kampanya tarzında okutulmak istenen peygamber efendimizi konu alan kitabın içindeki İslam dini ile taban taban ters yaklaşımlar var.

 

Eserde Efendimiz (s.a.v) hakkında ayet ve hadislere zıd olan fikirler ileri sürülmüş. Gelelim bunlardan bir tanesine:

"Ancak O'nun hedefi, öncelikle bütün insanları şefkat ve Rahmetle kucaklayıp, Ümmeti arasında da kelime-i tevhidin ikinci yarısını söylemekten kaçınarak kendini kabul etmese bile, LAİLAHEİLLALLAH diyen herkesi buraya getirmekti, çünkü O kim Lailaheillallah derse Cennete Girer buyuracaktı." deniyor. Yazıklar olsun...

İslam'ın özü, Allah’a ve peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya iman etmeyi gerektirir.  Bu konuda sadece bir ayeti kerimeye bakalım.

Allah'ı ve peygamberlerini inkar eden, Allah'la peygamberleri arasını ayırmak isteyen, "Bir kısmına inanır bir kısmını inkar ederiz" diyerek ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler, işte onlar gerçekten kafir olanlardır. Kâfirlere ağır bir azab hazırlamışızdır. (Nisa süresi 150-151)

Yoruma ne hacet.

Meğer peygamber efendimizin hayatı diye bizzat peygamber efendimiz inkâr ediliyor. Şeytana bile şapka çıkartacak bir eyleme imza atılıyor. Altın tasta zehir sunmak, herhalde buna denir.

Tuzağı görenleri ise ellerindeki güçlerle sindirmeye çalışmaları ayrı bir gelişme. Bunlar adeta ölümlerden ölüm beğen diyorlar. Fakat bilmiyorlar ki güç hakkın ve haklınındır.

Size iki ayrı olaydan bahsettim.

İnsanımızın imanını elinden almaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de en alçak yolu seçiyorlar. İstismarı seçiyorlar, din ile ilim ile kariyer ile aldatmayı seçiyorlar, ellerindeki gücü devreye koyuyorlar.

Bilmiyorlar ki güneş balçıkla sıvanmaz, bilmiyorlar ki dinin de milletin de sahibi vardır.