Eğer Suriye Kerbela İse...

Yine gariptir, bölgemizdeki işgal girişimlerinde BOP eş başkanlığının şahin karakteri Erdoğan ise bu konuda kaza dedi başsağlığı diledi ve geçti. Buna benzer hadiselerin olduğu batılı ülkelerde siyasi ve bürokratik kademelerde yaşanan depremleri internet ortamında kısa bir araştırma yapan herkes hemen öğrenecektir. Buna benzer hadiselerin olduğu batılı ülkelerde siyasi ve bürokratik kademelerde yaşanan depremleri internet ortamında kısa bir araştırma yapan herkes hemen öğrenecektir. Son günlerde bu kadar cana mal olan terör eylemleri karşısında iktidarın aciz kalması, hükümeti sarsmaktadır;

Sayın başbakan işi gücü bırakmış Suriye'deki muhalifleri temize çıkartmaya, Esat yönetimini ise itham etmeye devam ediyor. Suriye işgal hareketi bölgesel işgalin bir parçası olarak yaşanıyor. Baş aktör Amerika'dır. ABD'ye yardım eden ise başta Türkiye ve Katar. Bunun yanında Suriye halkının dostları adı altında devletler de desteklerini devam ettiriyorlar. Gün gibi açık olan muhaliflere desteğin bilgi ve belgelerini yine internet üzerinden isteyen herkes izleyebilir. Buna rağmen sayın başbakanın Suriye'deki işgali hiçbir dış müdahale olmadan yaşanan bir halk ayaklanması olarak ifade etmesini ancak kendi ruh sağlığı açısından değerlendirmek gerekir.

''Arap Uyanışı ve Orta Doğu'da Barış: Müslüman ve Hristiyan Perspektifler'' konferansında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Suriye'de yaşananları mezhepçilik temelinde ele aldı. O konferansa 100 ü aşkın konuşmacı katılıyor. Katılanlar dinlerarası diyalog sahasında ün yapmış kişiler. Hıristiyan âleminden ise her kademeden gayrimüslim katılıyor. Başpiskoposlar, Kutsal Topraklar Hıristiyan Ekümenlik vakfı mensupları, Kudüs Hıristiyan Ortodoks Kilisesi Piskoposu, Ermeni Ortodoks Piskoposu Yardımcıları, Kudüs Patrikliği mensupları, ürdün ve Kutsal Topraklar Evanjelik Lüteryen Kilisesi papazlığı mensupları, Kıpti Katolik Kilisesi Piskoposları, papazlar ve daha neler neler. Konferansta bizzat ABD başkanı Bush'un ilan ettiği gibi dinler savaşının yaşandığı günümüzde bu kadar gayrimüslimle ortak payda aranırken, sayın Erdoğan bölgenin asıl sahipleri Şiileri ayrılıkçı olarak ilan ediyor. Daha da ileri gidip "Kerbela'da yaşanan neyse, açık söylüyorum bugün Suriye'de de yaşanan odur" diyebiliyor. Sayın başbakan demek ki, Kerbela hakkında ya hiçbir şey bilmiyor veya bile bile saptırma yapıyor. Bir kere Kerbela hakkın iadesi için batıla karşı bir karşı duruştur.

Suriye de yaşananlar ise ABD ve yandaşlarının işgal hareketi ve buna karşı verilen mücadeledir. Sayın başbakana ve arkadaşlarına sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyin Ehl-i Beyt külliyatını okumalarını tavsiye ederim. Sayın Baş gerek eserleriyle gerekse öncülüğünü yaptığı uluslararası Ehl-i Beyt sempozyumlarıyla Ehl-i Beyt'in İslam'ın kurtuluş gemisi olduğunu, birliğin adresi olduğunu, Kerbela'nın ayrılıklara, işgale, bozgunculuğa karşı verilen bir mücadele olduğunu ispatlamıştır. Bugün kim hangi safta diye soracak olursak, aşikâr olan işgalcilerin yezidin tarafında; işgale karşı mücadele verenlerin ise İmam Hüseyin efendimizin safında olduğudur. Allah bizleri İmam Hüseyin efendimizin safından ayırmasın.