Erdoğan’ın İtirafları

Erdoğan’ın İtirafları

XIX. Yüzyılın sonları 6 asırlık koca çınar olan Osmanlı devletinin yıkılışına sahne olmuştur.

Osmanlı topraklarında yaşayan unsurlar emperyalistlerin kışkırtmasıyla ırkçılık illetine tutulmuştur. Üstelik her unsur devletin gövdesine saldırmış, yıkılan koca çınar olmuştur.

Cumhurbaşkanlığı forsunda ve Bağımsız Türkiye Partisi bayrağında yer alan 16 Türk devletinin yüzlerce yıl süren hâkimiyeti altında tuttukları geniş coğrafyalar maalesef elimizden çıkmıştır.

Gafletle devlet; izzetle zillet bir arada olmamıştır. 

Bölgemizdeki işgal yıllarında İngiliz ve Fransız askerlerinin yaptığı yıkım ve ırz düşmanlığı konusunda anlatılanları büyüklerimiz hep bize anlatmışlardır.

Özellikle kadınlarımıza karşı girişilen saldırı girişimi her defasında karşılık bulmuştur. Kahramanmaraş’ta sütçü imam; Gaziantep’te Şahin bey, Karayılan; Kilis’te Aslan bey, İslam beyin öncülüğünde tarihe altın hatıralar yazılmıştır.

Her defasında yönetim zaafından dolayı düşman, topraklarımızı işgal etmiştir.

Örnekler verelim:

Birinci dünya savaşının sonunda İstanbul hükümeti işgal güçlerinin tamamen güdümüne girmiştir. Yurtta talan vardır, işgal köylere kadar girmiştir. İşgal bütün boyutlarıyla yaşanmıştır.

Milletimizin buna cevabı gecikmemiştir. Önder şahsiyetler milletin iman gücünü harekete geçirerek Kuvay-ı Milliye ruhunu ateşleyerek bağımsızlık mücadelesi verilmiştir.

Lozan görüşmelerinde İngilizler ile Türk tarafı arasında şöyle bir konuşma geçer:

İngilizler “Aylardır müzakere ediyoruz. İstediklerimizin hiçbirini alamıyoruz. Biliniz ki, geri çevrilen isteklerimizin hepsini cebimize atıyoruz. Yorgun ve yoksul bir ulussunuz. Ülkeniz yıkık. Yarın, bunları onarmak ve kalkınmak için bizden yardım isteyeceksiniz. -ABD temsilcisini işaret ederek- para bende, bir de O’nda var. O zaman cebimizdekileri çıkarıp birer birer önünüze koyacağız.” (15 Eylül 1980, DTCF, Ankara) derler.

Lozan antlaşması Türkiye’nin kuruluş senedidir. Sınırlarımız bu anlaşma ile belirlenmiştir. ABD hala Yani ABD bizim sınırlarımızı kabul etmiyor. Güneydoğu sınırlarımızı kabul etmeyen Lozan’daki niyetini devam ettirmektedir.

 

Gelelim günümüze.

İşgalden kurtulalı daha 100 yıl bile olmadı. Ülkemiz yeniden bir işgal süreci ile karşı karşıya kalmıştır. Bugün dün yaşanan şartlardan daha ağır koşullar vardır.

Gelinen noktada Avrupa'nın kapısına gidilmiştir

ABD'nin kapısına gidilmiştir.

Ülkemizi idare etmekten aciz olanlar tavuğu tilkiye emanet etmektedir.

AKP hükümeti dendiğinde Avrupa Birliği ve ABD aklımıza geliyor.

Hükümet olduğu ilk ayda Katolik nikâhı ile Avrupa ile nikâhlanmak istediğini ifade etmiştir. Gece gündüz AB ile yattık ABD ile kalktık.

Son günlerde bir muhalefet lideri gibi konuşuyor. Diyor ki, 54 yıldan beri Türkiye’yi kapıda bekletiyorlar, Türkiye’ye karşı ideolojik davranıyorlar diyor.

Günaydın sayın başbakan.

Bu bir devlet adamı davranışı değildir. Eğer samimilerse biz göremedik, biz devletin milletin kaybetmesine sebep olduk deyip istifa etmeliler.

İşte yaşadığımız bu kadar sıkıntının sebebi ayağının ucunu görmekten aciz yöneticilerden dolayıdır.