Fizyoloji

Uzunluğu şahsın boy uzunluğuna bağlı olarak değışmesine rağmen ortalama 22-25cm. dır. Dişler hizasından hardiyaya kadar olan erişkin erkeklerde 36-41 cm. arasında değişebilir .Ortalama olarak 40 cm. dir.Kadınlarda32-41 cm arsında değişebilir ortalama olarak 37 cm.dir.özafagusun çapı ortalama olarak 1.5-2.5 cm arasında değişir

YAPISI

Dıştan uzunluğuna , içte sirküler uzanan liflerden meydana gelen 2 adet tabakası vardır.özofagusun1/3 üst bölümündeki kaslar çizgilidir ve glosofarigikus ile vagus'un farinks ve özofagus dallarından sinir alır.Alt bölüm ise düz kastan yapılmıştır.İskelet kasıyla düz kas arasındaki geçiş belirsizdir ve yeri değişkendir. özofagus kası iki tabakalıdır .İç kısım yatay, dış kısım ise dikey liflerden oluşmuştur .Gerçek seroza yoktur ,fakat dışdikey kas lifleri üzerlerindeki plevra ve perikadium fibroz dokusuna ve mediasten fibröz dokusuna katılırlar.
özofagusun sinirleri ekstrensek ve intrensek olmak üzere 2 grupta incelenir.Ekstrensek sinirleri ,vagustan gelen parasempatik ,üst ve alt sevikal ganglionlardan gelen sempatik liflerir ,Bunlarda afferent ve efferent lifler bulunur ve özofagus etrafında bir pleksus teşkil ederler .Vagusun efferent lifleri özofagusun motor sinirlerini teşkil eder.özofagusun intrensek sinirlerini mukoza altında bulunan submukozal pleksus ve longitudinal adale lifleri ile sirküler adale lifleri arasında bulunan miyenterik pleksus sağlamaktadır.
özofagusun arterleri çeşitli yerlerden gelir. üst bölümü ,alt tiroid arterlerinden ,orta bölümü bronş arterleri ,sağ interkostal alterler ve diret olarak aortadan dallar alır.Diyafragmadan sonraki alt ucuna da çoliak arterlerden kolar gelir.
özofagu sun venleri ,troid venlerine ,interkostal venlere ,diyafragmadan sonraki alt bölümün venleri de mide venalarına dökülür , splenik vena ile birleşir. Portal hipertansiyonda gastrik ve splenik venlerde basınç artışıhalinde alt özafagus venlerinde de basınç artar ve özafagus varisleri meydana çıkar.
özafagusun üst ucunda ,6.servikal vertebra hizsında ,ortada trakea bifurkasyon'u (4.dorsal vertebra) hizsında ve alt ucunda diyafragmayı geçtiği yerde (10.dorsal vertebra hizsında) olmak üzere 3darlığı vardır.

öZOFAGUS SFİNKTERLERİ

özofagusun sfinkterleri,fonksiyonu bakımından çok önemlidir.üst ucunda farinks ile birleştiği yerde faringo-özofagal, alt ucunda da gastroözofagal sfinkter ismi verilen iki sfinkter vardır. üst ucunda farinks ile birleştiği yerde krikofarengeal , alt ucunda da göstroözofagial sfinkter ismi verilen iki sfinkter vardır.
üst özofagus sfinkteri (faringo-özofagial; krikofarengeal sfinkter):
Bu sfinkteri krikoid kartilajdan başlayıp özofagusu saran kas lifleri meydana getirir. üst bölümde oblik ve alt konstriktör kas lifleri içine dönen iskelet kası liflerinden oluşur. Sfinkterin alt kısımlarında lifler transverse (yatay) ve özofagusun kas tabakasıyla devamlıdır. Sfinkteri meydana getiren kas demetleri krikoid kartilajın arka ve yanlarından çıkarak yine buralara yerleşirler. Sfinkterin alt konstriktörel kıyasla arka fibroz raphesi yoktur. İstirahat durumunda sfinkter ortalama 30 mmHg lik basıncı koruyacak şekilde kontraksiyondadır. Yutma sırasında relaksasyon olur. Lümen içi basınç ölçümleri yapıldığında sfinkterin uzunluğu 3-5 cm arasındadır, fakat radyolojik incelemelerde daha kısa görülür. 6. servikal vertebra hizasındadır.
Alt özofagus sfinkteri (kardiya sfinkteri; gastro-özofagealsfinkter):
İnsanlarda, anatomik disseksiyonda aşağı özofagus sfinkteri tanımlanamazsa da distal özofagus fonksiyonel olarak sfinkter olarak davranır. Hiatus diafragmatikusun 1-2 cm. üstünden başlamak üzere abdominal özofagus ve kardiyayı da içine alan, özofagusun ortalama 4 cm. lik alt bölümde adaleler hafif bir kalınlaşma gösterir. özofagusun alt ucunda anatomik bakımdan hakiki bir sfinkter yoksa da adale konusundaki yükseklik sfinkter fonksiyonunu sağlar.
Yutma olayı dışında bu bölümde adaleler kontraksiyon halindedir veözofagus içerisinde +12+20 cm. su sütunluk bir basınç meydana gelir. İstirahat lümen basıncı gastroözofageal bileşkede üstte özofagustaki basınçtan, altta midenin basıncından daha büyüktür. Alt sfinkter, özofagusun alt ucunun kapalı kalmasını ve özofagus içi basıncın mide fundusu basıncından daha yüksek olmasını sağlar. Böylece midede bulunan maddelerin ve sekresyonun özofagusa geçmesi önlenir. Bu kasılmış bölüm yutma sırasında gevşer. Bu sfinkterin özellikleri manometrik çalışmalarda tanımlanmıştır. Normal olarak sfinkter, gastroözofageal bileşkeyi kaplar ve uzunluğu 2-4 cm. arasında değişir. İstirahat basıncı mideninkinden 8 veya daha fazla mmHg yüksektir. Manometrik çalışmalar ve sineradyografi beraber yapıldığında, distal özofagus sfinkterinin alt kısmı, diyafragmatik hiatus ve karın içindeki kapalı bölüme denk gelir. Sfinkterin üst kısmı ise mpullanın distal yarısına tekabül eder.
özofagus ve gastrik mukoza bileşkesi 10. torasik vertebra hizasındadır. Diyaframın özofagus hiatusunda yer alır. Hiatus 2-3 cm. uzunluğunda müsküler bir tüneldir; içinden özofagus, vagus siniri ve endoabdominal fasyanın uzantısı geçer.
Endoabdominal fasya ve endotorasik fasya frenoözofageal membranı oluşturmak için birleşir. Bu fibröz ve elastik dokular hiatusun müsküler kenarlarından özofagus çevresine uzanırlar ve hiatus üst kenarında özofagusa hafifçe yapışırlar.
Sindirim sisteminde bulunan bütün sfinkterlerde olduğu gibi kardianın açılmasında da üst bölümde yani özofagusta daha küçük bir basınç artışı yeterlidir, halbuki midede fundus içi basıncın çok daha fazla yükselmesi gerekmektedir. Böylece normal şartlarda mide kapsamı özfagusa geçmez. Ancak karda hipotonisine bağlı yetmezlik hallerinde regurjitasyontasyon ve kusmaya neden olan durumlarda mide içi basıncının çok yükselmesi sonucu mide kapsamı özofagusa geçebilir. Gastroözofageal sfinkterin esas fonksiyonu, mide muhteviyatının özofagusun üst kısmına doğru reflüsünü önlemektir. Mide muhteviyatının asiditesi yüksektir ve bir çok proteolitik enzim ihtiva eder. özofagusmukozası (özofagusun 1/8 distal kısmı hariç ) mide sekresyonlarının sindirici etkisine uzun süre direnemez. Fakat gastroözofagial sfinkterin tonik kasılması, anormal durumlar hariç, mide muhteviyatının özofagusa geçmesini büyük ölçüde önler. Kusma hali dışında, introgastrik basıncın artması vagal bir refleksin başlamasına sebeb olur. Bu refleksde reflünün önlenmesi için, sfinkterin daha fazla kasılmasını sağlar.
Gastrin bu bölümün tonüsünü 2-3 kat arttırmaktadır. Mide asiditesinin çok yüksek olduğu hallerde veya dışarıdan asit vererek gastrin sekresyonu inhibe edilirse, kardiya tonüsü azalır, mideden özofagusa geçiş kolaylaşır ve fundusta bulunan hava, bazen de mide kapsamı özofagusa geçerek pyrosis maydana gelir. Antiasid maddeler verilerek gastrin sekresyonu arttırılırsa kardiya tonüsü artarak pyrosis önlenir. Sekretin ise gastrinin aksine kardiya tonüsünü azaltmaktadır.
Sempatik uyarılması ve sempatikomimetikler kardiyanın tonüsünü arttırır, vagus uyarılması ve sempatikomimetikler tonüsü azaltır.
Mide muhteviyatının özofagusa reflüsünü önleyen diğer bir faktör de özofagusun hemen diyafragma altında kalan kısmında bulunan valve benzer bir mekanizmadır. İntraabdominal basıncın ileri derecede artması, özofagusun karın içindeki parçasının içeri doğru çökmesine ve aynı zamanda mide içi tazyikinin artmasına sebep olur. özofagusun alt kısmının bu flutter-valu mekanizması ile kapanması, intragastrik basıncın etkisiyle sıkışan muhteviyatın özofagusa geçmesini önler. Aksi taktirde yürüdüğümüz, öksürdüğümüz ve hatta derin nefes aldığımız durumlarda, mide muhteviyatının özofagusa geçmesi ihtimal dahilinde olacaktır.

öZOFAGUS SEKRESYONU

özofagus mukozası squamöz epiteldir ve üst uçta farenks mukozasıyla devamlılık gösterir.Distal özofagusta basit kolumnar epitele keskin bir geçiş vardır; özofagoskopide ( z ) çizgisi olarak görülür. özofagus submukozasında rastgele biçimde dağılmış bezler vardır. Bunlar lümene küçük kanallarla taşınan müküsü üretirler.özofagus sekresyonu tamamen mukoid karakterdedir ve başlıca fonksiyonu yutma için kayganlık sağlamaktır. özofagusun gövde kısmı çok sayıda basit müköz gland ile kaplıdır, fakat özofagusun distal ucunda ve daha az olmak üzere başlangıç kısmında birçok bileşik müköz gland vardır. özofagusun üst kısmındaki bileşik glandların salgıladığı müküs, alınan gıdaların mukozaya zarar vermesini önler. Buna karşılık özofagogastrik bileşim yerinin yakınında bulunan bileşik glandlar, özofagusun distal kısmına reflü olan mide suyunun sindirici etkisinden özofagus duvarını korurlar. Bu korumaya rağmen, bazen özofagusun distal ucunda bir peptik ülser husule gelebilir. Bazı kişilerde squamöz epitelin yerini almış gastrik epitel adacıkları bulunabilir. Bunlar daha sık olarak üst özofagusta bulunurlar. Nadir olarak asit salgılayan veya oksintik hücreler, kolumnar epitel kümeleri içinde bulunabilir. özofagus mukozası kas tabakasından mukozanın hareketine izin veren bir submukozal tabakayla ayrılır.

öZOFAGUSTA SİNDİRİM VE EMİLİM

özofagus yiyeceklerin sindiriminde ve emiliminde önemli rol oynamaz, fakat nişastanın tükrük bezi sekresyonları tarafından ilk parçalanması özofagustan geçişi boyunca gerçekleşir.

öZOFAGUSUN FONKSİYONU

özofagus mukozasında lamina propria da basit tubuler bezler vardır.Bunlar özellikle özofagusun üst ve alt ucunda bulunurlar. Kardia bezleri tipinde bezlerdir ve yalnızca mukus sekrete ederler. Salgıları lokmanın yumuşayıp kaynamasını sağlar ve mukozayı tahrişlere karşı korur. Enzim bulunmaması nedeniyle sindirimde rolü yoktur.
özofagusun esas fonksiyonu lokmanın farinksten mideye geçişini sağlamaktır. Yutmanın istek dışı meydana gelen ikinci kademesi, farinks ve özofagus adalelerinin kontraksiyonlarıyla sağlanır.

YUTMA

Yutma olayı karışık bir mekanizmadır. Zira esas itibarıyla farinksin yutma yanında diğer bazı fonksiyonları da mevcuttur veancak yutma esnasında birkaç saniyelik bir süre için gıdaların itilmesini sağlayan bir organ olarak görev yapar. Yutma esnasında özellikle solunumun ciddi bir şekilde etkilenmemesi ve tehlikeye atılmaması gerekir.
Yutma genellikle şu devrelere ayrılabilir:
1. İstemli devre. Yutma olayını başlatır.
2. Faringeal devre. Bu devre istem dışı husule gelir ve gıdalar farinks yoluyla özofagusa geçerler.
3. özofagial devre. Bu devrede istem dışı husule gelir ve farinks ile mide arasında gıdaların geçişini sağlar.
Yutmanın özofagial Devresi: özofagus esas itibarıyla gıdanın farinksten mideye itilmesini sağlar ve hareketleri bu fonksiyona yöneliktir.
Yiyecek veya sıvı yutulduğunda ,bunlar farenksten mideye dört özofageal komponentin koordineli hareketiyle iletilir.Yutmayla birlikte krikofarengial sfinkter relakse olur ve lümen basıncı özofagus gövdesindeki seviyeye düşer.Sfinkter relaksasyonu kısa bir süre sürer( 1 saniye veya daha az) ve sfinkter kontraksiyonu bunu izler(lümen basıncı 80 mmHg ya kadar çıkar).
özofagusta lokmanın geçişi peristaltik kontraksiyonlarla sağlanır.
özofagusta 2 tip peristaltik kontraksiyon vardır:
1-Primer Peristaltizm
2-Sekonder Peristaltizm
Primer Peristaltizm:Farinksten başlayıp 5-10 saniyede bir uyanan ve
özofagusun alt ucuna kadar ilerleyen dalgalardır.Bu kontraksiyonları sağlayan refleksin afferent uyarıları farinks ve özofagus duvarındaki vagus uçları ile alınır.Yutma merkezinden gelen efferent motor uyarılar da yine aynı sinirin efferent lifleriyle taşınmaktadır.Ayakta duran bir şahıs tarafından yutulan gıda peristaltik dalgalardan daha süratli olarak,takriben 4-8 saniyede özofagusun alt ucuna nakledilir.
Bu olayda, yer çekimi nedeniyle gıdanın aşağı çekilmesinin de etkisi vardır.
özofagusun sirküler ve longitudinal kas lifleri düzenlemesi hem lümen daralmasını hem de özofagusun kısalmasını sağlar ve bunlar etkili peristaltizm için gereklidir. Peristaltik kontraksiyon öncesinde relaksasyon oluşur. Mukozal kıvrımların düzenlenmesi , kasa gevşek yapışmaları ve relakse kasın gerilme kabiliyeti özofagusun hiçbir engelle karşılaşmadan distansiyonunu sağlar . Tek bir yutma özofagus uzunluğu boyunca aşağıya doğru ilerleyen peristaltik konraksiyon sağlar . Eğer ikinci yutkunma hemen ardından gerçekleşirse , ilk dalga kesilir ve 2. dalga üst özofagustan başlayarak aşağı doğru ilerler. Yaşlılarda primer peristaltik kontraksiyonla takip edilen yutmaların yüzdesi gerçek oranla azalmıştır.
2. Sekonder Peristaltizm: özofagus duvarının gerilmesi sonucu miyenterik (auerbach) pleksuslarının uyarılmasıyla meydana gelir. Sekonder peristalsis yutma olmadan başlayan ilerleyici peristaltik bir dalgadır. özofagustaki bolusla veya kendiliğinden başlayabilir. Bunlar genellikle daha zayıftır.Bu tip kontraksiyonlar yalnızca yutma esnasında değil, regurjitasyon hallerinde mide kapsamının özofagusa çıkması halinde de meydana gelebilir. Primer peristaltik dalgalardan tek farkları , farinksten değil de özofagusta gıdanın bulunduğu yerden başlamış olmalarıdır. Sekonder peristaltik dalgaların aktiviteleri gıdanın tümü mideye nakledilinceye kadar devam eder .
özofagusta bir de peristaltik olmayan , lokal , düzensiz , hafif adale kontraksiyonları vardır . Bunlar lokmayı itmekte etkisizdir .
özofagusun peristaltik dalgaları hemen hemen tamamıyla yutma fiilinin bir parçası olan vagal refleksler tarafından idare edilirler . Bu refleksler vagusun afferent lifleri ile özofagustan medüllaya ve oradan vagusun afferent lifleri ile tekrar özofagusa nakledilirler .
Farinks ve özofagusun 1/4 üst kısmının kasları iskelet kası yapısındadır ve dolayısıyla bu kısımlardaki peristaltik hareketler sadece bu kaslara ait sinir uyarılarıyla kontrol edilirler . özofagusun alt 2/3 kısmındaki kaslar düz kas yapısındadırlar . Fakat özofagusun bu kısmıda normal olarak vagus sinirinin kontrolü altındadır . Bununla beraber özofagusa gelen vagal sinirler kesilirse , özofagusun miyenterik pleksusu birkaç gün içinde vagal reflekslerin etkisi ve yardımı olmaksızın bile zayıf sekonder dalgalar meydana getirme kabiliyeti kazanır . Bundan dolayı , yutma refleksinin povalizisinden sonra , özofagusun üst kısmına gelen gıdalar yer çekiminin etkisi ile özofagusun alt kısmına çekilirler ve buradan süratle mideye geçerler.
Yutmaya cevap olarak , aşağı özofagus sfinkter bölümü relakse olur ve lümen içi basıncı gastrik seviyeye düşürür. Bu relaksasyon peristaltik dalga alt özofagusa ulaşana dek devam eder. Peristaltik dalga sfinkterin üst bölümüne ulaşınca, basınçta büyük bir artışla kontraksiyonda rol alır. Sfinkterin alt kısmı ise gastrik basıncın 8 mm hg üstündeki istirahat tonusuna döner. Distal özofagusun konsantrik kontraksiyonu radyolojik olarak distal özofagus ve midenin ayırdedilmesinde önemlidir (mide özofagus peristalsisi ile koordine olarak kasılmaz ) .Peristaltik kontraksiyonun terminasyonu özofagus-mide arasındaki müsküler bileşkeyi belirlemede kullanılır.
özofagusun yutmaya cevap olarak bütün hareketi vagal ve parasempatik sinir lifleriyle koordine edilir .Hem santral hem lokal sinirsel yollar peristaltik kasılmada rol alır.Antikolinerjik ilaçların verilmesi veya proksimal vagotomi peristaltik kontraksiyonların gücünü azaltır. Sempatik innervasyon anatomik olarak gösterilmiştir.Ancak fonksiyonu tam anlaşılamamıştır.
Bahsedilen birinci ve ikinci tip peristaltik kontraksiyonlarla lokma aşağı doğru itilir.Bu esnada özofagusun alt bölümünde 30-60 mm. Hg lik bir basınç artışı meydana gelir ve gevşemiş olan kardia açılarak lokma mideye geçer. özofagus içi basıncın düşmesi sonucu kardia kendi tonüsü ile tekrar kapanır ve geri dönüşü önler. Kardianın açılabilmesi için mide içi basıncının özofagus lümeni basıncından daha yüksek olması gereklidir.
Böylece ancak özofagustan yeni bir peristaltik kontraksiyonun gelmesi kardiayı tekrar açabilir.

öZOFAGUSUN ANATOMİK VE FONKSİYONEL BOZUKLUKLARINDA GöRüLEN BELİRTİLER

özofagus bozukluklarında ağrı , pyrosis , regurgitasyon , disfaji , hematemez gibi belirtiler görülür Ağrı : özofagus mukozası mekanik uyaranlara duyarlı değildir . Isı farklarına ve şimik uyaranlara duyarlıdır . özofagus ağrısı , duvarında bulunan adalelerin kuvvetli kontraksiyonları ve gerilmesi sonucu meydana gelir .
Pyrosis : özofagusun alt bölümünün gerilmesi ve stimulusların devamlı olması halinde meydana çıkan bir duygudur. Fonksiyonel veya morfolojik bir lezyon sonucu ortaya çıkar. Epigastrum ve ster-num arkasında yanma hissi vardır.
Disfaji : Yutmanın güç ve ağrılı olmasıdır.

YUTMA VE öZOFAGUS İLE İLGİLİ HASTALIKLAR

Yutma Mekanizmasının Felci : 5. 9. veya 10.sinirin hasarı, yutma mekanizmasının önemli kısımlarının felcine sebep olabilir. Birçok hastalık, en sık poliomiyelit, beyindeki yutma merkezini tahrib ederek normal yutmaya engel olur.Sonuç olarak, yutma kaslarının iyi fonksiyone edemediği kas distrofisinde veya miyastenia gravis ve botulism gibi nöromüsküler iletinin bozulduğu durumlarda yutma fiili gerçekleşemez.
Yutma mekanizması felcinin en ciddi örneklerinden biri, şahıs derin anestezi altındayken meydana gelir.
Akalazya : Akalazya, yutma mekanizması esnasında özofagusun alt ucunun birkaç santimetrelik kısmının gevşeyememesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. özofagusun korpusu peristaltik olarak değil, bir bütün olarak kasılmaya meyleder. Buna bağlı olarak özofagustan mideye gıda geçişi bozulur veya önlenir.