Gezi Parkı ve AKP – CHP - MHP Farkı…

Gezi Parkı ve AKP – CHP - MHP Farkı…

‘Medya olmadan olmaz, ABD olmadan olmaz, rant olmadan olmaz’ sözlerini bugüne kadar hep duyageldik.  Öyle ki bu yaklaşımlar değişmez doğrular olarak kabul edildi. ‘Doğru söylüyorsunuz ama müsaade etmezler ki’ dendi duruldu. Buna ister tembellik deyin, ister işbirlikçilik deyin siyaseti dizayn edenler güç odaklarının gölgesinde hareket ettiler.

Ülkemizde yaşanmakta olan, gezi parkında başlayan ve Tayyip istifa hükümet istifa seline bürünen eylemler bakın neye rağmen gelişti.

Medya desteği olmadan, sadece sosyal medya marifeti ile gençlerin kendiliğinden harekete geçmesiyle, herhangi bir mevki makam beklentisi olmadan, kim var demeden var varım diyen bu büyük insanımız tarafından önyargılar alt üst edilmiştir. Oysa bugün bu millet demokratik haklarını kullanarak tepkisini koyuyor; ‘Tayyip istifa’ diyorlar.

Taksim ile başlayan toplumsal tepki çığ gibi büyüyor.

Bugüne kadar halkın sesi olması gereken basın yayın üzerine düşeni yapmadı;  muhalefet partileri de üzerine düşeni yapmadı. Üstelik rol kapma adına teslimiyet konusunda AKP ile dönem dönem yarışa bile kalktı. CHP ve MHP'nin bu anlamda o kadar çok çıkışı var ki. Bu eylem dış güçler tarafından tezgahlanıyor diyen sayın hükümet bu kadar yıldan beri hangi güç ile işbirliği halindedir. Bu güçlerin kendini terk ettiğini görmek istememektedir.

O güçler AKP'den sonra CHP'yi ve MHP'yi öne çıkarmayı planlayabilirler. Şunu bilelim ki, bu iki muhalefet partisinin de AKP’den farkı yoktur. Bu partilerin ülkemizin hangi sorununa dönük çözümleri vardır. Bunların çözümleri de batı menşeyli değil mi…

MHP ülkücülüğü boşamıştır. Ülkücülük zulme karşı direniş değil midir; milliyetçiliğe, ülkenin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkmak değil midir? Türk milletinin güvenliğini bahane edip protestoları eleştiren Bahçeli, AKP'nin ülkemizi uçuruma sürükleyişine vize vermektedir. AKP'nin politikalarına destek vermektedir.

Bu nasıl muhalefet anlayışı?

Bahçeli okyanus ötesine mesaj mı vermektedir, AKP yapamadı, ben dediklerinizi daha iyi yapabilirim, halkı daha iyi ikna ederim mi demektedir. Aslında MHP, AKP'ye koltuk değneği olurken AKP'nin politikasına destek vermektedir. AKP’ye değil, AKP'yi yönlendiren dış güçlere mesaj vermektedir. Sosyal medyada dolaşan tweetlerden bir tanesi meseleyi çok güzel özetliyor. ''AKP olmadan dinimi, CHP olmadan Atatürk'ü, MHP olmadan vatanımı, BDP olmadan Kürtleri seviyorum."

Demokratik haklarını kullanan bu kitleler hükümete göre marjinal gruplar.

Bakın kim bunlar. Geç vakitlere kadar kadın erkek, genç yaşlı insanlar yürüyorlar, evlerde ışıklar açılıp kapatılıyor, tencere tava dövülüyor. Sadece İstanbul değil, bütün vatan sathında, hatta yurt dışında Türkler de eyleme destek veriyorlar. Ellerinde, sırtlarında Türk bayrağı var. Dillerinde marşlar ve ‘Tayyip istifa, hükümet istifa’ söylemleri yerleri gökleri inletiyor.

Gelin bu tabloyu okuyalım. Gösterilerin bütün yurt içi ve yurt dışına yayılması, hükümetin bir değil, toptan icraatlarına tepkiyi ortaya koyuyor.

Kadın erkek genç yaşlı öğrenci, hane halkı, alevi - sünni, kürt - türk,  birlikte eylem yapmaları toplumun ayrılık değil birlik istediğini gösteriyor.

Ellerindeki Türk bayrağı dillerindeki marşlar, son dönemde tartışılan bayrağımıza sahip çıkılması, başkanlık sistemiyle gidilmek istenen federatif yapıya karşı çıkılması anlamına gelmektedir.

Tayyip Erdoğanın, eşbaşkanlığı iflas etmiştir. Halkın gücü karşısında akamete uğramıştır.

Sayın Erdoğan ‘tencere tava hep aynı hava’ dese de kasırganın da bir hava olduğunu unutmuş gibi konuşuyor. Taksim’den esmeye başlayan hava, yurt çapında ‘kasırga’ya dönüşmektedir.