Güzel ve çirkin

Mesnevi de yer alan şaşı müridin hali bu konuda fikir vericidir. üstad şaşı talebesinden bir bardak su getirmesini ister. Talebesi testinin iki olduğunu hangisinden su istendiğini sorduğunda hocası testinin birisini kırıp diğerinden getirmesini söyler. Sonuçta ortada ne testi kalmıştır ne de su. Testi kırılmış bütün sular yere dökülmüştür. Meselelere bakışta olayları değerlendirişte sağlam ölçülerle hareket edilmelidir. Aksi takdirde iyi yapalım, güzele ulaşalım derken; istemeyerek de olsa varılan nokta kötü, neticesi çirkin olacaktır.
İslam ın emir ve yasakları incelendiğinde emir cümlesinin güzellikler deryası, yasaklar manzumesinin ise insan için çevresi için çirkinlikler yumağı olduğu görülecektir. " Allah (c.c.), hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil mi? " Alemlerin Rabbi Allah (c.c.) olduğu için mahlukatın ihtiyacını en iyi bilen O dur. Gerek insan gerekse çevrenin ihtiyacı, muhafazası sağlam kurallar manzumesiyle ortaya konur. Bilinen gerçektir ki, kötü ve çirkinin gösterişli, cezbedici takdimi söz konusu olabilmektedir. Fakat kötülük ve çirkin sıfat o eşyanın ve fiilin zatında ise ne kadar güzel gösterilirse gösterilsin o yine kötüdür ve çirkindir.
"Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyilerinden, güzellerinden yeyin' . Ayet-i Kerimede verilen rızıklar, yenecek maddeler iyi ve kötü olarak sınıflanmaktadır. İyi ve kötüler tahlil edildiğinde iyilerin insan yaşamında elzem rol almasına rağmen kötülerin ve haramların ise zararlı olduğu görülecektir. Et protein kaynağı olmasından dolayı insanın yapı taşlarındandır. Et gıda olarak alınmazsa insanda sıhhat açısından eksiklikler ortaya çıkacaktır. Et ihtiyacının ise helal , temiz gıdalardan temini gerekmektedir. Et ihtiyacını karşılayacağım derken elbette haramdan uzak durulmalıdır. Domuz eti dinimize göre haramdır. Konu tıp çevrelerince incelendiğinde görülmüştür ki domuz eti insan sağlığı için tehlikeye yol açmaktadır. Parazit insanın kas yapısı içerisine yerleşerek kas hastalığı ortaya çıkmaktadır.
Sıvı alımı da insan metabolizması açısından önem arz etmektedir. Temiz ve helal daire içerisinde gerek ihtiyacı temin edecek gerekse damak zevkini tatmin edecek birçok meşrubat vardır. Bunlar vücudun sıvı ihtiyacını temin ettiği gibi vücuda ferahlık, zindelik de verir. Alkol ve uyuşturucu alınması ise haramdır. İslam tarafından kötü kabul edilmiştir. Alındığı takdirde vücudda çok ciddi tahribatlara yol açacaktır. Karaciğerin tahribatı, akli melekelerin azalması, bazı kanser çeşitlerinin artması ilk hatıra gelenlerdir. Haram olan bu içecekler bütün kötülüklerin anası olduğu için meselenin toplumsal boyutu da bulunmaktadır. Alkol ve uyuşturucuya bağlı aile dramları, trafik kazalarında artma, saldırı azım sanmayacak şekilde çoktur.
Neslin devamı için evlilik gerekmektedir. Ayeti kerimelerde, hadisi şeriflerde evlenmenin bir nikah akdi ile yapılması şartı getirilmiştir. Temiz ve helal olan evlilik aynı zamanda bir ibadettir. İnsanın ruhi dengesinde hayatında ciddi anlamda bir destektir. Eşler arasında İslamın ortaya koyduğu haklar ve sorumluluklar; karşılıklı dayanışma, hoşgörü, gerçekleştiği zaman o yuva hem huzur ocağı hem de çocuklar için eğitim mekanı olacaktır. Evlilik nikah akdinin dışında yapıldığı zaman ise bu zinadır, çirkindir ve İslamca haram kabul edilmiştir. Evlilik dışı ilişkiler sonucu ortaya çıkan hastalıkların sayısı oldukça kabarıktır. Bunların içerisinde son karşılaştıklarımızdan birisi AIDS hastalığıdır. Sonu acıklı ölüm olan bu hastalık yalnız hasta olanı tahrip etmekle kalmayıp aynı zamanda zürriyetini de tahrip etmektedir. Hasta olanlarla cinsi temasın yanında o kişiden alınan kanla da bulaşma özelliği çok yüksektir. Bu yüzden büyük bir sağlık problemi olarak da karşımızda durmaktadır. Süratle yapılması gereken İslamın istediği, güzel kabul ettiği tarzda bir aile hayatı yaşamaktır.
Riya, zillet, cimrilik, kin, nefret nefse ait kötü olan huylardır. Ahlaki zemime dediğimiz bu huylara sahip insanlar devamlı bir iç çatışma halindedirler, huzurdan uzak bir yaşantıları vardır. Nefse ait bu özellikler bir çıkıntıya, bir dikene benzediği için bir başka insanla dostane arkadaşlık da zordur. Toplumun insanın aynası olmasından hareketle bu insanlardan meydana gelen toplum da huzursuz toplumdur. Birliğini ve beraberliğini kaybetmiş bir toplumdur. İslamın güzel kabul ettiği kazanılmasını istediği tevazu, izzet, cömertlik, müsamaha ise kişinin huzura kavuşmasında, dengeli bir hayat yaşamasında oldukça önemlidir. Çıkıntıları, sivrilikleri nefis terbiyesiyle törpülenen bu insan, aynı zamanda huzurun teminatıdır. Toplumdaki birlik beraberlik hoşgörü ortamı ancak bu insanlarla temin edilebilir
"Ey iman edenler; Allah ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri kendinize haram kılmayın ve haddi aşmayın. Doğrusu Allah, haddi aşanları sevmez.' Güzel ve yararlıyı, çirkin ve zararlıdan ayırmak helal ve haram sınırını ciddi anlamda ortaya koymakla mümkündür. Helali güzel bilip ona koşmalı, haramı kötü bilip ondan ateşten kaçar gibi uzaklaşılmalıdır. Helal ve haram sınırına dikkat edilip, şüpheli olan unsurlardan uzak durulduğu zaman insan ve toplum iyide ve güzelde kemal haline ulaşmış demektir.