Hakkına sahip çık

Hakkına sahip çık

Siyasi partiler vatandaşlara beyannamelerini açıklıyorlar.  Varsa projelerini arz ediyorlar, yoksa yamalı bohça misali, olandan almaya çalışıyorlar.

Seçim beyannamesi aslında bir yol haritasıdır.  Vatandaşa arz edilir, seçmenin kabulüyle uygulamaya konulur. Beyannamenin kendi içinde tutarlı olması gerekir, milletin ve devletin kronikleşmiş sorunlarına çözüm üretmesi gerekir. BTP’yi ayrı tutacak olursak, ne AKP’nin, ne de CHP’nin ve diğer partilerin beyannameleri maalesef kendi içinde tutarlı değildir. Hem nalına vurulmuştur, hem mıhına. Burada gayenin seçmeni ikna etmek olduğu ve oy almaya dönük hesaplar yapıldığı görülmektedir.

Bir benzetme yapalım. Bir araba var, şoförler bu arabayı kullanmak için aday oluyorlar. Arabayı en iyi ben kullanırım diye halka sunum yapıyorlar. Tamam, bu işin kolay tarafıdır. Esas olan direksiyona geçtikten sonra şoförlük yapıp yapamamasıdır. İşte bunu anlamak için beyannameleri çok iyi analiz etmek gerekir.

Bu anlamda AKP için perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diyebiliriz. Ekonomik olarak ülkenin harabeye dönmüş olması artık AKP’nin şansının kalmadığını gösteriyor. Bırakın devleti her bir ferdin bile uçan kuşa borcu var, bankalara borcu olmayan neredeyse bir Allah kulu kalmadı diyebiliriz.

2002 yılında AKP iktidara geldiğinde 6,6 milyar lira olan vatandaşların bankalara olan borcu Şubat 2015 itibariyle 357 milyar lirayı aşmıştır.

Sadece vatandaş mı devlet borç batağı içerisinde?

Hayır! Devlet de borç batağı içerisinde. Bütçe açığı 22 milyar tl. Cari açık 42 milyar dolar. Dış ticaret açığı 82 milyar dolardır.

Ulusal kimliğimiz, milli birliğimiz ciddi anlamda zarar görmüştür. Artık basın yayında AKP -  HDP koalisyonu bile konuşulmaya başlanmıştır. Birlikte hem başkanlık sisteminin getirilmesi hem de ülkeyi federasyona götürmenin sinyalleri verilmektedir.

Gelelim CHP’ye; tam bir yamalı bohça mantığı ile ele alınmış bir beyannamesi var. Devlet bütçesinin sürekli açık verdiği ülkemizde, kısır döngüye girmiş ekonomik yapı içerisinde, sorunları çözebilmekten bahsetmesi hiç de ciddiye alınacak cinsten değil. Kaynağı olmadan bulunduğu vaatler daha çok popülist denecek cinsten. Üstelik şimdiden dünya bankasının kıdemlilerinden Kemal Derviş’i kabine dışından bakan olarak ilan etmesi, serbest piyasa ekonomisine devam edeceğini gösteren güç odaklarına bir selam çakmasıdır.

Ülkemizin sorunlarını gören ve bunlara köklü çözümler üreten tek lider Prof. Dr. Haydar baş ve lideri olduğu Bağımsız Türkiye Partisidir. Ülkemizin sahip olduğu gelir, maden ve enerji kaynaklarımız bugüne kadar milletin menfaatine olacak şekilde değerlendirilmemiştir. Oysa bu kaynaklar karşılığında genişletilecek emisyon ile asgari ücret 5000 tl olacak, ev hanımlarına 1500 tl maaş verilecektir.

Haydar Baş hocamızın ifadesi ile kıyamet sabahına kadar on Türkiye bakacak kadar kaynaklarımız vardır.

Bütün mesele milli parayı devreye koyabilmektir. Bu yeni bir para birimi değildir, var olan paramızı yurt dışından alınan yabancı para -hard currency- karşılığı basmayıp; GSMH, maden ve enerji karşılığında basmak demektir.

Bu kaynaklar bizzat milletimizin hakkıdır.

Burada asıl görev milletimize düşmektedir. Millet artık dalga dalga BTP ye oy vereceklerini söylüyor. Diyorlar ki, benim sebebim alacağım 5000 tl asgari ücret ve diğer imkanlar, ben bunu hak ediyorum. Prof. Dr. Haydar Baş bey ise, BTP’ye oy ver hakkına sahip çık diyor.

Evet, hakkımıza sahip çıkmak için, haydi BTP’ye oy verme seferberliğine.