Halkın Gerçek İhtiyaçları Nerede?

Halkın Gerçek İhtiyaçları Nerede?

Son zamanlarda ülkemizde siyasi sahnede yaşananlar ve ekonomik zorluklar halkımızı derinden etkiliyor. Ancak dikkat çekici bir şekilde, sorunlar ve çözümler yerine sanal düşmanlar oluşturuluyor ve sanal sorumlular yaratılıyor. Bu süreçte işçi ve işveren birbirine çarptırılarak halkın dikkati gerçek sorunlardan uzaklaştırılıyor.

Hükümetin önceden verilen sözlerini tutmaması ve faiz artışları, insanları mağduriyet içinde bırakıyor. Hani hükümet faize karşıydı? Hani onlar için nas her şeydi ve kimse onları bu karardan vazgeçiremezdi! Şimdi ise faizler patır patır arttırılıyor. Bu durumda, dini istismar da artık para etmiyor.

Ancak göz ardı edilmemesi gereken önemli bir nokta var: Muhalefet. 

Muhalefet, içerisinde koltuk kavgalarına tutuşmuş bir görüntü sergiliyor. Bu bilinçli bir taktik olabilir mi? Ana muhalefetin ve mecliste vekili olan muhalefetin hiç mi hiç sesi çıkmıyor. Neden çünkü onların da çözümü yok. Bir adım geriye çekilip objektif bir bakış açısıyla değerlendirdiğimizde, siyasi aktörlerin temel yaklaşımlarının pek de farklı olmadığı görülebilir. Muhalefetin danışmanları da serbest piyasa ekonomisine dayanan politikalar öneriyorlar. Yani, al birini vur ötekine… İktidar ve muhalefet arasındaki siyasi çekişmeler, aslında sorunların çözümüne pek katkı sağlamıyor.

Gerçek olan şu ki, ülkemizin karşı karşıya olduğu sorunlar büyük ve karmaşık. Algı yönetimi ve siyasi manipülasyonlar yerine gerçek liderlik ve somut çözümler gerekiyor. Toplum, yöneticilerden gerçekçi ve etkili adımlar bekliyor. Siyasi aktörler, iç çekişmeler yerine gerçek sorunlara odaklanmalı ve halkın güvenini yeniden kazanmak için somut çözümler üretmelidir. Bu zor süreçte, halkın gerçek ihtiyaçlarına kulak vermek ve çözümleri partizan yaklaşımların ötesinde aramak gerekmektedir. 

Ülkemizin ekonomik zorluklar yaşadığı ve siyasi arenada gerçek sorunların çözümü yerine algı yönetimi ve manipülasyonlarla uğraşıldığı bir gerçektir. Ancak tüm bu zorlukların ortasında Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modeli Çoban Yıldızı gibi görülüyor. Bu model, sosyal devlet ve milli devlet temelleri üzerine inşa edilmiştir. 

Milli Ekonomi Modeli tüketim eksenlidir. Tüketiciye doğrudan maddi destek sağlanır ve asgari ücret artırılır, en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine getirilir. Ayrıca ev hanımlarına, çocuklara ve engellilere de maaşlar verilerek tüketicinin cebine para konulur. Bir taraftan sosyal devlet gerçekleşirken diğer yandan piyasalar canlanır ve üretim artar. Büyüyen ekonomi, iş sahalarının açılmasına ve vatandaşların refah seviyesinin yükselmesine katkı sağlar. Daha da önemlisi, yerli markaların dünya çapında tanınmasına imkân verir.

Milli Ekonomi Modeli, Çin ve Rusya gibi ülkelerde başarıyla uygulanmıştır ve bu ülkeler ekonomik olarak dünyaya meydan okuyacak seviyeye gelmişlerdir. Ancak ilginçtir ülkemizde bu modelin başarılı olmasından korkulmaktadır. Neden, çünkü yetersizlikleri ortaya çıkacak… 

Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Rusya Duma’sında 6 saatlik bir brifing verdiği bu modelin ülkemizde de uygulanmasından başka çıkar yol yoktur. Ancak bu şekilde, ülkemiz daha aydınlık bir geleceğe doğru ilerleyebilir. Bunun da yolu Atatürk'ün yolunda yürüyen Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Milli Ekonomi Modeli Sosyal Devlet Milli Devlet tezini dava edinen BTP ve onun genç dinamik lideri Hüseyin Baş ile birlikte olmakla mümkündür.