Haydar Baş - Kılıçdaroğlu - Putin

Haydar Baş - Kılıçdaroğlu - Putin

Dünyada güçler çatışması hiç durmadı. Bazen soğuk savaş bazen sıcak çatışma olarak süregeldi.  Son dönemde daha çok üçüncü ülkeler üzerindeRusya- ABD çatışması vardı.

Suriye’deki haçlı batının işgal sürecinde,ABD- Rusya arasındaki çatışma aleniyet kazandı. ABD Suriye’de durdurulamadığı takdirde, sıra doğrudan Rusya topraklarına kadar gelmişti.

Putin’in kararlı duruşu, Esad’ın halkıyla bütünleşmesi ve Şii - Sünni çatışmasının Suriye toprakları dışına da taşınmasının Haydar Baş tarafından ilmi ve sosyal olarak engellenmesi ABD’nin oyunlarını bozdu.

ABD ve Avrupa her ne kadar Ukrayna ile rövanş almak istediysede bunu başaramadı. Rusya kararlı duruşu ve halklarla uyumu sonucu bunuda engelledi.

Peki, bundan sonra neler olacak.

Vücutta yaşayan mikroplar vardır. Ne zaman bünye zayıflasa hemen başını kaldırır ve varlığını hissettirir. Bunların görevi kamuoyunu kendilerinden istenen şekilde yönlendirmektir. Maaşlı olsun veya olmasın,batının rotasına girenler batının oyununu bozanlara karşı zihin bulandırmaya çalışacaklardır.

Nitekim öyle de oldu. Bakınız Akit gazetesinde bir günde 2 makale birden kaleme alındı; Prof. Dr. Haydar Baş hakkında. Yazarlardan birisi ismini saklamaya çalışan bir tetikçi. Yazdığı yazı ilmi ve siyasi temelden yoksun. Diğeri ise hayallerini ve sanrılarını esas kabul edip bu temelde yazı yazan bir siparişçi.Psikolojik bir tahlil yapacak olursak, bunuşizofrenik bir ruh halinin paniklemesi olarak tasvir edebiliriz.

Bunlar Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş hoca ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşmesinden son derece rahatsız oldular. İki siyasi parti genel başkanının aralarında görüşmelerini fikir alışverişi yapmalarını, ülkenin geleceği hakkında bir projeyi istişare etmelerini hazmedemiyorlar. Diyorlar ki olsa olsa AKP'ye kan kaybettirmenin yolunu konuştular diyorlar. Şunu anlamıyorlar bu ülke AKP gibi çok partiler gördü. Kalıcı olan devlettir, millettir. Konuşulması gereken de partilerin değil devlet ve milletin menfaatleridir.

AKP’nin geldiği noktayı görmezden gelemeyiz.

Bakınız Times bir haberinde ne mesaj veriyor. Erdoğan’ın bir mitingi esnasında bir manavda bir müşterinin "Halk onun nasıl bir hırsız olduğunu anladı" dediğini "O bir vatan haini ve asılacak" dediğini yazıyor. Bunun ne anlama geldiğini Sayın Haydar Baş beye sordum. Ne dedi biliyor musunuz? “Deli doludur ama Tayyip Erdoğan bizim insanımızdır” dedi ve sahip çıktı. Bizim kişilerle işimiz olmaz Haydar hocanın meselesi, yapılan yanlışların ortadan kaldırılmasıdır. Aksi halde doğru olmayan icraatlerden herkes çeker. Olsa olsa Erdoğan’ın en büyük şanssızlığı olayları anlamaktan ve okumaktan uzak danışmanlara sahip olmasıdır.

Gelelim müstear isimli yazı kaleme alan zavallıya.

Haydar Baş hocanın Rusya parlamentosu Duma’da Milli Ekonomi Modeli konferansını hazmedememiş.Suriye’de haçlı güçlerinin kayaya çarpmış olmalarını hala kabullenememiş. Yazdıklarının bizim açımızdan hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Olsa olsa kendini ele veriyor. Ne kadar sığ olduğunu ve niyetinin ne olduğunu, bütün meselesinin temelde ABD yandaşlığı olduğunu görüyoruz.

Bunlar ABD’ye yaklaşıyor Hristiyan kültürünün zebunu oluyorlar. Rusya, Haydar Baş hocaya yaklaşıyor, birçok insan Müslüman oluyor. Aradaki farkı bu şekilde tasvir edebiliriz.

Netice olarak yel kayadan ne koparır. Sadece tozunu alır kayanın.

Öz cümle, Haydar hoca gerek yurt içinde gerekse yurt dışında ekonomik inkişaf ve toplumsal barış adına yollar açmıştır.

Elbette dostların gönlünde güven düşmanların kalbinde ise korku olacaktır.