Haydar Hocaya ve Şia’ya Niçin Saldırılıyor?

El insaf!
Bakın şimdi oynanan oyuna. önce, gerek Şiiler adına gerekse Sünniler adına taraflı bilgiler üretilecek sonra internet ortamına ve birçok zemine sapık ve fanatik bilgiler girilecek. Arkasından bu yalan bilgileri kaynak gösterip işte sapıklar denecek. Bugüne kadar bu oyunu oynadılar. Yaptıkları toplum mühendisliği ile bu iki kesimi biribirinden uzak tuttular. Şia, Alevi ve Caferi düşmanlığıyla önce ülkede iç karışıklık olacak sonra Müslümanlar biribirine vurdurulacak. Artık oyun bitmiştir. Sünni geçinen zevatın yaptığı dinlerarası diyalog nasıl Sünniliği bağlamazsa, Şii geçinen kişinin batıl görüşü de Şiiliği bağlamayacaktır. Kurtuluşumuz Kitabullah ve Ehl-i Beyte sarılmaktadır.

Bu iftiralar kime aittir. Asırlardan beri devam eden Sünni - Şii kavgasından rant elde etmek isteyenler doğan birlik atmosferinden rahatsız olmuşlardır. Projelerini kardeş kavgası üzerine kuranlar, az pahaya satın aldıkları piyonlar aracılığıyla tarihin her döneminde nifak çıkartmaya çalışmışlardır. Bu isimler şu veya bu kişi olabilir; şu veya bu işle meşgul olabilirler. önemli olan bunların sıfatlarıdır. Sonu ayrılık olan, haçlının safına asker toplamakla meşgul olan bu kişi veya gruplar deccalin grubu içerisindedir. Bunların en büyük alameti münafık olmalarıdır. Hayal dünyalarında ki kurgulardan hareket ederler. Az pahaya dinlerini satmışlardır. Baktığınızda Abdülvehhab misali koluna takılan Safiyeleri de görmeniz mümkün olacaktır. Eğer inançları varsa dünya hayatını ahiret hayatlarına tercih etmişlerdir. Hatta deşifre oluncaya kadar karşısında durdukları kişiye sığındıklarını da görürsünüz. Kendilerine verilen kıymeti temsil ettikleri davada değil de şahsında arayan kişilerdir bunlar.

Ancak şu bilinmeli ki yel kayadan ne koparır. Bu yapılan aleyhte çalışmalar Ehl-i Beyt'in gündeme gelmesine vesile olacaktır. Decccal fitnesinin kol gezdiği günümüzde insanların arasını düzeltme misyonu gören Ehl-i Sünnet ve Şia'yı bir bütün olarak gören sayın Haydar Baş ve kadrosu büyük bir nasip üzeredir.

Ehl-i Beyt'e bağlılık, muhabbet, istikamet ezcümle kurtuluşa vesile olacaktır.

(Bu makale Ahmet Hamdi Kepekçi'ye ait bir yazı serisidir)