Hukuk nerede?

Hukuk nerede?

Sayın Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı adayı olabilir mi, olamaz mı hakem kim olacak. Bu konuda devletin kurumları var. Devletin Yüksek Seçim Kurulu var, devletin Anayasa Mahkemesi var. Anayasaya göre, Sayın Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı adayı olabilir mi lütfen yüksek mahkemeler cevap versinler. Ben buradan basın yayın üzerinden davet ediyorum. Sayın mahkemeler milletin gerilmesine müsaade etmeden hukukun gereğini söylesinler. 

Bugüne kadar Yüksek Seçim Kuruluna yapılan başvurular maalesef cevapsız kaldı. Sn. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına 3. defa adaylığı için ne diyorsunuz? diye soruluyor Yüksek Seçim Kurulu diyor ki, görüş verilmesine yer yok. Nasıl yani? Yani Yüksek Seçim Kurulu bu konuda bir şey demeyecek, hüküm açıklamayacak da kim açıklama yapacak. Dolayısıyla burada bir boşluk var. 

Vatandaşın gündemine, emeğine, geleceğine, devletin geleceğine saygı göstermek lazım. Vatandaşın ne anlama geldiği çok iyi kavranmalıdır. Esas olan vatandaşın kendisidir diğer bütün kurum ve kuruluşlar tek tek her bir vatandaşa hizmet etmek, doğuştan getirdiği haklarını doya doya yaşamasını temin etmek içindir. O halde herkes görevini yapacak. 

Sayın Erdoğan’ın konuşmaları var, işte 22. muhtarlar toplantısında bakın ne diyor? 

Sn. Erdoğan diyor ki, Tayyip Erdoğan gitsin demek, bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın demektir diyor. Allah Allah, nasıl yani böyle bir şey olabilir mi? Yani Tayyip Erdoğan gittiği zaman, adeta devlet ortadan kalkacak şeklinde bir tablo çizilmiş. Efendim, milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılacak mı yani? Nasıl bir ifade bu böyle. Bir de kurucumuz kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüne bakalım. Diyor ki; benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Sn. Tayyip Erdoğan'ın da vücudu toprak olacak, benim de bizim de hepimizin de… Madem doğduk, öleceğiz kardeşim bundan kaçılmaz ki, imtihan dünyasındayız.  Dünyada hukuk karşısında, ahirette Allah’ın huzurunda hesap vereceğiz. Yaptığımız zerre miskal hayır ve şer karşılıksız kalmayacak. Dünyada da böyle ahirette de böyle. Biz buna inanan insanlarız ve buna göre hayatımızı tanzim etmek zorundayız. 

Elbette Erdoğan da gidecek bugün olmazsa yarın gidecek. Şunun altını çizmek lazım, hiçbir şey yıkılacak da değildir.  

Bir diğer konu diyelim, Anayasa Mahkemesi açıklama yaptı. Peki Sn. Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygı duyacak mı? Anayasa Mahkemesi’nin kararına, evet, tamam kardeşim, madem öyle diyorsunuz, ben de gidiyorum diyecek mi? Hayır demeyecek. Sayın Erdoğan’ın sözü var. Çok net demişti ki, Anayasa Mahkemesinin verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum. Kısacası garip bir tabloyla karşı karşıyayız. 

Anayasa, hukuk ne diyorsa onun gereğini yerine getirmek lazım. Yani madem cumhurbaşkanlığı hak ve yetkilerini bizzat anayasadan alıyor, aynı zamanda bunun sınırlarını da anayasa çizmektedir. Nasıl anayasanın verdiği hakları kullanıyoruz. Sorumluluklarını ve anayasanın çizdiği sınırları da kabul etmek zorundayız. Bundan başka çözüm ve çıkış yoktur. Devletimiz ebet müddet yaşayacaktır bunun da yolu kurumsal kimliğe ve devlet yapılanmasına riayet etmektir.