İdlib; Kırılma noktası

İdlib; Kırılma noktası

Bölgemiz cadı kazanı gibi kaynamaya devam ediyor. Ortadoğu'daki paylaşım kavgası dur durak bilmiyor. Gün geçmesin ki yeni bir gelişme yaşanmasın. Şimdi de yeni bir gelişme ile karşı karşıyayız.

İdlib, Suriye'nin kuzeybatısında Türkiye sınırında yer almaktadır. Türkiye, Rusya ve İran’ın Kazakistan’ın başkenti Astana’da vardığı anlaşma çerçevesinde, İdlib çatışmasızlık bölgesi kapsamına alınmıştır. Dün itibarıyla Rusya dışardan, Türkiye içerden olmak üzere idlib’e askeri hareket başlamış oldu.

Türkiye İdlib’de gözlemci sıfatı ile asker bulundurulacak. Sınırda çok sayıda asker var. Askeri hareketlilik üst düzeydedir.

İdlib’in önemli özelliklerinden birisi de Afrin’e komşu olmasıdır. Afrin PYD’nin elinde bulunuyor. ABD tarafından Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen koridor üzerindeki paylaşım kavgası bütün süratiyle devam ediyor.

Rusya, İran, Suriye hükümeti, muhalifler, ABD ve daha birçok güç asaleten veya vekâleten bölgede bulunuyor. Ortadoğu da bütün dengeler alt üst olmuş durumdadır.

Devlet olarak yanlış politika uygulama lüksü yoktur. Geçmişte yapılan yanlışlar tekrar edilmemelidir. Türkiye-Rusya- Irak- İran arasında gelişen ittifakı konjonktürel olmaktan ziyade yapısal hale gelmelidir.

Atatürk’ün bütün zorlukları aşarak temin ettiği Sadabat paktı, bölgenin güvenliğinin sigortası olmuştu. Şunu hiç unutmamak gerekir, İsrail’in “Arz-ı Mev’ud” nin hayalinin kapsama sahası, Türkiye, İran, Irak ve Suriye topraklarını içine alıyor. Elbette İsrail ele geçirme hedefi olan bölgedeki huzurdan rahatsız olacaktır. Karışıklık ve kaos ister, iç savaş ister, bu devletler arasında kavga ister, bölgenin sınırlarının karışmasını ister ki kendine pay çıkartabilsin.

O halde bu ülkelerin toprak bütünlüğü için bölge devletleri ile anlaşarak dost yaşamaktan başka yol yoktur. İşte Atatürk bunu gerçekleştirmiştir.

Zaman içerisinde bölgedeki komşu devletler ile aramızdaki iyi ilişkiler ihmal edildi. Komşularımız ile ilişkilerimizin bozulması, bölgenin dengelerin alt üst olması, ülke olarak güvenliğimizin sarsılmasının ardında İsrail ile yapılan anlaşmalarının önemli bir yeri vardır. Hükümetler İsrail ile ilişkilerde ciddi yanlışlar yapmışlardır, hala da yanlışa devam etmektedirler.

 Yapılması gerekenler;

Türkiye ABD’nin uyguladığı Büyük Ortadoğu Projesi kapsamındaki stratejisinden vaz geçmelidir.

Yeniden Mustafa Kemal Atatürk’ün Ortadoğu siyasetine dönülmelidir.

Olması gereken Irak olsun, Suriye olsun toprak bütünlüğünün devam etmesi. Türkiye'nin yapması gereken Suriye hükümeti ile bir an evvel anlaşmasıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğü temin için, bölge barışı için Suriye devleti ile Esad ile anlaşma sağlanmalıdır.

Bu bölgede yaşayabilmek için tarihi, coğrafyayı, inançları, devletleri, siyasetleri, dengeleri, yönetmeyi, cesur davranmayı bilmeniz gerekir. Bu bölge dünyanın güçlerinin gözünün olduğu bölgedir. Bu bölgenin gerektirdiği dirayete, basirete, siyasete sahip değilseniz gemiyi batırmaya mahkûm olursunuz. Bunun da yolu yıllardan beri tespitleri dosdoğru çıkan Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu ile birlikte olmaktır.