İkinci 15 Temmuz güneyden mi gelecek ?

İkinci 15 Temmuz güneyden mi gelecek ?

Trump'ın başkan olmasıyla birlikte ABD şahin politikalarını arttırarak devam ediyor. Bunları yaparken dünya kamuoyunu hiç de dikkate almıyor. Geçtiğimiz günlerde 2015 tarihli Paris İklim Değişikliği Anlaşması'ndan çekilme kararına karşılık dünya çapında tepkiler onu kararından vaz geçiremedi. Küresel ısınmanın sonuçlarını ülke olarak biz de yaşıyoruz. Batı ülkeleri, bunu daha şiddetli olarak yaşıyorlar. Ozon tabakasının delinmemesi için tedbir almaya çalışıyorlar. Ancak ABD kendi adına tedbir-medbir almayacağını açıktan ifade ediyor.

Gün geçmesin ki yeni bir katliam haberi duymayalım. ABD’den yeni bir sivil katliamı haberi daha; Rakka vuruldu ve en az 43 sivil yaşamını kaybetti. Bu ne ilk ne de sondur. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında başlatılan Müslüman kıyımı, bütün şiddeti ile devam ediyor. Önceleri aracı örgütlerle işini gören ABD, Trump'tan sonra doğrudan işgale katılmaya başladı.

Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde BOP kapsamında öldürülen insan sayısı, milyonlarla ifade ediliyor. Ülkeler tarumar olmuş durumda. İşgalin çapı her geçen gün daha da genişliyor. Suriye’de yaşananlar içler acısı. Muhacir çıkan göçmen halkın hem kendisi mağdur, hem de gittiği ülkelerde sorunlar yaşanıyor.

ABD’nin yeni argümanı Suriye’deki Işid’i ortadan kaldırmak. Bu kararı alalı epey zaman oldu, fakat anlamlı bir gelişme söz konusu değil. Bu konuda Suriye dışişleri bakanlığı Amerika Liderliğindeki Koalisyonun Işid'e moral vermekten başka bir işe yaramadığını açıkladı. Oysa doğru çözüm, Suriye merkezi yönetimi ile birlikte ortaya konan çözümdür. Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Esad yönetimi olmaksızın çözüm üretmek, sadece ortamı biraz daha karıştıracaktır.

Işid’ı ortadan kaldıracağız diyerek, bölge insanını topraklarından çıkartmanın hesabını yapıyorlar. Bu konuda da başarılı durumdalar. Diğer taraftan ışid’ı ortadan kaldırayım derken, Pyd’ye destekleri devam etmektedir. Üstelik güya stratejik ortak oldukları ifade edilen Türkiye’ye rağmen. Ajans haberlerine göre ABD’nin, Ypg’ye Işid ile mücadele gerekçesiyle askeri malzeme desteği 900 TIR'a ulaştı. Çok çeşitli askeri araç, gereç ve mühimmatların ardı arkası kesilecek gibi durmuyor.

Soru şu, bu kadar malzemeyi kullanacak sayıda ve keyfiyette pyd’de eleman var mı?

Elbette yok.

Peki, bu yığınağı kim, kimlere karşı kullanacak?

Hükümetin, dış politikada tutarlı bir çizgisi maalesef yok. Sürekli zig zak çiziliyor.

15 Temmuz darbe girişiminde ABD’nin rolü neydi. Bu kuşdili ile bu ifade ediliyor. Ancak açıkça ifade edilmediği gibi tedbir de alınmıyor, dolayısıyla gün geçirilmeye çalışılıyor ve zaman kaybediliyor.

Kamuoyunda açıktan konuşulan ve vatandaşı tedirgin eden gelişmeler var. Yeni ve daha tehlikeli bir 15 Temmuz olarak ABD’nin güney sınırımızdan gireceği konuşuluyor. Özellikle Kilis ve civarındaki bomba seslerinden vatandaş gece uykularını kaybetmiş durumda.

Artık uygulanan politikaların netleşmesi gerekiyor. Stratejik ortak, dost ve düşman kavramlarından uzak, sadece ve sadece ülkemizin menfaatleri doğrultusunda politikalar yürütmek gerekiyor.

Evet, geçmişten günümüze çok yanlışlar yapıldı, işte bu yanlışlardan da dönmek gerekiyor. Hükümetin son dönemde ortaya koyduğu çözüm performansının sonuç vermesi, doğru strateji uygulamasına bağlıdır. Son 30-40 yıldan beri gerek iç gerekse dış politikada dedikleri bir bir çıkan lider sn. Prof. Dr. Haydar Baş hocadır. Ona danışmak ve onunla birlikte olmaktan başka da çare yoktur.