İşgal BOP planında ilerliyor

İşgal BOP planında ilerliyor

2004 yılında ABD 43. Başkanı Bush hükümeti tarafından Büyük Ortadoğu projesi dünyaya duyurulmuştur. Kapsama sahası olarak en batıda Fas'ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan'ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, Kuzeyde Türkiye'nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen'e kadar uzanan bölgede, Müslüman ülkelerin işgalini açıklanan projedir. Rusya coğrafyası da ikinci halka olarak bu projenin kapsama sahası içerisinde bulunmaktadır.

2006 yılında zamanın ABD dışişleri bakanı Rice, İsrail Başbakanı Olmert ile görüşme öncesi yaptığı açıklamada, bölgede kısa vadeli değil, uzun vadeli kendi adlarına kesin çözümler arayışında olduğunu söyledi ve “Yeni bir Ortadoğu için zaman geldi” diyerek işgal sürecinin başladığını haber vermiştir.

BOP Osmanlı devletinin coğrafi hinterlandının ele geçirilmesini hedeflemektedir. Bölge halkı Müslümandır, dolayısıyla projenin uygulanmasında oyunun aktörlüğü yine Müslümanlara verilecektir. Wikipedia da geniş olarak yer verilen senaryo hakkında önemli ipuçları vardır. "

ABD ve CIA'ye stratejik arge hizmeti veren "RAND Corperation" adlı düşünce örgütü 2004 yılında "“Sivil Demokratik İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler" başlıklı bir rapor hazırlayarak Bush yönetimine sunar.

Raporda İslam dünyası kategorilere ayrılmış ve ABD'nin İslam'ı kontrol altına alabilmesi için yapması gerekenler başlıklar halinde sıralanmıştır.

Burada iki noktaya dikkat çekmek istiyorum.

Birincisi bu raporda Türkiye'de Atatürk'ün duruşunu esas kabul ülke halkının ABD'ye karşı olumlu bakmadıklarına yer verilmiştir.

İkincisi ise, raporu hazırlayan komisyonda görev alan Graham Fuller'e dikkat çekmek isterim. Fuller CIA için yakın ve Güney Asya bölgesi millî istihbarat şefliği yapmıştır. Aynı zamanda o dönemde Fethullah Gülen hareketinin desteklenmesi konusundaki görüşlerini açık bir şekilde paylaşmıştır.

Niçin Atatürk'ün karşısındalar ve niçin Fethullah Gülen'in yanındalar.

Bunun sebebi ülkemizin sınırlarını yeniden çizmek, ülkemizin yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip çıkmak içindir.

İşte ilk günden beri Atatürk'ün yanında olan, “Atatürk Vatandır” diyen,

Dinlerarası diyalog ihanetine hizmet eden Fethullah Gülen ve diğerlerine karşı mücadele veren,

Coğrafyamızın işgali olan büyük ortadoğu projesine, Arap baharına hâsılı bütün işgal senaryolarına karşı çıkan tek lider Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.

Kurtuluş savaşı yılları adı üzerinde acıların kol gezdiği yıllardır. Öyle ki, vatan toprakları düşman çizmeleri altındadır. Millet acı ve ıstırap içindedir. Cümle âlem "Türk öldü" demekten kendini alamıyordu. Balkanlar ve Ortadoğu'daki varlıklarımız da elimizden çıkmıştı. Akıllı geçinenler ise Amerika veya İngiltere'nin mandasına girmeyi kurtuluş çaresi olarak görüyorlardı. İşte Atatürk'ü dönemin koşulları içerisinde değerlendirmek gerekir.

Devletin ve milletin bitti dendiği günde Türk halkına önderlik etmiş, Ankara’da Türkiye büyük millet meclisini kurmuştur.

Atatürk 30 Ağustos Zaferi’nden sonra Mithat Cemal Kuntay'ın yazdığı ‘Vatan Hisleri’ adlı şiirinin son iki mısrası TBMM’de okumuştur.

“Ölmez bu vatan, farz-ı muhal ölse de hatta

Çekmez kürenin sırtı o tabût-ı cesîmi.”

Bugün yine bu duyguya bu inanca ihtiyacımız var. Prof. Dr. Haydar Baş hocamız uzun yıllardan beri Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Arap ve diğer halklar Türk Milleti çatışı altında bir ve beraber olduğunu ifade etmektedir. Türk milletinin iri olduğunu diri olduğunu haykırmaktadır.

Son tahlilde III. Dünya savaşına doğru süratle gidiliyor, Milletimiz artık çözümün ve çözümün adresi olan liderin yanında olmalıdır.  Bu hengâmeden ve bataklıktan ülkemizi ve milletimizi korumanın yolu birlikten, birliği temin ise Haydar Baş hoca ile olmaktan geçmektedir.