İşte krizden çıkışın yol haritası

İşte krizden çıkışın yol haritası

AKP hükümeti döneminde mikro ve makro bütün ekonomik göstergeler hep aşağı doğru seyrediyor. Devlet ve millet ise ayakta kalabilmek için borç batağı içine düştü. Bunun sonucu olarak seçim anketlerinde hükümetin ciddi anlamda oy kaybettiği görülüyor.

Seçmen sıradan bir alışverişte bile kılı kırk yarıyor, ancak kaderinde söz sahibi olacak yöneticilerini aynı hassasiyet ile seçemiyor. Seçmekten ziyade yanlış yapanı cezalandırmak mantığı ile hareket ediyor. Böylece Haydar Baş hocamızın ifadesi ile bir ahırdan diğer ahıra gidilmiş olunuyor.

Gelen yöneticilerin ekonomi konusunda bir çözümü yoksa isimler değişse de sonuçlar değişmeyecektir. 

Her geçen gün Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modeli (MEM) daha iyi anlaşılıyor. MEM’i parti programı haline getirmiş olan Bağımsız Türkiye Partisinin anketlerde oy oranının sürekli artması tesadüfi değildir. Krizlerin Prof. Dr. Haydar Baş hocamız tarafından önceden haber verilmesi ve bunların çözümlerinin çok önceden ortaya konması milletimizin dikkatini çekmeye başlamıştır. 

Gerek iktidardakiler gerekse muhalefette olanların kayıkçı kavgası ile meşgul oldukları bu kritik dönemde ekonomiyi ve çözümü konuşan bir tek BTP genel başkanı Sayın Hüseyin Baş'tır. “Mevzu ekonomi” diyerek ayağında demir çarık il il dolaşması ve vatandaşla buluşması bir cesaret işidir. Kimsenin konuşamadığını konuşabilmek vatandaşın vekili ve sözcüsü olmak demektir. 

Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modeli, 2005 tarihinde tanıtılmaya başlanmış dünyanın muhtelif bilim merkezlerinde kongreler düzenlenmiş ve ayrıca 2013 yılında Rusya meclisi Devlet Duma’sında sunumu yapılmıştır. Haydar Baş hocamız, kendisine ait olan Milli Ekonomi Modeli ile Sosyal Devlet Milli Devlet projesini aynı kategoride ele almıştır. Birisi modeldir diğeri o modelin uygulamasıdır. Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Rus parlamentosu Duma’da yaptığı konuşmadan alıntı yapmak istiyorum: 

MEM TÜKETİM EKSENLİ TEK ANALİZDİR

MEM için ana hedef, üretim ve tüketim arasındaki dengenin oluşmasıdır. Tüketiciyi destekleyerek bunu gerçekleştiriyoruz. Ve sürekli büyüme de ancak böyle yakalanır.

SÜREKLİ BÜYÜME MESELESİ

Tüketim kesimi desteklendiğinde üreticinin pazar problemi de kalmayacaktır. Böylece hem üretim hem de tüketim aynı anda devreye girmiş olacaktır.

Bu iki unsur emme-basma tulumba gibi birbirini harekete geçirecek ve ekonomide istenen denge sağlanacaktır. Sürekli büyüme kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

ADİL BİR GELİR DAĞILIMI

Adil bir gelir dağılımı için;

Devletin piyasada global güçlerin kontrolüne engel olması,

İsteyen herkese proje mukabili faizsiz kredi verilmesi paranın tekelleşmesini önleyeceği gibi, milli gelirin âdil dağılımını da sağlar.

Sosyal devlet projeleri gelirin âdil dağılımını sağlar.

Gelir düzeyine göre vergi alınması gelirde adaleti temin edecektir.

Yeraltı zenginliklerinin devlet-millet ortaklığı ile işletilmesinden önemli bir gelir temin edilir.

TAM İSTİHDAMIN SAĞLANMASI

MEM, üretimin ve tüketimin beraber desteklendiği bir bütündür. Talebin karşılanması için üretim de sürekli artmak zorundadır. Bu hal, yeni iş sahalarının açılmasına neden olacaktır.

KAYNAKLARIN YETERLİ, İHTİYAÇLARIN SINIRLI OLDUĞU GERÇEĞİ

Kapitalist ve liberal sistemler “ihtiyaçlar sınırsız ve kaynaklar sınırlıdır” yanlış görüşünü savunurlar.

Kaynakların sınırlı olduğunu kabul, insanlığın egosunu tahrik etmiş ve doymak bilmeyen hırsı insanlığın ecel şerbeti olmuştur. Oysaki, insanlığın tarih sahnesine çıktığı günden beri hangi kaynak tükenmiştir, bir düşününüz!

Güneş enerjisinin, dalga enerjisinin, rüzgâr enerjisinin, su enerjisinin sonu olabilir mi? Bunlar sonsuza dek enerji kaynaklarıdır. Özetle, “kaynaklar sınırsızdır, ihtiyaçlar ise sınırlıdır.” Sınırsız olan ihtiraslardır.

İNSAN KONUSU

Tezimizin merkezinde insan var. İnsana hakkını verecek ve onu koruyacak olan devlet anlayışını ve bireyden topluma her ferdi kucaklayacak bir sistem biçimini de içerir. Her insanın geçinmesi için asgari geçim şartlarına kavuşması gayemizdir.

FAİZ

MEM’de, faiz ortadan kalkacağı için, para, piyasada herkesin ulaşabileceği bir şekilde bulunur. Bu da üretimin ve tüketimin devamlılığını sağlayacaktır. Faizin MEM’de yer almaması, parayı özgürlüğüne kavuşturacak hem gelir dağılımında denge ve hem de üretimin önündeki engeller kalkacaktır.

GELİRE GÖRE VERGİ UYGULAMASI

MEM de geliri belli bir miktarın altındaki kesimden vergi alınmaz.

Her gelir grubundan aynı verginin alınması âdil olmayacağı gibi, ekonomilerde ciddi talep daralması da yapar.

PARA

Kapitalist sistemde para mübadele ve değişim aracıdır.

MEM, paraya yeni tarifler getirerek, paranın; emeğin, üretimin ve tüketimin karşılığı olduğunu ve paranın; emeği, üretimi ve tüketimi tahrik eden unsur olduğunu söyler.

SENYORAJ

Devletlerin “senyoraj” yani “para basma hakkını” kullanmasını şart koşuyoruz.

Para basmalarına müsaade edilmeyen ülkeler, gelişmiş ülkelerin “Hard Currency”lerini kullanırlar. Bu, “gelişmekte olan ülkeden vergi almak” demektir.

EMİSYON

Emisyonun genişletilmesi, yabancı paranın yerli halkın emeği ve üretiminin sömürülmesini engeller. “Her yıl büyüyen ekonomilerde büyüme oranına bağlı olarak emisyon hacmi arttırılmalıdır.”

SOSYAL DEVLET PROJELERİ

Devlet, sosyal devlet projeleri ile dar gelirliyi destekler. Çünkü, bu sayede piyasada eksik olan talep devreye konulur.

Bunun uygulanabilmesi için;

Vatandaşlık maaşı verilmesi,

Ev hanımlarının işçi statüsünde emekli edilmesi,

İstihdam vergilerinin alınmaması ve emeklilerin maaşlarından yapılan kesintilerin maaşlara ilave edilmesi,

Gençlere faizsiz uzun vadeli evlenme kredisi verilmesi,

Doğum yapan her anneye doğum yardımı yapılması,

Kimsesiz yaşlılara maaş bağlanması,

Lise mezunlarının sınavsız üniversiteye alınması,

Öğrencilere karşılıksız burs verilmesi,

Geliri belli bir miktarın altındaki kesimden vergi alınmaması,

Uzun vadeli faizsiz konut kredileri ile vatandaşların konut sahibi olmaları,

Tarım kesimine ürününe karşılık avans verilmesi,

Tarım kesiminin devlet tarafından desteklenmesi yani sübvanse edilmesi,

Tarım ürünlerine devletin pazar bulması,

Sanayiciye, nakliyeciye vs. küçük esnafa faizsiz kredi sağlanması,

Devletin ücretsiz elektrik vermesi, gerekir diyoruz.

MEM’E GÖRE DEVLETİN EKONOMİDEKİ ROLÜ

Senyorajın devreye konması ile sağlanacak para, milletin emeğinin ve üretiminin karşılığı olan gelirin, sosyal devlet projeleri ile yine millete hizmet olarak aktarılması demektir. 

Devlet, vatandaşlarının gıda, barınma, giyim, sağlık, güvenlik vs. ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür.

KUR POLİTİKALARINDA MİLLİ DÖNEM

Yabancı paranın bir ülkenin topraklarında dolaşabilmesi, o ülkenin zenginliklerinin yabancı ülkelere aktarımı demektir.

DIŞ TİCARETTE MİLLİ PARA DÖNEMİ

Türkiye gibi gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkeler, ihracat yaparken kendi paraları yerine “hard currency”yi (yabancı parayı) kabul ettikleri için ihracat yapmaya çalışırken sömürülürler.

İhraç mallar karşılığında, örneğin dolar, emisyon olarak iç piyasada dolaşırsa, o taktirde verilen ürünün karşılığında gerçekte ABD’nin karşılıksız doları alınmış demektir ki, bunun adı sömürülmektir.

MEM ile ihracat yerli paranın etki alanlarının oluşturulması için kullanılacaktır.

DEFLASYON VE ENFLASYON KONUSU

Tüketim kesimine yeniden tüketim kabiliyeti kazandırılması sağlanmadan deflasyondan çıkılamaz.

Maliyet enflasyonu, talep enflasyonu ve yerleşik enflasyondan kurtulma MEM ile toplumun rahatlatılması ile mümkün olacaktır.

DEVLETİN GELİR KAYNAKLARI

Vergilerin yanı sıra, senyoraj hakkının devreye konması ile elde edilecek gelirler,

Ve madenlerin devlet-millet ortaklığı ile işletilmesinden elde edilecek gelir.

Ve devletin gider kalemlerinde faizle dışarıdan alınan borçların olmaması da elde edilen paranın tamamının millete hizmet olarak kalması demektir.

Özün özü: Dipsiz kuyu gibi ekonomik sorunların olduğu doğrudur. Ancak çözümün olduğu daha da doğrudur.