Kapitalizmin Çarkları Kaos Üretiyor

Nedir dünya çapındaki yaşanan bu sorunların sebebi?


Yaşanan sorunlar uygulamalardan kaynaklansa, sorunlar yerel
olacak. Ancak yaşanan sorunların dünya genelinde olması, sorunların sebebinin
de ortak olduğunu, uygulama hatasından değil de sistemden kaynaklandığını
gösteriyor.

Bugün uygulanan liberal ekonomi sisteminin temel iki
kuralına dikkat çekelim.

1. Liberalizmde kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız kabul
edilir.


2.
Bir başka temel kural ise her arz kendi talebini
oluşturur.

Her iki kural da yaşanan ekonomik felaketlerin
sebeplerindendir.
Bir kere, yanlış üzerine inşa edilen bina yıkılmaya
mahkûmdur. Bugün sadece bir Avrupa devletinde veya bir dünya devletinde kriz
yoktur. Bütün Avrupa devletlerinde ve dünya devletlerinde kriz vardır. Burada
bazı devletler daha kötü durumda bazı devletler daha iyi durumda olabilir ama
genel anlamda bütün devletler bir bunalım içindedir. öyle ki artık Avrupa'da ki
kriz "avro bölgesi krizi" olarak adlandırılmaktadır. Avro
Bölgesi'ndeki borç krizinin küresel ekonomi üzerinde yarattığı baskılar ülkeler
arası krizi de ek olarak tetiklemektedir.
öyle bir noktaya gelindi ki kurtuluş diye oluşturulan para birliğinden
kaçış yaşanıyor. Almanya Euro'dan çıkmanın hazırlığını yapıyor. Finlandiya
avro'dan çıkmanın hesabını yapıyor. Avrodan kaçış her geçen gün sürat
kazanıyor.

Son yapılan Davos Dünya Ekonomi Forumu 2012 Yıllık
Toplantısı sonucunda gözlemcilerin ortak kanaati tek kelime ile
"karamsarlık" oldu. Artık yaşanan krizin ne zaman biteceği dahi
tahmin edilemiyor. Artık krizin yapısal olduğu yani bizzat sistemin kendisinden
kaynaklandığı itiraf ediliyor. Kapitalizmin günümüzde yaşanan ekonomik
sorunlarına cevap veremediği ifade edilerek arayışlar hızlanıyor.

öteden beri söylüyoruz. Kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar
sınırsız diye yola çıkarsanız, bu kavgalara davetiye çıkartmak demek olur.
Kişi
planında huzursuzluk toplum planında kavga ve kaos bu temelde yükselir. Nitekim
sonuç da böyle olmuştur. Bir de her arz kendi talebini oluşturur mantığıyla
hareket ederseniz, işiniz gücünüz sermaye sahibini desteklemek olur. Tüketiciyi
görmezden gelirsiniz. Nitekim bu mantıkla tüketici hiç ama hiç düşünülmemiş,
işçi kesimi insanca yaşam koşullarından uzak kalmıştır. Netice de artık
tüketici kesimin, tüketim yapmaya takati kalmayınca sistem çökmüştür. Hedefe
yanlış yoldan gidilirse varılamaz. Amerika New York'taki Wall Street 'de 17
Eylül'de başlayan, 15 Ekim itibariyle de
beş kıtaya yayılan Biz Yüzde 99'uz/Wall Street'i İşgal Et hareketi ABD'de gelir
dağılımındaki dengesizlikten kaynaklanmaktadır. Bu isyan Wall Street'i yani
finans kuruluşlarını protesto eden bir toplum hareketidir. Biz Yüzde 99'uz
diyen halk, ekonomik kaynakların nüfusun yüzde birlik kesime ait olmasını
protesto etmektedir.

Gerek Avrupa'da gerek Amerika'da ve gerekse dünyanın
bütününde ki sosyal dalgalanmalar giderek daha da artacaktır. Çünkü artık deniz
bitmiştir, kara görülmüştür. Bir dönem daha gelişmekte olan ülkeler sömürülecek,
kaynakları ellerinden alınacaktır. Zaten
günümüzde yaşanan okyanus ötesinin Ortadoğu ve Afrika bölgesinde ki yaptığı
işgal operasyonları bir bakıma kaynakları ele geçirme girişimidir. Bu operasyon
bölgedeki yandaşları ile iş birliği halinde yapılmaktadır.

Burada yapılması gereken hem ekonomi sistemini düzeltmek hem
de işbirlikçileri deşifre etmektir. Ekonomi de yaşanan sözünü ettiğimiz iki
temel yanlışın çözümü Prof. Dr. Haydar BAŞ beye ait olan Milli Ekonomi
Modelindedir.

Sayın Baş, modelinde "kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar
sınırlı" diyerek modelini ortaya koyar. Liberalizmde ki 'sınırsız' diye
ifade edilen ihtiyaçların ihtiyaç değil "ihtiras" olduğunun altını
çizerler. İkinci olarak gerçekte “arzın talepten fazla olduğunu” tespit ederek
tüketim merkezli bir model ortaya koyarlar
. Tüketici güçlendirilerek hem
ekonominin kilitlenen çarkları işlemeye başlar hem de insanoğlunun doğuştan
kazandığı hakları iade edilmiş olur. Böylece sosyal devlet gerçekleşmiş olur.

7 defa yapılan Uluslararası Milli Ekonomi Modeli
Kongrelerinde neredeyse bütün dünya ülkelerinden katılan ilim adamlarının ortak
kanaati Prof. Dr. Haydar Baş'a ait olan MEM ile dünyanın kurtulacağı
yönündedir.

Buradan sesleniyoruz

"Erken Kalkan Yol Alır"