Köprü

Köprü

Çocuklarımız cennet meyveleridir. Millet olarak da, aile olarak da geleceğimiz olan çocukların üzerine adeta titreriz. Anne baba olarak en beğendiğimiz, bizde bir hatırası olan ismi çocuğumuza veririz. İsim deyip geçmemek gerekir; isim aynı zamanda toplumu yansıtan bir aynadır.
* * *

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verilerinden hareketle yıllara göre çocuklara verilen isim sıklığı ve sıralamasına bakarak toplumun kültürel dokusu hakkında bilgi sahibi olabiliriz.

Türkiye genelinde nüfus kütüklerindeki kayıtlı isimler sayısal olarak incelendiğinde sırayla en fazla kadın ismi “Fatma, Ayşe, Emine, Hatice ve Zeynep”, erkek ismi ise “Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali ve Hüseyin” olarak görüyoruz. 2016 yılında ise erkeklerde Yusuf, kadınlarda Zeynep, en fazla tercih edilen isim oldu.

Bu isimlerin ortak özellikleri İslam inancı ve kültürünü yansıtmalarıdır. Aynı zamanda Türk büyüklerinin de isimleridir. Biraz daha detaylı incelediğimizde bu isimlerin Peygamberimiz ile ve Peygamberimizin Ehl-i Beyti ile ilgili olduğunu görüyoruz.

Bu sonuç, milletimizin genel kültürünü ve daha ötesi kalbi bağlantılarını da göstermektedir.

* * *

Özlemlerimiz ve ideallerimiz isimlerle şekillenmektedir. Burada söz konusu olan isimlere bakıldığında her birinin köklü geçmişi ve hatıraları vardır. Türk milletine dönük bu kadar yıkıcı kültürel saldırıların olduğu, özellikle basın yayın yoluyla inkültürasyon çalışmalarının yapıldığı günümüzde, çocuklarımıza verilen isimler bir bakıma moral motivasyon olmaktadır.

Evet, millet olarak olaylar karşısında gereken tepkiyi tam veremiyor olabiliriz. Ancak çocuklarımıza verdiğimiz bu isimler özümüzün hala sağlam olduğunu, geçmişimiz ve geleceğimiz arasında köprü görevi gören yavrularımızın, hala milli bünyemizi oluşturan sağlam yapı taşları olarak devam ettiğini göstermektedir.

* * *

Altın yere düşmekle değer kaybetmez. İnşallah milletimiz de en kısa zamanda hastalıklarından kurtulacak, üstündeki kiri pası temizleyecektir. Unutmayalım ki “yiğit düştüğü yerden kalkar”…