Larenks Karsinomu Lokalizasyonu

ANAHTAR KELIMELER:
Larynx karsinomu
SUMMARY:
97 patients with laryngeal carcinoma who had been operated in Otolaryngology Head and Neck Surgery Clinic of Haseki Hospital were categorized according to anatomic localization of tumor site.Different Rates of anatomic localization has been found to be different than literature .This difference has been discussed.
KEYWORDS:
Laryngeal carcinoma
GIRIŞ:
Larenksin en sık rastlanan malign tümörü epidermoid karsinom olup yavaş büyüme patternine sahiptir.Tümörlü vakaların çoğunda tümör orta iyi diferansiye ve açıkça belirgin sınırlara sahiptir.Larenks kanserleri vücuttan meydana gelebilecek bütün kanserlerin erkeklerde % 2.3 kadınlarda %0.4 ünü teşkil eder.Baş boyun bölgesinde cilt kanserleri hariç en sık larenks kanseri görülür.(% 20)
Larenks kanseri anatomik lokalizasyonuna göre supraglottik,glottik,subglottik ve transglottik olarak sınıflandırılır.
*Haseki Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği
Larenks kanserlerinin etiolojisinde en sık sigara ve alkol suçlanmaktadır.Bunun yanında asbest ve tahta tozuna uzun süre maruz kalma ,radyasyon, herpes simpleks enfeksiyonu ,diyet eksikliği ,laringosel, immünite ve genetik gibi konak faktörleridir.
MATERYAL VE METOD:
Bu çalışmada Haseki Hastanesi Kulak Burun Boğaz Servisindeki 1991-1995 yılları arasındaki larenks karsinomu tanısı almış ve opere edilmiş 97 hasta takdim edilmiştir.
Tüm vakalardan detaylı hikaye alınmış ve fizik muayene yapılmıştır.
Hastalardan elde edilen veriler kanser lokalizasyonu (supraglotttik, glottik, subglottik, transglottik) yaş,cins,sigara içimi (içen, içmeyen),alkol içimi (içen, içmeyen), günde içilen sigara miktarı, sigara içme süresi, içilen sigara miktarı (günde içilen sigara ve sigara içme süresi çarpılarak bulunmuştur) şeklinde sınıflandırılarak her bir lokalizasyon için diğer veriler elde edilmiştir.Bu veriler kullanılarak istatistiksel hesaplamalar yapılmıştır.Veriler sayımla belirtilen veriler olduğu için ve bazı testlerde de veri miktarı az olduğu için istatistiksel hesaplamalarda nonparametrik testler kullanılmış, bazı testlerde de testin uygulanabilmesi için hesaplamalar lokalizasyon guruplarından bazıları birleştirilerek yapılmıştır.

BULGULAR:
Çalışmaya 97 hasta dahil edilmiştir.97 vakanın 59 u (%61) supraglottik, 23 ü (%23.5)glottik,14 ü (%14)transglottik ve 1 tanesi (%1)de subglottiktir.(TABLO 1)
Bu vakaların 88 i erkek 9 u kadın olup kadın erkek oranı 110 dur.Supraglottik olan hastaların 52 si erkek, 7 si kadın olup, kadın erkek oranı 17.4 dür.Glottik hastaların sadece bir tanesi kadın olup, kadın erkek oranı 122 dir.Transglottik olan hastaların da sadece bir tanesi kadın olup kadın erkek oranı 113 dür.(TABLO 2)
97 hastanın 85 i (%87.5) sigara kullanmaktadır.Alkol kullanan hasta sayısı 27 (% 27.8) olup alkol alanların hepsi aynı zamanda sigara da kullanmaktadır.Supraglottik tümörlü hastaların 52 si (%86.5) sigara,16 sı (% 26.5) da alkol kullanmaktadır.Glottik tümörlü hastalarda sigara kullanan hasta sayısı 22 (% 95.5),alkol kullanan hasta sayısı ise 10 (% 43.5) dur.Transglottik tümörlü hastalardan 12 si (% 85.5) sigara ,3 ü (%21.5) de alkol kullanmaktadır.(TABLO 1)
Toplam içilen sigara ortalaması supraglottik tümörlü hastalarda 45.31,glottik tümörlü hastalarda 37.86, transglottik tümörlü hastalarda 45.45 , kadın hastalarda 30, erkek hastalarda 45 olarak bulundu.
Hastalar 30 ile 75 yaşları arasında olup ortalama yaş 57 dir.Ortalama yaş kadınlarda 53 erkeklerde 57.4 dür.
Hastaların % 8 i T1 , % 16.6 sı T2 , % 64.5 i T3 , % 10.4 ü T4 evresinde teşhis edilmişlerdir.
TARTIŞMA:
Larenks kanserleri her ülkede görülmekle beraber dünyanın belirli bölgelerinde daha yüksek oranda görülür.Bu farklılığın yanında lokalizasyon farkı da mevcuttur.
En yüksek insidanslar Bombay-Hindistan ve Sao Paulo-Brezilya'dan bildirilmiştir.
Larenks karsinomu lokalizasyon sınıflamasında primer supraglottik karsinom oranı % 24-42 ,glottik tümör oranı %55-75,subglottik tümör oranı %1-5 arasında, transglottik tümör oranı %18-20 arasındadır.
Amerika'da larenks karsinomlarının %40'ı supraglottik,% 59'u glottik ve %1'i subglottik iken,Yugoslavya ,Finlandiya ve İtalya'da bütün larenks kanserlerinin 2/3 ü supraglottik ,1/3 ü glottik ve çok azı da subglottik yerleşimlidir.
Haseki Hastanesi Kulak Burun Boğaz Servisinde yaptığımız çalışmada ise supraglottik karsinom % 61 ,glottik karsinom % 23.5 ,transglottik karsinom %14,subglottik karsinom% 1 oranında tesbit edildi.
Bu sonuçlar yukarıda bildirilen diğer ülkelerdeki oranlardan farklı bulundu.Bu farklılık şu şekilde yorumlandı:
1.Sigara içimi larenks kanseri gelişiminde temel risk faktörüdür.Atipik histolojik değişiklikler de larenks kanseri gelişiminde etkili olup, ' bu değişiklikler de sigara içimi ile ilgilidir. '
Sigara ve alkolün beraber alınması supraglottik kanser insidansını arttırmaktadır. '
Sigara içimi larenksin tüm bölgelerinde kansere yol açabilir,fakat alkol içiminin sadece supraglottik kanser insidansını arttırdığı bildirilmektedir. '
Bizim yaptığımız çalışmada sigara içen kişi sayısı açısından lokalizasyonlar arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.(p=0.355, Fisher's Exact Test )
Alkol içen kişi sayısı açısından guruplar incelendiğinde yine alkol içimi açısından lokalizasyonlar arasında anlamlı fark bulunamamıştır. ( P=1.000, Fisher's Exact Test )
Ayrıca hastaların lokalizasyonlara göre toplam içilen sigara miktarları karşılaştırılmış ve lokalizasyonlar arasında toplam içilen sigara miktarları açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır.(p=0.351 , Kruskal-Wallis Testi)
Çalışmamızda larenks kanserinin daha sıklıkla supraglottik lokalizasyonda görülmesinin sigara veya alkol kullanımıyla ilgisi istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır
2.ülkelerin gelişmişlik seviyesi ile orantılı olarak sanayileşme ve buna bağlı kimyasal karsinojenlere daha sık ve yoğun maruz kalma lokalizasyonu etkileyebilecek faktörler arasındadır.Gelişmekte olan ülkeler arasında bulunan ülkemizde sanayileşme sadece bazı bölgelerde yoğun olup nüfusun yarıdan fazla kısmı sanayileşmenin yoğun olmadığı bölgelerde yaşamaktadır.
3.Toplumların genetik yapılarının değişik lokalizasyonlardaki karsinomlara yatkın olması da söz konusu olabilir.
Dikkatimizi çeken bir konu da kliniğimize başvuran hastaların çoğunluğunun Trakya bölgesinden gelmesi ve bunların bir kısmının da göçmen asıllı olmasıdır.
Anglo sakson kökenli insanların yaşadığı (mesela Amerika) bölgelerde glottik yerleşim oranı daha yüksek iken Avrupa toplumları ile ortak genetik köklerden geldiğimizi düşündüğümüz Avrupa'da ve bizim ülkemizde supraglottik yerleşim oranı daha yüksektir.

SONUÇ:
Larenks karsinomunun lokalizasyonu ve gelişimi sigara,alkol,asbest, immünite,radyasyon genetik gibi bir takım risk faktörlerine bağlı olmakla beraber ülkelere göre farklı yerleşimler göstermektedir.Bu farklılık etyolojik faktörlerin sosyokültürel, sosyoekonomik ve coğrafik nedenlerle farklı miktarlarda etkili olması şeklinde açıklanabilir.Çalışmamızın sonuçlarına göre lokalizasyonlar arasındaki fark sigara veya alkol kullanımına bağllı olmayıp sigara ve alkol dışındaki faktörler sonucunda olabilir.Değişik toplumlardaki lokalizasyon farklılıklarının etyolojik faktörlere göre incelenmesi kanser etiolojisinin aydınlatılması açısından faydalı sonuçlar ortaya çıkaracaktır.