Lozan, son karar mı?

Lozan, son karar mı?

Osmanlı devleti katakulli ile savaşın içine çekilmiş ve koskocaman devlet paramparça olmuştur. Atatürk'ün liderliğinde, milletin azmi ve kararı ile Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulmuştur. Devlet kurulmuştu kurulmasına ama batılı hala hedeflerinden vaz geçmemişti.

Coğrafyamızda yaşananları gördükçe Lozan görüşmelerinde İngiliz Heyeti Başkanı Lord Curzon'un, İsmet İnönü'ye "...yakında bu toprakları geri alacağız" ifadesi hafızamda yeniden canlanıyor. İngiliz'in rövanş planladığı Lozan anlaşması, ABD tarafından imzalanmamıştı.

Fakat o gün bugün batılı güçler hesaplarından vazgeçmediler. Millet her vesile ile asimilasyona tabi tutulmuş, devlet yapısının altı adım adım oyulmuştur. Bunu değişik başlıklar altında yapmışlardır. Bugün de terör ile yapmaya çalışıyorlar. Ancak unutulmamalıdır;

Burada temel sorun sadece Pkk değil.

Dün Asala terör örgütü idi.

Bugün yeni bir aktör devreye konmuştur: Işid

Bunların her biri aktördür. İcra organıdır. Bugün birisi devrededir, yarın diğeri devreye girer. Esas olan bu örgütlerin arkasındaki gerçek gücü görebilmektir. Bütün bu yaşananların tarihi arka planına baktığımızda, Arz-ı mevud'u görürüz. Yahudilerin ülkemiz toprakları da dahil Nil'den Fırat'a kadar topraklarda gözleri vardır. Bu gayenin aksiyon projeleri olan Şark projesi, Büyük Ortadoğu Projesi, Arap baharı ve diğerlerine baktığımızda oyun içinde oyun oynanmaktadır.

Tekrar başa dönelim. Batının milletimiz, devletimiz ve ülkemiz üzerindeki hesapları devam etmektedir. Türk milletinin de milli mücadelesi bağımsızlık mücadelesi devam etmelidir.

Buradaki tezat şudur:

Batılı global güçler ne yaptıklarını biliyor ve adım adım hedeflerine yürüyor.

Ancak acı olan Müslüman Türk milleti harakiri yapıyor; intihar ediyor.

Dini ve milli bütünlüğümüze yönelik tehditler kitabı ile yıllar öncesinden kamuoyunda farkındalık oluşturan sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyi gelişen bütün olaylar haklı çıkartmıştır.

Bağımsız mı olmak istiyorsunuz, istismarlardan uzak durmak mı istiyorsunuz çözümünüz var.

Unutmamak gerekir 'aynı nehirde iki defa yıkanamazsınız' günümüz koşullarında kaybedilen hakların, bir daha ele geçmesi zor belki imkansızdır.

Netice olarak bütün bu yaşananlardan bizzat millet mesuldür.