O’nun ışığına ne kadar da ihtiyacımız var

O’nun ışığına ne kadar da ihtiyacımız var

‘Taksim grubu’ entelektüel bir kültürel ve siyasi birikimi içinde barındırıyor. Taksim toplantıları 225. buluşmasında onur konuşmacısı olarak Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) genel başkanı Hüseyin Baş ağırlandı. Programı baştan sonra izleme imkânım oldu. "Demokrasimizin Geleceği ve Bağımsız Türkiye Partisi'nin Rolü" konuşmasını dinlerken gururlandım, ülkemiz adına heyecanlandım. 

Programın başlangıcında Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın konuşmalarından kesitler yayınlandı. Taksim grubundan soru soran her bir birey, öncelikle Haydar Baş hocamız hakkındaki takdir ve şükran dolu duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Hüseyin Baş beyin konulara vukufiyeti, ortaya koyduğu vizyon ve gelecek projeksiyonu, programın bitiminde Taksim grup mensuplarının alkışları ile taltif edildi.

Haydar Baş hocamız, “hep konuşun, hep anlatın” derdi. Evet, hep konuşmak ve hep anlatmak gerekiyor. Çünkü hocamızın görüş ve düşünceleri son derece özgün, yıllardan beri kronikleşmiş sorunları hem teşhis ediyor, hem de çözümünü ortaya koyuyor. 

Birlik ve beraberliğin gerekliliği ve nasıl olacağını hocamız ortaya koydu. 

Devlet ile milletin bir ve beraber olabileceğini, Atatürk ile dini yaşamın bir bütünlük içinde olduğunu, sosyal devletin mümkün olacağını, fakirliğin tarih olacağını hep hocamız gündeme getirdi.

Kendisine ait olan Milli Ekonomi Modeli ile vergisiz bir Türkiye’nin mümkün olduğunu, yıllık geliri belli bir rakamın altında olan vatandaşlardan vergi alınmayacağını BTP parti programına aldı. Geçmişten geleceğe uzanan bir vizyonu şahsına has bir misyon ile ortaya koydu. 

Hocamız kimliğini gizleyerek gelen muhbirleri çok iyi tanır ve şunu ifade ederdi. “Korkumuz bilinmemek” derdi, “yeter ki bizi doğru anlayın doğru ifade edin” derdi.

Hocamız, bağımsızlığı ifade ediyor, hocamız zenginliği, insanca yaşamı temsil ediyor. Hocamız adaleti ve hakkaniyeti temsil ediyor. Özet olarak hocamız milleti temsil ediyor, bütün bir millet hocamızın temsil ettiği vizyonun doğal bir muhatabıdır. İnsanımızın ve insanlığın da beklentileri bunlar değil mi, elbette bunlar. Hocamızın düşünceleri insanımıza ulaştırıldığı takdirde insanımız yitiğini bulmuşçasına sarılacaktır. 

Hocamızın son İstanbul'a teşriflerinden birisiydi. Haydar Baş hocama ‘hocam sizi çok daha iyi tanıtmamız gerekiyor, size dünyanın ihtiyacı var dediğimde’ "arkadaşlar anlatıyorlar ya" şeklinde tevazuya bürünmüş o haliyle cevap vermişti. İşte bu anlatımlardan birisi de hocamızın hayatını anlatan 3. bölüm olan 'Benim Siyasetim' belgeselidir. Galasını hep birlikte izleyeceğiz, özlemle hasretle ve cihana değer hayaliyle… 

Evet, Haydar Baş hocamız anlatıldıkça ve anlaşıldıkça, milletimiz düştüğü yerden kalkacaktır.