Sağlığımız enflasyona emanet

Sağlığımız enflasyona emanet

Aldığımız haberler ve gördüklerimiz ekonomik krizin devlet hastanelerindeki ameliyatları dahi etkilediği yönünde. Malumunuz Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre enflasyondan en çok etkilenen ikinci sektör maalesef sağlık hizmetleri. İlaç fiyatları artıyor, medikal ürünlerin fiyatları artıyor. Bu fiyatların artması sunulan hizmetleri doğrudan etkiliyor. 

Şu tespiti konunun başında yapmak gerek. Fakirleşen bir ülke de yaşıyoruz, ekonomik krizin etkilemediği hiçbir kesim kalmamıştır. Bunlar acı fakat gerçek. Ülkemizde artan enflasyon almış başını gidiyor. Enflasyonun artmasıyla beraber sağlık hizmeti sunanlar da bu hizmeti alanlar da olumsuz olarak etkileniyor. Bizim insanımız ekonomik krizle karşılaştığında en başta sağlığından kısmaya başlıyor, sağlığını erteliyor. Sağlık çalışanlarının aldıkları ücret yeterli olmayınca arayışa giriyorlar. Yurt dışına beyin göçü veriyoruz ve bu sayılar her geçen gün daha da çok artıyor. Bu olumsuz tablonun üzerine bir de siyasi aymazlığı koyarsak süreç daha da hızlanıyor. Malumunuz sayın Cumhurbaşkanı hekimler için giderlerse gitsinler şeklinde kapıyı göstermişti. Hatta asistanlarla sağlık hizmeti verilebileceğini ifade etmişlerdi. Daha eğitiminin başında olan asistan hekimlerle ülke tıbbını devam ettirebilme zihniyetinin olduğu yerde sağlık politikalarından ne beklenebilir ki…

Bir diğer sorun hekimlerin hastaya bakma süreci ile ilgili. 5 dakikada bir randevu veriliyor. Böylece randevularda uzun kuyruklar söz konusu oluyor. Hastalar muayene, tetkik ve tedavi için aylarca sıra beklemek zorunda kalabiliyorlar.

Şehir hastaneleri büyük beklentilerle açıldı. Ancak beklenen fayda elde edilemediği gibi sağlık hizmetlerinde maliyetler de arttı. İhale edilmiş kurumlar kar maksatlı çalışırken, devlet kurumları baba mantığı ile çalışmalıdır. Artan maliyetler karşılanamayınca yaşanan sorunlar daha çok artmaktadır. Oysa devleti öz imkanlarıyla ve butik çözümlerle sağlık hizmetleri daha ucuz, daha kolay erişilebilir ve kaliteli hale getirilebilir. Hükümet sağlıkta eğitimde ve güvenlikte vatandaşının yanında yer almalıdır. Bunu asli görev bilinciyle yapmalıdır, siyasi bir hesap içine girmemelidir. Sağlık, halkımızın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir faktördür. Bu nedenle, hükümetin sağlık çalışanlarının taleplerini ve vatandaşların ihtiyaçlarını dikkate alarak adil ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesi gerekmektedir. 

Gelelim ekonominin durumuna… 

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini %22,3 den %58’e çıkarttı. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Gelinen noktada dini duyguları  istismar etmek de artık krizi örtbas etmeye yetmiyor. Bu rakamlar TÜİK rakamları. Enflasyon ENAG’a göre neredeyse bunun iki katı. Sözün özü hükümet çözüm peşinde koşacağına daha çok borç alma cihetine gitmektedir. Adeta hastadan hastalığı gizlenmekte, altın kıymetindeki zaman kaybı söz konusu olmaktadır. Ekonomik sorunların çözümü uyguladıkları serbest piyasa ekonomisi ile asla mümkün değildir. Sistem değişmedikçe bunu ekonomi yönetimine getirdikleri kişiler de çözemeyecektir. 

Çözüm ancak Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modeli ile mümkündür.