Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakana Soru?

Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakana Soru?

Son yaşanan savaşlar ve iç karışıklıkların perde arkası daha iyi görünmeye başladı. Özellikle iletişimin dev adımlar attığı son zaman diliminde sihirli kavramların içi boşaltılarak servis edildi.

İnsan hakları, kadınlara özgürlük, barış gibi kulağa hoş gelen kavramlar çokça kullanılır oldu. Güya bu hedefler uğrana Atlantik ötesinden gelen müdahaleler ile devletlerin içi karıştırıldı.

İsterseniz sonuçtan giderek sebepleri görelim. Diyelim Esad kötü bir insan, Saddam da kötü bir lider, bunların sayısını arttırabiliriz ha keza Kaddafi. Şimdi soralım, batının müdahalesi öncesinde mi bu kötü kabul edilen insanların ülkesi huzurluydu, yoksa şimdi mi?

Arap Baharı sürecinde bölgemizin altı üstüne getirildi ama son tahlilde coğrafyamızda ki halklar uyanmaya başladılar. Özellikle son dönemde çatışmaların daha çok muhalif güçler arasında cereyan etmesi bile ABD kontrollü terör eylemlerinin deşifre olduğunun göstergesidir.

Gelelim Ukrayna’ya. Rusya ABD’nin yayılmacı politikasının kendisini de tehdit ettiğini tespit etti. Rusya’nın batının oyununu görmesi ve olaylara müdahalesi ABD’yi rahatsız etti.

Rusya’nın en büyük güçlerinden bir tanesi sahip olduğu enerji kaynaklarıdır. Suriye’de Rusya’dan rahatsız olan ABD,Rusya’nın enerji koridoru olan Ukrayna’da elini kolunu bağlamak istediyse de bunda da muvaffak olamadı.

Neden olamadı, çünkü Rusya kaynaklarını,ticaretle hem siyasi güç elde etmedehem de devlet güvenliğini temin etmede çok akıllı bir şekilde kullanmaktadır.  ABD’yi tanıdığı için karşı hamlelerini çok önceden planlamaktadır.

ABDUkrayna’daki eylemlerine çok hızlı başladı, Rusya’ya karşı ambargo kararını da aldı, yandaş devletleri de devreye koydu. Ancak Almanya başta olmak üzere batılı devletlerin hatta Türkiye’nin bile Rusya’ya enerji konusundaki bağımlılığı ABD’ye tekrar bir tokat olarak geri döndü. Bakın şu gelişme çok önemli. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna krizinin çözümüne yardımcı olabilecek tutum içinde olduğunu ifade etmeye başladı.

Bu açıklamayı birde tersinden okuyalım.

ABD,Suriye krizindeki hiçbir tutumu ile Rusya’nın ve dünya kamuoyunun önünde sorunların çözümüne yardımcı olacak yaklaşımında bulunmadı. Böyle bir açıklamada yapılmadı. Bu yaşananlar ABD’nin dünya dengelerinde geri adım attığının göstergeleridir.

Ülkemiz açısından bu gelişmeleri nasıl okuyacağız.

AKP hükümeti iş başına geldiği ilk günden beri hep ABD ve batıya yanaşmaya çalıştı. Bu güçler de hükümeti tepe tepe kullandılar.

Burada zarar gören milletimiz oldu, devletimiz oldu. Bakın dağılmanın eşiğinde olan Rusya’nın ayağı kalkmasında ki en büyük amil bağımsız olmasıdır. Kendi ayakları üzerinde durmanın hesabı içinde olmasıdır. Politikasını kendi halkı için yapmasıdır. İşte bu yüzden doğru nerede ise ön yargısız dinledi ve uyguladı.

Bakın Milli Ekonomi Modeli konusunda sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyi yıllarca takip etmesi, sistemin simulasyonunu yapması, Devlet Duma’sına davet etmesi ve uygulaması hep bağımsız duruşunun sonucunda olmuştur.

Peki ya ülkemiz, acaba gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerek Sayın Başbakan, gerekse ülkemizdeki bürokrasi acaba bir kere Haydar hocaya başvurdu mu, ‘sayın hocam dünya sizi konuşuyor, Rusya sizi birebir takip ediyor, bir de biz sizi dinleyelim’ dedi mi?

Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan neden korkuyorlar acaba?