SAYIN TAYYİP ERDOĞAN'A BİR HATIRLATMA

Yapacağı halkın gözünü boyamaktan öteye geçemezdi. Sayın Erdoğan da bunu yaptı. Kongre konuşmasında daha çok duygusallık vardı. Buna ilaveten yaptığı bozacının şahidi şıracı kabilinden Amerika'nın Bölge projelerini destekleyen yurt dışından temsilciler getirmişti. Onlar da görevlerini yaptılar; Erdoğan hakkında sarf ettikleri sözler, övgüden ziyade Amerikan'ın politikalarına destek mahiyetindeydi.

LAFLA PEYNİR GEMİSİ YüRüMEZ
Konuşma bir ulusa sesleniş formatında geçti. Birkaç konuda değerlendirme yapalım.
Terör konusunda tribünlere oynadı. Kendi içinde çelişkili beyanlarda bulundu. Terör örgütü, BDP konusundaki yaklaşımları, İmralı, kandil yaklaşımları, Oslo sürecindeki yaklaşımları sayın başbakanın kafasının çok karışık olduğunu gösteriyor. Görüntü şu; evet bir yolda yürüyor ama kendisi de yaşadığı bu süreci anlamaya ve hazmetmeye çalışıyor.
Ekonomi konusunda bol bol rakamlar verdi. Çarpanlar değiştirilerek istenen rakamları bulmak her zaman mümkündür. Ne de olsa bu kongre konuşmasıdır. Daha bir hafta önce yapılan ve yapılacak zamları duyuran Erdoğan, zam yapmazsak Yunanistan gibi oluruz demişti. O halde 10 yıllık hükümetleri döneminde ekonomi yönetimi, hala zam, ceza ve vergilere mahkûm durumda.

HAÇ MI HİLAL Mİ?
AKP hükümetinin uyguladığı dış politika iflas etmiş durumda. Sağduyulu halkın, hükümetin sürekli eleştirildiği konulardan birisi, İslam ülkelerinde Amerikan emperyalizmine hizmet etmesidir. Bilindiği gibi NATO tamamen Amerikan'ın güdümüne girmiş durumdadır. Sayın Erdoğan'ın savunması geçersiz bir mantığın eseridir. Erdoğan diyor ki, “4 kıtada şehitliği olan bir millete sizin Afganistan'da Somali'de ne işiniz var diyemezsiniz. AK Parti olarak mazlum, her halka yardım götürüyoruz.” hayır, Sayın Erdoğan siz de biliyorsunuz ki ecdadımız İlayı Kelimetullah için Allah'ın adını yüceltmek için hayatı cihat mantığıyla yaşadı. Sen ise, NATO istedi diye Birleşmiş Milletler istedi diye dış politikayı şekillendiriyorsun. Daha sonra da çıkıp bizi yalnız bıraktılar diye sitemde bulunuyorsunuz.

Sayın Erdoğan yıllar geçiyor ve her geçen zaman bütün mahlûkatı öte dünyaya yaklaştırıyor. Belki milleti şöyle veya böyle ikna edebilirsiniz ama büyük mahkemede bizzat diliniz sizi yalanlayacaktır, aklınız ve kalbiniz sizi yalanlayacaktır. Şunu iyi bilin ki dünya hayatı hiç de zannedildiği gibi uzun değildir, çünkü sayılı her şey tükenmeye mahkûmdur. Ezeli ve ebedi olan sadece Allah Zülcelal hazretleridir.

AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ
İlginç olan başlıklardan bir tanesi de Almanya, Fransa ve İsrail'e seslenişiydi. Yumruğunu masaya vururcasına posta koydu. Bu bir kahve konuşması olsa anlamlı olabilirdi. Ancak 10 yıldan beri başbakan olan bir kişinin konuşmasında, hemen akla şu soru gelir. Birlikte olmak için boşa geçirilen yılların neticesi bu mu olacaktı. Hani bu Avrupalılar senin dostun idi, hani Türkiye Avrupa Birliğine girecekti. Bırakın Türkiye'nin AB'ye girişini Avrupa'nın kendi ülkesindeki Türklerin varlığına bile tahammülü kalmamıştır. Sayın başbakanın puan topladığı İsrail konusunda ise devletlerarası ilişkilerde hiçbir yaptırım uygulamadığı sağır sultan tarafında bile bilinmektedir. Bu konuda da Sayın Erdoğan'a gecenin bir vakti başını iki eli arasına alarak samimi bir şekilde tefekkür etmesini tavsiye ederim.

İki buçuk saat süren kongre konuşması ile ilgili değerlendirmeleri yapmak üzere seri makaleler yazacaktım. Ancak gerek kalmadı. Konuşmanın ardından sosyal medyada tartışılan konu Sayın Erdoğan'ın gömleğinin markası oldu. Sanırım bu bile kongre konuşmasının bir makale ile sınırlı kalmasını izah edecektir. Neye üzüleceğiz ülkemizin kaybettiği değerlere mi yoksa çözüm adına çelik çomak oynayanlara mı?
Uyan artık milletim uyan!