Seçim Analizi

Seçim Analizi

30 Mart yerel seçimleri analiz edilmesi gereken birçok mesajlar içeriyor. Seçimleri sadece kazanıp kazanmama diye görürsek eksik bir değerlendirme olacaktır.

Seçimlerde toplum iradesi sandığa yansıdığı takdirde toplumsal rahatlamaya da yol açar. Oysa yapılan yerel seçimlerden sonra ülkemizde gerilim ortadan kalkmadı.

Demek ki, milli irade sandığa yansımamıştır.

Hele seçim günü birçok ilde elektriklerin kesilmesine yol açan kediler seçimin meşruiyetine gölge düşürmüştür. Ülkemiz Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi, kaos katsayısı gittikçe artan bir atmosfere bürünmüştür.

Şimdi temel bir konuyu tartışmaya açalım.

Seçimden önce, seçimde ve seçim sonrasında, seçmen tercihinin rengini niçin belli etmemeye gayret ediyor.

AKP’nin aldığı oy ve seçmen psikolojisi uyumlu değildir. Bu bile seçmenin AKP’ye oy atmış olsa bile inanmayarak tercihini kullandığını göstermektedir.

Adeta milli irade abluka altındadır. Bu esaret hali ekonomik, sosyal, psikolojik, sosyolojik olabilir; bu bir beklenti veya korku sonucu da olabilir. Sebep ne olursa olsun seçmen iradesini sandığa yansıtamamaktadır. Hele hele seçimin geçim olarak algılandığı günümüzde siyasiler tarafından yapılan gece yarısı duygusal nitelikli operasyonlar artık herkesin malumudur. Hatta bunun piyasa değeri bile yer yer değişiklik göstermektedir.

Unutulmamalıdır ki, her oy bumerang gibidir; er geç atanın kendisine döner; yarın yanlış bir icraatle karşılaştığı zaman, sakın sorumlu aramasın. Sorumlu bizzat seçmenin kendisidir.

Gelelim seçim sonuçlarını değerlendirmeye…

Bütün iktidar imkânlarına rağmen AKP beklendiği gibi oy kaybetme trendine girmiştir.

İlk defa 2002 seçimlerinde ‘inadına’ diye yola çıkıldı. Her defasında kamplar oluşturuldu.

Evet, AKP kazandı ama halk sürekli cephelere  bölündü.

Bakın, son yerel seçim çalışmalarında Erdoğan hiç ekonomiden bahsetmedi, iç ve dış politikadan bahsetmedi. Varsa yoksa cemaat, bütün gündemi yine toplumda ötekiler oluşturuldu.

Gelelim CHP’ye. Bu seçim CHP muhafazakâr ve milliyetçi tabana da hitap etmiştir. Bu açılımda Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül ve Mansur Yavaş başarı elde etmiştir. Seçim öncesi CHP cemaatle anlaşmıştır. Ancak cemaat seçimde yan çizerek MHP’yi desteklemeyi tercih etmiştir. CHP, cemaate güvenerek Artvin başta olmak üzere birçok yerde seçim kaybetmiştir.

BTP özellikle doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinde oylarını katbekat arttırmıştır. Musabeyli ve Hakkâri örneğinde olduğu gibi ikinci üçüncü olduğu il ve ilçeler çok sayıdadır.

Gelelim bunun sebeplerine. BDP’ye göre seçmeni yanlışlıkla oy kullanmış. Bu nasıl seçmen ki koskoca amblemleri karıştırabiliyor. Birinin amblemi ağaç ve rengi yeşil; BTP’nin ise hilal, etrafında 16 yıldız ve rengi kırmızı.

Madem karıştırdı bu kadar parti içinde niçin bu tercihiBTP’de yoğunlaştı.

Doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinde çoğu yerde CHP ve MHP’den daha çok oy alan BTP’nin başarısı örtülemez.

Seçimden bir gün önce Cumhuriyet gazetesi birinci sayfasından seçmen pusulasında yer alan partileri vermiş ancak BTP’yi yok saymıştır. Karartma bu denli derindir.

BTP’nin seçim çalışmasını yoğun olarak yaptığı bölgelerde, karşı operasyonlar yapılarak seçmen tercihi üzerine ipotek konulmuştur.

Doğu bölgelerinde seçim çalışmalarında gördüğümüz önemli bir detay vardı. Seçmen kendi partisinin yanında alternatif tercihlerinin Haydar Baş olduğunu söylüyorlardı.

Bunun ne anlama geldiğini de görmüş olduk.

BDP seçimden sonra özerklik ilan edeceğini ifade etmişti. İşte böyle bir seçim sürecinde BTP’nin oylarını bu bölgelerde arttırmasının bir anlamı vardır. Prof.Dr.Haydar Baş bey demek, BTP demek dini ve milli bütünlük demektir. Ayrılığın konuşulduğu yerde bunun zıddı kâmili olan BTP’nin gündem olmasının altı kalın kalemlerle çizilmelidir.

BTP ile sosyal devletin tesis edilmesi iş demek aş demekti.

Doğu bölgelerinde BTP’nin oy patlamasından rahatsız olanların hazımsızlıkları aşikardır. Ancak şunu iyi bilsinler BTP’nin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projesine herkesin ihtiyacı vardır.