Sırada Ermenilere verilecek tavizler var

Sırada Ermenilere verilecek tavizler var

İçerden ve dışardan gelen açıklamalar bir konuya odaklanıyor; Ermenilerle ilişkilerin normalleşmesi. Bizim Ermenilerle ne sorunumuz olabilir. Onların bizimle sorunları var ve bunu formülüze bile etmişler. Ne yaparsan yap, illa bu vatan senin değil benim diyorlar.

Almanya ve T.C. Cumhurbaşkanlarının basın açıklamasını izledik. Almanya cumhurbaşkanı Türklerin de Almanlar gibi davrandığı kabulüyle konuşmasını yaparken Sayın Gül sessiz kalmayı tercih ederek bir bakıma iddiaları kabul etmiş oldu.

Almanlar 2. dünya savaşında Hitler tarafından Yahudileri fırınlarda sabun haline getirdiler.

Türkler ise bir iç savaşın önüne geçmek için tehcir uyguladılar.

Tehcir uygulanmasa idi, saldırıyı ilk başlatan taraf olan Ermenilere karşı halkın galeyanı ciddi bir kıyıma yol açacaktı.

Türkler haklı olmanın verdiği huzur ile kendilerini ifade etme ihtiyacı bile hissetmediler. Ancak Ermenileri kullanan güçler,tarihi olayları çarpıtarak planlı olarak üstümüze geldiler.

Hatırlarsınız, Sayın Abdullah Gül dışişleri bakanı iken Powel ile 2 sayfalık 9 maddelik yaptıkları anlaşmada Ermenistan ile ilgili bir başlık da vardı.

Tam da cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde Ermeniler konusunda resmi bir ağız olarak Erdoğan’ın 9 dilde başbakanlık sitesinden yayınladığı taziye, soykırım iddialarını tanıma niteliği taşımaktadır.

Amerika’da bir sivil toplum örgütünün düzenlediği  'Türkiye'de Demokrasinin Geleceği'  konulu konferansta hükümet ağzındaki baklayı çıkarttı.

Başbakan yardımcısı Beşir Atalay, hükümet olarak sürprizi sevdiklerini ifade etti. Ermenilerle ilişkilerin normalleşmesi için adımlar attıklarının altını çizdi. Şu ifade çok önemli; bakın diyor ki,‘ABD’den, uluslararası camiadan ve Ermeni diasporasından açıklama ve adımlar bekliyoruz’ diyor.

Sayın hükümete hatırlatmak gerekir. Devlet geleneklerle değil de sürprizlerle yönetilirse senden daha çok taviz beklerler. Sayın bakan bunu anlamış olacak ki, biraz sabırlı olun "bu noktada daha da önemli adımlarımız olacak" diyor.

Bu adımlardan öteden beri bilinen Tanıtım, Tanınma hallolduğuna göre sıradaki adımlar Tazminat talebine ve Toprak talebine verilecek cevap olacaktır.

Sayın Atalay aynı konuşmasında azınlık vakıflarının gayrimenkullerinin iadesi ve Süryani vatandaşların arazi sorunlarının çözümünde de adım attıklarının altını çizdi. Bu yaklaşım Ermeni iddiaları konusunda atılacak önemli adımların ipucuydu.

Almanya cumhurbaşkanı ne olacak diyor, bizde milli bir bilinç yok diyor. Özeleştiri ile gerekeni yaptık diyor. Pes doğrusu Almanya’da millilik yokmuş, gel sen külahıma anlat bunu. Burada verdiği mesaj bize. Sakın milli olmaya kalkmayın diyor. Topraklar milli olursa vatan olur. Siz diyor herkesin hakkını verin, yani toprak vermeye kendinizi hazırlayın diyor.

Siyasi olarak konunun arka planında anlaşma sağlanmış görülüyor. Şimdi sırada, toplumu hazırlama çalışmaları var. ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diye yola çıkarken bu topraklar da sizin elbette tazminatı da hak ettiniz mesajı verilirken de hep sosyolojik bir proje tezgâhlanmıştı.

Millet olarak uyumaya devam edildiği takdirde ‘sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır’ ikazına kulak vermek gerekir.