Soma sürecinde, esaret altında olduğumuzu bir kez daha hatırladık

Soma sürecinde, esaret altında olduğumuzu bir kez daha hatırladık

19 Mayısı vesile kılıp ne kadar egemen olduğumuzu gelin gözden geçirelim. Bunun için farklı pencerelerden analiz yapabiliriz. Ancak milli olarak bizi yasa sokan Soma merkezli bir değerlendirme yapalım.

Madenlerin durumu

Madenler, bizzat millete ait yeraltı zenginliğimizdir. Türkiye gibi maden zengini bir ülke, ama fakir bir halk örneği, üzerindeki oturduğu hazinelerin şifresini unutan kırk harami misaliyle anlatılabilir. Maalesef ülkemizi yöneten siyasiler, millet aç ve açıkken bütün bu hazineleri yok pahasına yabancılara peşkeş çekmişlerdir.

‘Öz yurdunda garipsin öz yurdunda parya’ ölçüsü madenlerimiz için de geçerli. Bakın AKP’nin petrol yasasına göre çıkartılan petroldeki devlet payı yüzde 2’lere kadar düşürülmüştür. Geri kalan aslan payı, kahir ekseriyeti yabancı olan firmalara aittir. Soma’daki kömür ocağı faciası, madenler konusunu yeniden gündemimize getirmiştir. Soma maden ocağındaki yabancı ortak oranı ve gizli ortaklar hala gizemini korumaktadır.

İşçilerin vaziyeti

İşçiler memleketimizde hala çilekeş kesimi temsil etmektedir. Onlar sadece karın tokluğuna çalışan amelelerdir. Soma’da işçilerin aldıkları ücret bin küsur lira civarındadır. Üstelik yaptıkları iş, hem iş kazası hem de meslek hastalıkları açısından yüksek risk barındırmaktadır.

Basın yayının duruşu

Dünyanın hiçbir yerinde haber bu kadar çarpıtılamaz. Yandaş medya bu konuda eğitimlidir. Bir kaşık suda nasıl fırtına kopartılır veya bir fırtına nasıl bir kaşık suda hapsedilir bu konuda kimse onların eline su dökemez. Soma’da ilk günden beri mütareke basını, gerçekleri örtbas etmek üzere konuşlanmıştır.

Siyasetin hali

Soma’da yaşanan faciadan sonra Başbakan, madende ‘ölüm işin fıtratındır’ deyiverdi. Hatta yüzlerce yıl öncesinden batıda meydana gelen kazalar emsal gösterildi. Kaza olabildiğince küçültülmeye ve doğal gösterilmeye çalışıldı. Sayın Başbakan ve hükümet çevresi Soma’da aleyhlerinde yapılan söylemlere fiili olarak karşılık verdi. Böylesi bir uygulama örnek gösterdikleri batıda bile emsali olmayan uygulamalardır. Siyasi iktidar bu vesile ile adeta krallığını bir kez daha ilan etti.

Hukukun seyri

Hukuk hak arayışı olmaktan çoktan çıkmıştır. Hukuk haklıya hakkını, haksıza haddini bildirmekten öte siyasallaşmış ve siyasetin elinde sopa olmuştur. Siyasi güç kimin elinde ise hukuk da onun elinde bir güç olmuştur. Olayın vukuundan günler sonra sorumlular hatıra gelmiştir. Ancak bunun neticesinin de ne olacağı, daha önce yaşananlara bakıldığında üç aşağı beş yukarı tahmin edilmektedir.

Netice ve Çözüm:

Görüldüğü gibi zannedildiği gibi bağımsız bir ülke değiliz.  Yaşadıklarımız esaretin emarelerini taşıyor. Ülke olarak yaşadığımız sıkıntıların sebebi de çözümü de bağımsız olabilme iradesinde saklıdır.

Tek çözüm Bağımsız Türkiye’dir.