Suriye, Irak, İran bir tarafta; Bölgesel Kürt oluşumu diğer tarafta

Şimdiden Mübarek Kurban Bayramınızı tebrik ederim. Bölgemizde ki gergin atmosferden dolayı maalesef bayramı bayram olarak kutlayamayacak epey insan var. Bu sürece maalesef ülkemizin de katkıları oldu. Türkiye'nin uyguladığı politika sonucunda komşularımız ile aramız iyiden iyiye açıldı. Dış politika deyip geçmemek gerekir, artık politikanın dışı ile içi bir oldu. Her türlü gelişme toplumu yakından etkiler oldu. örnek mi istiyorsunuz? Buyrun;

Hicaza hacı taşıyan uçaklar artık Suriye hava sahasından geçemiyorlar. Biz onların Moskova - Şam seferi yapan uçağını indirince onlar da bizim uçaklar kendi hava sahasından geçerse indireceklerini açıkladı. Sonuçta uçaklarımızın rotamız değiştirildi.

Bitmedi, kara yolunda da buna benzer sıkıntılar ile karşılaştık. Askerimizi kendi topraklarında istemeyen Irak başbakanı Maliki, Irak topraklarından karayolu ile geçişe de müsaade etmiyor. Türk hacılara Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin denetimindeki İbrahim el-Halil gümrük kapısından vize alınıyor ancak merkezi hükümetten vize alınmadan geçişe müsaade edilmiyor. Kuzey Irak'ta pasaportlara mühür vurularak giriliyor, Irak başbakanı Maliki vize alınmadığı için Irak'tan geçiş yok.

MALİKİ'NİN TAVRINI NASIL OKUMAK GEREKİR
Irak devletinin bütün muhalefetine rağmen, hakkında idam kararı çıkarılan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi Türkiye'ye sığınmış vaziyette. AKP hükümeti ise ne pahasına olursa olsun Maliki'yi topraklarımızda barındırmaya devam ediyor. Bununla da kalınmıyor, AKP hükümeti Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim ile petrol anlaşması yapıyor, sair anlaşmalara imza atıyor. Irak başbakanı ise kardeşim diyor, Irak devletinin başbakanı benim, sen kiminle anlaşma yapıyorsun diyor.

PEKİ BU ANLAŞMAZLIK NE ANLAMA GELİYOR
Maliki Irak devleti bir bütündür diyor, Türkiye ise bizzat kendi kırmızı çizgisi olan Irak'ın bütünlüğünü hiçe sayıp bölgesel yönetimle anlaşma imzalıyor. Bölgesel yönetimi kabul ederek Irak hükümetini bir anlamda tanımamış oluyor. Yani Irak'ı bölünmüş olarak kabul ediyor. AKP kongresine davet edilen ve AKP'liler tarafından Türkiye seninle gurur duyuyor diye tempo tutulan Barzani'li Kuzey Irak Kürt yönetiminin konumu AKP hükümetinin çelişkisini gözler önüne sermektedir.

Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimi başkanı Barzani, Suriye, Irak ve Türkiye'deki Kürtlerin de daima yanında olduklarını belirterek, ”Haklarımızı silah gücü ile talep etmekten vazgeçmeliyiz. Aksi halde uluslararası kamuoyunun da desteğini alamayız” diye konuşuyor. “Hedeflerimizi gerçekleştirmek için silahlı mücadelenin zamanı geçti. Parlamento gibi demokratik kanallar ve diyalog yolu ile barışçıl bir mücadele yürütmeliyiz” diyor.

Devletlerin politikaları yüzlerce yıllıktır. Ama bizim devletimize gelince iş değişiyor. İş başına gelen hükümete göre devletin politikası da değişiyor. Değişen sadece politikalar değil kısa süre içerisinde devletin kırmızı çizgileri bile değişiyor. Yaşanan tezata bakın ki, Suriye ile Irak ile İran ile sorunlarımız var, ama Irak'ın kuzeyindeki Kürt oluşumu ile dost olundu. Bu dostluğun sebebi, Barzani'nin hedefini gerçekleştirmek için açık tuttuğu "demokratik kanallar ve diyalog yolu' dediği mücadele şekli olsa gerektir.