Tercihiniz Cadı Kazanı mı, Nuh’un Gemisi mi?

Tercihiniz Cadı Kazanı mı, Nuh’un Gemisi mi?

Meltem TV de Ramazan bir başka güzel. Sahur, iftar programlarında Bilal Demiryürek, Ayhan Aşan, Mustafa Yıldırım, Mustafa Uyar hocaların sedaları izleyenleri, gönül âleminde farklı iklimlere taşıyor. İftar saati yaklaştığında ise Sayın Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın sohbetleri hem akıllarımızı hem de gönüllerimizi doyuruyor.

Haydar hocayı dinliyoruz; gündemi Ehl-i Beyt. Anlıyoruz ki, bugün İslam aleminde sevgi yoksa, birlik yoksa ve batılı devletlerin güdümünde bir kaos yaşanıyorsa temel sebebi Müslümanların hayatlarında Ehl-i Beyt’e gereken önemi vermemesindendir.
Haydar hocayı ilk tanıdığım 1985 yılında Ehl-i Beyt’ten bahsetmiş ve İmam Ali için o bir numara demişti. Onu tanıdıkça Ehl-i Beyt’e olan sevgisini ve bağlılığını daha iyi görmüş oldum. Ehl-i Beyt’e olan ihtiyacımızı sürekli olarak gündem ettiğini de gördüm. Ehli Beyt külliyatını kaleme alışı bütün birikimini toplum ile paylaşmaya başlaması ise tarihi bir dönüm noktasıdır.

Allah, Allah! Ne kadar büyük bir servete sahipmişiz de haberimiz yokmuş.
Ehli Beytsevgisini şiar edinmiş Alevi kardeşlerimizi meğer toplum hiç tanımamış. Bırakın tanımayı din dışı gösterilmiş. Bu zeminde zaman içerisinde İslam toplumu ikiye bölünmüştür. Bu bölünmüşlük dönem dönem çatışmalara yol açmıştır. Son dönemde ise, Alevi - Sünni çatışması geniş coğrafyalara taşınmaktadır. Hatta bugüne kadar Sünni din alimi diye geçinen bazı zevat savaş çığırtkanlığı yapmaktadır.

Cadı kazanına döndürülen İslam alemikaynaklarınayeniden dönmek zorundadır.
Gönüllerden Ehl-i Beyt sevdası hayatımızdan Ehl-i Beyt’in rehberliği çıkınca gelinen nokta işte budur.
İç savaşla kaynayan İslam ülkeleri birliğin adresiEhl-i Beyt’e gönül vermelidir.
Nuh’un gemisi olan Ehl-i Beyt’in ölçülerinde buluşmalıdır.
Biz sevgi eksikliği çekiyoruz. Bizim gönüllerimiz sahiplerini aramanın ızdırabını yaşıyor.
Dikkat ediniz, Şura suresi 23 - Mevedded ayeti tek başına İslam âleminin birlik reçetesidir. Burada - (Ey Resul’üm!) De ki: ‘Ben buna karşılık, Ehl-i Beyt’ime sevginizden başka bir ücret istemiyorum! - buyurulmaktadır. Hadisi şerif te ise “Sizi nimetleriyle beslediği için Allah’ı seviniz, Allah sevgisiyle beni seviniz ve benim sevgimle de Ehl-i Beyt’imi seviniz!… “ Tirmizî: 6/316; İbn-i Kesir: 13/7101 denmektedir.
Bu nasları anlayıp hayatımıza geçirince huzura kavuşmuş olacağız.
Alevi kesim tevellayı ve teberrayı İslam esaslarının içinde kabul eder.
Tevella, Allah’ı, Resülünü, Peygamber efendimizin Ehl-i Beytini ve soyunu onların sevdiklerini sevmektir. (Ahzap 56, Şura 23 ayeti hükmünce) teberra ise Allah ve Resülü’nün düşmanlarını ve onların sevdiklerinin düşmanlarından yüz çevirmek ve onlardan uzaklaşmaktır.( Ahzap 57 ve Maide 32. Ayetleri mucibince)
Düşünebiliyor musunuz, İslam alemi Allah'ın emri gereği Ehl-i Beyti gereken anlamda sevebilse ayrılıkçı projelerin hükmü ortadan kalkacaktır.

Gelin bu gözle etrafımıza bakalım.
Ehl-i Beyti yok kabul edenler, Ehl-i Beyt’e sevgi ile hayat bulan Alevileri din dışı kabul edenler, Alevileri her fırsatta eleştirip önderlerini az pahaya satın almaya çalışanlar bir tarafta, Ehl-i Beyti Nuh’un gemisi olarak kabul eden ve Alevileri topluma kabul ettiren Haydar Baş diğer tarafta.
Emperyalizmin ezici dişlilerinden kurtulmak isteyeler, birlik beraberlik ve huzur isteyenler Ramazan ayını fırsat bilip nasuh tövbesi ile tövbe etmelidir.
Haydi, hep birlikte Nuh’un gemisine…
Aksi halde tufan dışarıda kalan herkesi yutacaktır.
Nuh'un oğlu olsanız bile…