Terör, Hukuk ve Oslo

Son günlerde terör niçin bu kadar arttı. Bu soruya cevap bulunması
gerekir. Bu kaos ortamında can veren gençler bizim gençlerimiz. Terörün
kanlı eylemlerine kurban giden çocuklarımız Türk, bazen
ise Kürt ve Arap etnik kökenine aittir. Cenazelerde bazen Türkçe bazen
de Kürtçe ve Arapça ağıt yakılıyor. Fakat zafer naraları batının dili
ile atılıyor. Demek ki terörü yöneten gücün derdi Kürt veya Arapların
menfaatleri değil. O gücün millettende öte hedefleri olduğu açıkça görülüyor.

Terörün Arkasındaki Emperyalist Güçler

Hükümet ise içerdeki sorunlardan ziyade, bir Amerikan projesi olan Suriye işgalinde aktif rol almakla meşgul. Başbakan kendi ülkemizde terör varken başka ülkelerin iç işleri ile uğraşıyor.
Son günlerde teröre üç beş değil onar yirmişer kurban vermeğe başladık.
Burada hükümete de bürokrasiye de halka da dönük mesajlar vardır.
Terörün arkasındaki emperyalist güçler mesajlarını terörle vermektedir.
Bu mesajlar şunlar olabilir:

1. Oslo'da başbakan adına MİT başkanı ve terör örgütü adına gelen
yetkililerle görüşme yapılıyor; Apo ve Kandil ile irtibat kuruluyor ve
bir takım anlaşmalar imzalanıyor. Bu süreç aynı zamanda anayasanın da
yeniden kaleme alındığı günlerdir. T.C. bir hukuk devletidir; burada yapılan ise bir hukuksuzluktur. İşte bu görüşmelerde bir takım sözler verilmiş ve yol haritasına uyulmamış olabilir.

2. Oslo'yu değerlendirirken arkasındaki irade ile birlikte
düşünmek gerekir. Oslo görüşmelerini deşifre eden CHP sözcüsü Haluk
Koç'un açıklamaları ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun Oslo değerlendirmeleri
tezat teşkil ediyor. Bu tezatın sebebini CHP'nin Oslo'nın arkasındaki irade ile olan ilişki ve beklentilerinde aramak gerekir.

Wilson Projeleri Adım Adım Gerçekleştiriliyor

Günümüzde yaşanan değişim ve dönüşümler
Wilson İlkelerinin (1918) bir açılımıdır. Wilson, ABD'nin Birinci Dünya
Savaşı'ndan sonra kurulmasını istediği dünya düzenine ilişkin
görüşlerini bu ilkelerle açıklamıştı. Bilindiği gibi Sevr anlaşması ile
gün yüzüne çıkan bu anlaşmalar, milli mücadele ile rafa kaldırılmıştı. Ancak emperyalist güçler hedeflerinden vazgeçmiyorlar.
Wilson ilkeleri çerçevesinde ülkemiz toprakları üzerinde kurmak
istedikleri Ermenistan ve Kürdistan projeleri bu defa yeniden masaya
getirildi. Yine bu son gelişmeler, Amerika'nın hedefinin önünde engel gördüğü unsurları devre dışı bırakma operasyonlarıdır.
Siyasetle de olsa hukukla da olsa bürokrasiyle de olsa engelleri bir
bir aşarak Wilson projelerini gerçekleştirmede son perdeye doğru
gidiliyor.

Çözümün yolu öncelikle terörü bitirmek için
kararlı olmaktır. Kararlı olmak demek terörün arkasındaki güçleri
deşifre etmeyi ve buna göre muamele etmeyi gerektirir.