Türkiye'nin Tarımsal Potansiyeli Görmezden Geliniyor

Türkiye'nin Tarımsal Potansiyeli Görmezden Geliniyor

Anadolu'da sıcaklık 40 derece. Bu sıcak iklimde vatandaşın nabzını tutarak ve halkın sorunlarını dinleyerek adım adım dolaşan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ve kadrosu, önemli bir süreç yaşıyor. Bu yoğun gezi programıyla 25 ile ulaşan BTP ekibi, halkın dertlerine derman olmaya çalışıyor ve verimli bir çalışma yürütüyor.

Ülkenin ekonomik zorluklarla mücadele ettiği bir dönemde, hükümetin borç arayışına girdiği, muhalefetin ise genel seçimleri niçin kaybettiğini örtbas etmeye çalıştığı bir dönemdeyiz. Ancak BTP, 2001 yılında parti programında ifade ettiği teşhis ve çözümlerle, Anadolu'nun içeride ve dışarıda yaşadığı kırılma noktalarına çözüm sunmayı hedefliyor.

BTP'nin lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet, Milli Devlet tezi, ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm olarak ön plana çıkıyor. Hüseyin Baş, bu çözümler doğrultusunda halkımızı dinleyerek, sorunları yerinde tespit edip çözüm arayışında bulunuyor.

Anadolu'nun buğday ve arpa deposu olan bölgelerinde yapılan ziyaretlerde çiftçilerin sorunlarına kulak veriliyor ve BTP'nin insan odaklı yaklaşımının altı çiziliyor. 

Çiftçi arkadaşlarımızla gerçekleştirdiğimiz toplantılar, özellikle Konya-Karaman eksenindeki üreticilerle yapılan sohbetler, beni şahsen hayrete düşürdü. Dünyanın hala atlatamadığı bir krizle karşı karşıyayız: buğday krizi. Rusya ve Ukrayna arasındaki buğday sevkiyatı krizi, hala devam etmektedir. Buğday olmadan temel gıda ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değildir; bu nedenle buğday sorununun çözülmesi hayati öneme sahiptir.

Rusya-Ukrayna Savaşı, buğday krizini tetiklemiştir. Ukrayna ve Rusya, buğday üretiminde hala dünya liderliğini elinde tutmaktadır. Dünya bu iki ülkenin ürettiği buğdaylara muhtaçtır. Ülkemiz ise buğdayın anavatanı olmasına rağmen, içinde bulunduğu durum tam bir mirasyedi görünümündedir.

Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, tarım ve hayvancılığın stratejik sektörler olduğunu vurgulamıştır. Tarım ve hayvancılık sektörleri, gıda sorununu ve beslenme problemlerini çözebilmek için ucuz-pahalı demeden sürekli üretim yapmayı sağlamalıdır. Paranız olabilir, ancak bu temel ihtiyaçları temin edemezseniz, para ile beslenemezsiniz. Gıda problemlerini çözmek için kendi üretimimize odaklanmalı ve gıdayı üretmek ile tüketmek arasında bir denge sağlamalıyız.

İç Anadolu bölgemiz, Konya ve Karaman gibi zengin topraklara sahip olan buğday ambarımızdır. Bu topraklardan Akdeniz'e doğru indiğimizde ise Mersin'in dağları, taşları zeytin ve narenciye bahçeleriyle doludur. Bu bereketli toprakları su ile buluşturduğumuzda, verimlilik ve bereketin fışkırdığını gözlemleyebiliriz. Ülkemiz böylesine zengin doğal kaynaklara sahipken, ne yazık ki sonuçlar hiç de arzu edilen şekilde değildir.

Kuraklık riskine karşı Rusya ve Ukrayna'dan bol miktarda buğday alınarak silolar doldurulmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre bu yıl buğday üretimi geçen yıla göre yüzde 3,8, arpa üretimi ise yüzde 1,2 oranında artarak 20,5 milyon ton ve 8,6 milyon tona ulaşmıştır. Ancak Türkiye Mahsulleri Ofisi (TMO), üreticinin ürününü almakta yavaş davranmakta ve üreticiye randevu verme konusunda sorunlar yaşanmaktadır. Bu durum, üreticiyi serbest piyasaya sevk etme gibi bir algı oluşturmaktadır. Ancak esnafın verdiği fiyat, üreticiyi kurtarmaya yetmemektedir.

Üreticinin malını depolama imkanının olmaması, üreticinin mecburen ürününü elinden çıkarmak zorunda kalmasına neden olmaktadır. Devlet ve millet bir bütünün parçasıdır ve toprak mahsulünün fiyatını değerlendirirken sadece ithal edilen fiyatla karşılaştırma yapılması yanlıştır. Yerli ürünlerin desteklenmesi, istihdamın artmasına, yan sektörlerin beslenmesine ve piyasalarda hareketliliğin oluşmasına katkı sağlar.

Üretici, geçen yıl ve bu yıl arasında alım fiyatlarının neredeyse başa baş olduğunu belirtmektedir. Ancak ekmeğin fiyatının geçen seneden bu seneye tam ikiye katlandığını görmekteyiz. 

Üreticilerimizin sorunlarını ciddiye alarak, tarım politikalarını gözden geçirerek ve yerli üretimi destekleyerek, ülkemizin zengin tarım potansiyelinden en iyi şekilde faydalanması gerekmektedir.