Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana

Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana

Gıda enflasyonu artık saklanamaz hale geldi. Ülkemizdeki yüksek enflasyon bir şekilde kamufle ediliyordu.  Söz konusu gıda olunca, zengin fakir herkes bir anda, ne oluyoruz demeye başladı.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre,
geçen yıl, gıda fiyatlarında en yüksek artış Türkiye’de kaydedildi. Gıda
enflasyonu OECD genelinde yüzde 1,8 iken, Türkiye’de yüzde 25’in üzerine çıktı.
Hükümet meseleye her zaman olduğu gibi çok sığ bakıyor. Dolayısıyla çözüm de üretemiyor.
Bazen stokçuklar sebep  oldu diyor, bazen
aracı tüccarlar bunun müsebbibi diyor ama sorun artarak devam ediyor. 

Pazarda, artık insanlar ihtiyaçlarını karşılayacak
şekilde alış veriş yapamıyorlar.

Çözüm ortaya konacaksa öncelikle teşhisin doğru konması
gerekir.

Bakın Ak parti iktidarı başa geldiği ilk günden itibaren
çok yanlış politikalar uyguladı.

Nasıl mı diyeceksiniz. Nasıl oldu da "Yiğit Muhtaç
Olmuş Kuru Soğana " bunun hikâyesinin iyi bilinmesi gerekir. Tarımda kendi
kendine yeten bir ülke iken, saman ithal eder hale gelmek sıradan bir sonuç
değildir. Bu durum bile görmezden gelinmiştir. Bir taraftan dışarda daha ucuz,
o halde ithal etmeliyim gibi günü kurtarmaya dönük popülist politikalar
uygulanmış; diğer taraftan ithalatlarla bir takım kesimler
zenginleştirilmiştir. Kimler tarım ürünlerini ithal ediyor, bu dahi
araştırıldığı zaman uygulanan yanlış politikalar daha iyi anlaşılacaktır.

Hükümetin tarımda uyguladığı bazı politikaları
hatırlayalım.

Tarım arazisini ekmeyene para vermediler mi!

Fındıklığını sökene para dağıtılmadı mı!

Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı güya balık stokunu korumak
için "balıkçılığı bırakana para ödeme" kararı almadı mı!

Bu uygulamaları ne ile izah edeceksiniz…

Tarım da yıllardan beri gariban çiftçimiz eksek de mi zarar
etsek ekmesek de mi zarar etsek demedi mi?

Tarım yapanlar adeta cezalandırılmadılar mı?

Dolayısıyla bugün yaşananları, dün yapılanlara
baktığımızda izah edebiliriz.

Çözüm, ancak ve ancak köklü bir tarım politikası ile
ortaya konabilir.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr.
Haydar Baş Bey bu konuda Milli Ekonomi Modeli Sosyal Devlet ve Milli Devlet
kitabında tarım konusuna geniş olarak yer vermektedir.

( http://www.haydarbas.com/?pages,1615/milli-ekonomi-modeli-nde-tarim-politikasi
)

Hükümet milli ve yerli kavramlarını kullanıyor ama
icraatlarının milli ve yerlilik ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.

Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günler önemlidir. BTP’li
belediye başkan adayları desteklenerek MEM'in yerel uygulamaları için fırsat
verilmelidir.

Bakın, İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Selim
Kotil Bey bu konuda ne diyor: "Avrupa'da 160 bin kooperatif var. Bunların
çoğu belediye kooperatifi… Bu şekilde belediye kooperatifi kurulacak. Çatalca,
Silivri gibi tarım bölgelerinde bu kooperatifler devreye sokularak İstanbul'un
ihtiyacı olan tarım ürünleri yetiştirilecek. Böylece İstanbullu ucuz ve taze
tarım ürününe kavuşacak."

Bir taraftan çiftçi iş güç sahibi olacak diğer yandan
tüketici taze ve ucuz kolay ulaşabileceği ürünlere sahip olacak.

Kamuoyunda görülen o ki, bu defa seçmen algı yönetimine
kurban olmayacak. Çözümün yanında yer alacak.