Zam Aynasında Neler Seyrediliyor

Hükümetin ekonomi bakanlarının yaşanan ekonomik çıkmaz ile ilgili
tartışmaları da bir başka gösterge. Bir bakanın mali disiplin konusunda frene
basalım derken diğer bakanın harcamalarda frene basalım yaklaşımları da hükümetin
nasıl bir politika izleyeceği konusunda kafasının ne kadar karışık olduğunu
gösteriyor.

Bu gayet doğal. Sadece komşumuz Yunanistan değil neredeyse bütün bir batı
yanıyor. Sadece müslüman ülkelerdeki dış güçlerin tahriklerini afişe edenler
batının mağdur halkının isyanlarını ve sokağa dökülmesini görmezden geliyorlar.
öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Kapitalizm artık bitmiştir.
Batı kendine sürekli çözüm yolları aramaktadır. Zaten batının işgal
hareketlerinin bir sebebi de ekonomide yaşadığı tıkanıklıktır. Bir taraftan
kendine silah pazarları bulmak, diğer taraftan enerji kaynaklarına hükmetmek
istemektedir.

"Teslimiyetçi Uygulamalar Durumu Bu Hale
Getirmiştir"

İşte asıl sorun burada yaşanmaktadır. Teslimiyetçi uygulamalardan öteye
gidilememesi, sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Batıya
teslimiyet ile sorunların çözülmesi mümkün değildir. Bu konuda bir iki örnek
üzerinde duralım.

Hükümetin uyguladığı Suriye politikası ile milyar dolar milli servetimiz
boşa gitmiştir. Hatırlanacağı üzere dışişleri bakanı her defasında bizi yalnız
bıraktınız, mali olarak biz altından kalkamıyoruz derken bunu ifade ediyordu.
İşin acı tarafı masraf bununla da kalmayacak, kışın gelmesi ve sair
ihtiyaçların karşılanması ile cari açık daha da büyüyecek. Bunun faturası da
halkımızdan çıkartılacak. Hükümet her sıkıştığında zam, vergi ve cezalarla
halkın sırtına binerek vatandaşın biraz daha belini bükmektedir. Uygulanan
yanlış politikalar ile halkımızın mağduriyeti bir kat daha artmaktadır.

"Sebep Yıllar önce Gösterilmişti"
Batı kâğıdına mührünü vurarak döviz diye ülkemize
gönderiyor. Bizde kâğıda para muamelesi yapıyoruz. Böylelikle yatırımlarımızı
bir kâğıt parçası ile değiştiriyoruz. Hiçbir ülke piyasalarında bir başka
ülkenin parası geçer akçe değildir. Bizim ülkemizde ise dövizle her türlü
alışverişi yapmanız mümkündür. Yabancı paranın karşılılığı var mıdır bunun
sorusu bile sorulmaz. Hemen peşinen ifade edelim ki dünyada dolaşan dövizlerin
karşılığı yoktur. Bir kimse cebine istediği kadar Amerikan doları koyup Amerika
birleşik devletlerine giriş yapamaz. İçeri girerken bir para kısıtlaması
vardır. Çünkü dünyada dolaşan dolarlar ABD'ye girecek olsa bu paraların
karşılığı yoktur, çünkü dolarlar karşılıksız basılmıştır. ülkemizdeki emek ve
üretimin karşılığı olarak yeterince kendi paramız basılmadığı için bizim emek
ve üretimlerimize karşı yabancıların parası geçer akçe olmaktadır. Bütün bu
tespitler Prof. Dr. Haydar Baş beye aittir. Yine hocamızın ifadesi ile para bir
ülkenin bağımsızlık sembolüdür, aynen bayrak gibidir.

Bir taraftan var olan birikimlerimiz batının menfaatleri için çarçur ediliyor,
diğer taraftan uygulanan para politikaları ile halkımızın emek ve üretimi
peşkeş çekiliyor. Sonra da el yordamıyla çözüm aranıyor gaza mı basalım
deniyor, frene mi. Sayın başbakan Erdoğan ise faturayı halka çıkartıyor. Tam de
halkımızın siyasi tercihine uygun bir çözüm, milletimize hayırlı olsun.