10 Kasım ve Muharrem Matemi

10 Kasım ve Muharrem Matemi

10 Kasımda Anıtkabir’e cumhuriyet tarihinin en fazla ziyareti gerçekleşti.

Yalnız Anıtkabir mi, hayır; aynı şekilde Dolmabahçe ziyareti de rekor seviyede idi.

Gavur İzmir diye ifade edilen, Atatürk'ün İzmir'inde de Prof. Dr. Haydar Baş beyin öncülüğünde

tertiplenen Atatürk'ü Anma ve Muharrem Matemi programında mahşeri bir kalabalık vardı.

Bu teveccühün sebebi nedir, gelin bunu irdeleyelim.

Sayın Prof. Dr. Haydar Baş bey, Atatürk'ün gerçek kimliği üzerinde uzun zamandan beri toplumu

aydınlatmaya çalışıyor. Atatürk Ehl-i Beyt sevdalısı bir hafızdır. Bugüne kadar topluma Atatürk dinsiz

olarak lanse edildi. Bir taraftan dinsiz olarak tanıtılan Atatürk'e ve Atatürk’ün şahsında Türkiye

Cumhuriyeti Devletine karşı bir iftira kampanyası başlattılar. Devlet ve millet arasındaki çatışmaya da

sebep oluyordu bu düşmanca tavırlar.

İzmir'deki program ülkemiz için ilklerin yaşandığı Muharrem matemi etkinliklerinden birisi idi. Alevi,

şii ve sünni dünyadan konuşmacılar Mustafa Kemal Atatürk’ü, İmam Hüseyin efendimizi ve Kerbela

şehidlerini andılar. Ehl-i Beytin çileli hayatı yad edildi ve İmam Hüseyin’e bağlılık tazelenmiş oldu.

Programdan bir gün önce İzmir ve civarında yaptığımız ziyaret ve sohbetlerde gördük ki, Prof. Dr.

Haydar Baş bey Ehl-i Beyti gündeme getirmekle başta aleviler olmak üzere milletimizin gönlünde

taht kurmuş. Görüştüğümüz alevi-bektaşiler sayın Baş’tan bahsederken ‘o bizim başımız’ diyorlar.

Bugüne kadar hep istismar edildik, hep bizden destek istendi, siyasi bir gücümüz yoktu, ama artık

bizim Haydar Başımız var diyorlar.

Son günlerde alevilerin bu teveccühü diğer siyasilerin dikkatini çekmiş olacak ki, alevileri istismar

politikalarını arttırdılar. Ancak dikkat edilirse rahatça görüleceği gibi bunların sözleri cilalı da olsa

özlerinin karanlık olduğu görülecektir. Muaviye’nin, Yezid’in yaptığı gibi, bunlar da mevki, makam

dağıtmakta, yeri geldiğinde dünyalıkları da devreye koymaktadır. Dün bu oyuna gelenler Hz. Hüseyin'i

yalnız bıraktılar; yalnız bıraktılar ama yalancı makamları, ele geçirdikleri az pahaları onlara zindan

oldu. Hem dünyalarını hem de ahiretlerini berbat ettiler.

İmam Hüseyin’i anlamak ve Kerbela matemini idrak etmek için, Kufe mahlûklarını da iyi tanımak

gerekir.

İmam Hüseyin’i Kufe’ye davet edenlerin hali "Ya imam, onların kalbi senin lehine, kılıçları senin

aleyhinedir” şeklinde anlatılır. Kerbela bu gaflet halinin nelere mal olacağının da bir göstergesidir.

O halde günümüzde Hüseyni duruş iddiasında bulunanların hal ve hareketlerine çok dikkat etmeleri

gerekir.

Gerekçesi ne olursa olsun, dünyalık arzu ve isteklere kanıp, Hüseyin’in yanında olmamak yani dik

durmamak vebaldir, vebal üstüne vebaldir.

O halde bugün yapılması gereken şiilerin, alevi-bektaşilerin, nusayrilerin, caferilerin, Ehl-i Beytin

çilesini ve Kufe’lilerin dönekliğini unutmamaları gerekir.