14 Mayıs Sürprizlere Gebe
14 Mayıs 2023 Türk siyasi tarihi açısından bir dönüm noktası olacaktır. Bu sadece başkanlık sistemi mi, yoksa parlamenter sistem mi açısından değil aynı zamanda siyasi aktörler açısından da böyle olacaktır.
Hükümet 20 yılı aşkın zamandır iktidardadır. Ancak karneleri kırıklarla dolu. En çok iddialı oldukları maneviyatla donatılmış gençlik hedefleri ve ekonomide enflasyonun durdurulamaz yükselişi bunu gösteriyor.
Perşembe günü Ramazan ayını idrak ediyoruz. Şimdiden mübarek olsun. Ancak son yıllarda milletimizin dini yaşantıdan fersah fersah uzaklaştığına şahit oluyoruz. Bir kriter olarak camilere bakabiliriz. Selatin camiler bile namazlarda boş denecek durumda. Ramazan'ın ilk günlerindeki heyecan ilerleyen günlerde yerini boş saflara bırakacak. Teravih saatlerinde Ramazan eğlenceleri prim yapacak. Ekonomideki durum da bundan farklı değil.
Bu hükümetin genel politikasının yap boz taktiğine büründüğünü görüyoruz. Daha aylar önce alay-ı vala ile ‘yeni ekonomi modeli’nden bahsettiler. Sayın Erdoğan büyük bir ekonomi uzmanı edası ile ekranlara çıktı biz yüksek faiz vererek sıcak para çekme politikalarının politikasını elimizin tersiyle itiyoruz, düşük faizle üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz dedi.
Demek istediği şu idi, başarı elde edemedikleri mevcut serbest piyasa ekonomisine karşılık yeni ekonomi modelini uygulamaktı. Aslında anlattıkları model yeni-meni değildi. Bu Çin devletinin bir dönem uyguladığı ülke insanını toptan işçi yaptığı, ucuz işgücü uygulaması idi.
Burada dikkat çeken konu şu, dünya her iki yaklaşımı terk ederken bizim ülkemiz gecikmiş bir teslimiyet ile yine kuyruk siyaseti uygulamaya devam etti. Bir başka açıdan modası geçmiş uygulamalara talip oldu.
Bütün bu açıklamaları yaparken ne kendisi ne de kurmayları işin bam telini göremedi. Evet, Çin kendi koşullarında başarılı oldu. Bizim ülkemizdeki ihracatın ithalata bağımlı olduğu gerçeği görülemedi. İhracata konu olan mamullerin, yurt dışından ithal edilen ürünler ile imal edildiğinin ne anlama geldiğini göremediler. Söz de dinlemediler.
Eleştiriler karşısında bu ‘nas’ dediler. Şunu da görmezden geldiler, eğer nas’a göre hareket edilecekse çoğu haram olanın azı da haram olduğu halkın gözünden kaçırılmaya çalışıldı. Bir taraftan serbest piyasa ekonomisi uygulanırken diğer taraftan faiz aşağı çekilerek en iyi ihtimalle algı yönetildi veya örtülü operasyonlar gerçekleştirildi.
Sonuç olarak bu uygulama tam bir fiyasko ile sonuçlandı. Türk ekonomisinde ocak ayında 9,85 milyar dolarla rekor cari açık kaydedildi. 12 aylık cari açık 51,7 milyar dolara ulaştı. Enflasyon resmi verilere göre % 84,39 seviyesine yükseldi, TL ise dolar karşısında bir yılda % 30’a yakın değer kaybetti. Sonuçta enflasyon patladı, hayat pahalılığı çekilemez hale geldi. Şu günlerde seçim ekonomisi ile değişik vesileler ile vatandaşa para verilse de, seçimden sonra bunun sanal bir gerçeklik olduğu görülecektir.
Şimdilerde AK partinin yeni ekonomik sistemden vazgeçtiğini görüyoruz. Seçim beyannamelerinde ‘serbest piyasa ekonomi kuralları, dünya ekonomisine paralel uygulamalar, ekonomiyle mücadele gibi çeşitli önceliklerden bahsediliyor. Şimdi yap-boz sistemi ekonominin başına bir isim arıyor. Realiteden uzak bir ekonomi ile yıpratacak ve atılacak bir isim. Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bir görüşme gerçekleştirdi ancak Sn. Şimşek bu görevi kabul etmedi. İsim aranmaya devam edilecek, ancak sonuç değişmeyecek.
Millet ittifakı ise elindeki tarihi fırsatı kaçırmak üzere. Dağınıklıktan kurtulamıyor, masayı genişleterek sonucu garantilemekten ziyade kendi aralarındaki paylaşım tartışması masaya zarar veriyor. Henüz fırsat kaçmış değil, siyasette 24 saat uzun bir zamandır. Masa kayıtsız şartsız genişler ve bütün muhalefete kucak açarsa, seçimi alır. Aksi halde büyük bir risk alır belki de 14 Mayıs sonrası masanın bütün paydaşları siyasi mevta olurlar.
Çözümün tek adresi var. Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modelidir. Tüketim eksenli bu modelle tüketici desteklenecek, sosyal devlet gerçekleşecek, üreticiye pazar olacak. Bu tüketimle ekonomi emme basma tulumba gibi büyüyecek. Alan memnun satan memnun olacak. Bu millet ne zaman inadından vazgeçerse o zaman cennet hayatı yaşamış olacak. Vesselam